Zenginlerin ahlaksız, varoşların ise sınıf atlama hayali kuran zavallıcıklar olduğu klişesi üzerine kurulu berbat dizi. Senaristi Melis Civelek daha önce yazdığı dizilerden bir kolaj yapmış.
Türk dizi piyasasının kartellerin elinde olduğunu kanıtlamak için daha kaç çakma dizi izleyeceğiz?
doksanlı yılların başında bir görünmüş sonra ortadan kaybolmuş bir müzik grubu. haremde dans isimli unutulmaz şarkıları tam bir efsanedir. kendileri ortadan kaybolsa da geride inanılmaz bir jenerik şarkısı bırakmışlardır. süper fm'in unutulmaz cıngılı bu gruba ait bir şarkıdır.
Temsili tamlama. Yasak olan meyve değildi, ilk insanların seks yapmasıydı. Bu yüzden kovuldular. Yasak meyveden tatmak deyimi ile sekse gönderme yapılmış.
her ne kadar yasak elma ulasilmayani simgelese ve ayaginizin altina bir tabure koymak anlamina gelse de "o an ulasilamayani istemek" ile "asla ulasilamayacak olani isteme"nin ayrimina varilmasi gerekir. ilki her zaman yeni seyler pesinde kosmayi, birseyi basardiktan sonra baska birseyi hedeflemyi, dolayisiyla ilerlemeyi ve gelismeyi beraberinde getirir. öte yandan elde ettiklerinin degerini bilmeminin yaratacagi doyumsuzluk tehlikesi de kendini gösterebilir. ikincisi ise bos hayaller pesinde kosmaktir, sinirlarini bilmemek ve kendini tanimamaktan ya da asiri hirstan kaynaklanir; kendinle barisik olamamanin yarattigi bir durumdur, patalojiktir ve sonu da hüsrandir.
öte yandan istediginin bu ikisinden hangisine girdigini bilebilmek bir erdemdir, ayirdina herkes varamaz.
Konusunu kör ahmet bile tahmin etse tutturur amk.Yine zengin plaza hayatı,şirketler sahibi genç yakışıklı biri ve orta sınıftan güzel bir kız... Gerisi zaten biliyorsunuz.Neyse izlemek isteyenlere iyi seyirler.
Aslında konuyu Adem'e sormak lazım. Elma'nın cazibesi gerçekten yasak olmasından mı ileri gelmişti? Her ne kadar olayda Havva'nın gazına gelmiş olsa da, belki durum gerçekte farklıydı. Hani moda tabirler türedi ya; yasaklar çiğnenmek içindir, yasak olan her şey çekicidir ve sair... Konu sadece Elma'nın kendisi olamaz mı?
Elma güzeldi, dalında öyle kırmızı, öyle canlı, öyle zarifti ki, Adem ona sahip olmak istedi. Havva da kıskandı Elma'yı Adem'den. Onu Elma'yı koparmaya cesaretlendirdi ki gazaba uğrasın, anlasın kendisinden başka bir şeyi böylesine fazla istemek ne demekmiş. Ve Elma... O da bir ağaca bağlı, onu bu zamana kadar büyüten, besleyen, olgunlaştıran
o ağaca bağlı. Ancak her Elma, günü geldiğinde, kendi arzusuyla kopmaz mı dalından? Yeterince olgunlaştığında bırakmaz mı ağacını?
Elma'nın bile bir iradesinin olması ne tuhaf.
Eğer Elma önce ağacından kopup yere düşseydi o zaman da cezalandırılır mıydı Adem? Zaman kavramının olmadığı bir yerde, tek sorun zaman mıydı?
elma olduğu bilinmeyendir. islam alimlerinin yazdığı tefsirlerde, ''yasak meyve'' diye geçiyor. çeşitli kavillerde farklı meyveler zikredilmiş. kimi incir demiş, kimi üzüm demiş. hatta imam kurtubî, ''hazreti adem yasak ağaçtan üzüm yediği için şarap müslümanlara haram kılınmıştır'' demiş. mesela imam birgivî de buğday başağı diyor.
fakat ne acayiptir ki, müslümanlar bunları bilmiyor, halen bir hristiyan fantezisi olan ''yasak elma'' metaforunun peşine takılmış vaziyette gidiyor. işte biz buna kültür emperyalizmi diyoruz.