rutin hayattan, klon tiplerden, herkesin gözü önünde yaşanan ilişkilerden ve klişe sözlerden sıkılmış bünyenin "nasıl heyecan katsam hayatıma" diye düşünmesi sonucu bulduğu çözüm yoludur. bilmez ki o heyecan, eski hayatını darmaduman edecek, elinde kalan değerleri yakıp yıkacak. sır tutmak ne kadar zor gelecek bilmez, delice anlatmak istediğinde içinde kopan fırtınaları, susmak zorunda kalmak ne kadar yorucu... ve bilmez belki ama öğrenecek; yasak aşk dalgalı bir deniz gibi. önceleri, ışıl ışıl görünen mavi suları mevsim değiştikçe grileşmeye başlayacak. soğuktan çırpınacak o beden ve bir gün yorgun düşüp bilmediği bir yerde karaya vuracak, belki ölü belki diri ama daima "ağır yaralı". *
aşkı yaşamanın kendisi yanlışken aşkın yasağını yaşamaya kalkmak üç kişiyi üzecektir ensonunda en iyi ihtimalle sevgikalple ruhla güzeldir araya değerleri kaybettirecek şeyler girerse bir kaç hayatı mahvedebilir belkilerle yaşanır sonra heyecan aramanın tek düze hayattan kurtulmanın adı oluverir yasak aşk istemek.
asiri hiz yapmak gibidir. yolculugun en adrenalin, en cosku, en siradisi anlari bu saniyelerde gecer. nasil hizlandiginizin farkina varirsiniz ya hani, etrafinizda olup bitenlerin cabuklugu size guc verir, egonuzu tatmin eder. yasak ask da bunun gibidir. nasil oldugunu nasil gelistigini bile bile icine dusurursunuz kendinizi bu girdabin. ve iste bu yuzden; sonunda olum veya agir bir yara olabilecegini bile bile, en gozu kara ama gozu kör olmayan asktir yasak ask. ne olup bittigini gorursunuz cunku..
yasak aşk olayı demek ki skimsonik bir diziyle moda olmuş. vay anasını sayın seyirciler.
hem de moda.
genelde yasak aşklar tehlikelidir. hatta kesinlikle tehlikelidir.
gazetelerin üçüncü sayfalarını süsleyebilir, kepaze olabilir, hayatınızı bir daha asla dönüşü olmayacak biçimde karartabilirsiniz.
yok aga benim gözüm kara, bana bi sik olmaz diyorsanız. buyurun meydan sizin.
yaşayın amına koyayım.
ancak filmin sonunda sadece mutsuz olanın kendiniz değil bir yığın insan olacağını unutmayın.
işin bir de ahlak tarafı var ki ona hiç girmiyorum.
Yasak aşk geniş bir kavramdır. Çölde yön bulmaya benzer. Ama en kısa tarifi olmaması gereken aşktır. Evlilik dışı yaşanan aşktan bir çizgide salınır. Ama her seferinde yasağın sınırlarına kendini vurur. Tabudur. Ahlak yasaklamıştır, kanun yasaklamıştır, din yasaklamıştır, eş yasaklamıştır. Yaşanılmaması gerekendir. Buna rağmen yaşanır. Yaşayanlar gözlerini budaktan sakınmaz. Bedeli vardır. Ödeyecekleri bedeli bile bile uzanırlar aşka. Bazen idam, bazen cinayet, bazen toplum dışına atılmak, bazense recm usulü ölümdür cezası. Tıpkı Suudi Arabistan'da yıllar onca taşlanarak öldürülen Prenses Mişa'nınki gibi. Geriye ise ne atılan taşlar, ne yazılan mahkeme kararları, ne de kanlı bıçak kalır, geriye bir tek aşk kalır.
geri zekalı olmakla eşdeğerdir gözümde. adam gibi bi aşk, sevgi yaşamak varken daha kötüsünü neden yaşamak istesin ki insan? ama yaşınız 17 ise gayet normal. insan salak oluyor biraz o yaşta. herkes için geçerli değil tabi.
