gülben ergen'e ait bir parça.
sözlerini de yazayım, şarkı eşliğinde okuyun bari. *
Bir zamanlar şahindin, yükseklerdeydin indin
Ne kadar dalgalıydın rüzgarlıydın indim
Yatıştı öfkem kadir kıymet bildim sevdiğimi söylerken samimiydim
Sen beni boşver kendini dinle değişir herşey yasa böyle
Arama sorma beni aman
Yok yere kalbini yorma tamam
iyiyi kötüyü göze almadan
Sakın ha gelme
Fark edersen eğer hemen herşeyi bırak gel
Dünya işleri dursun
Ne boş telaşmış meyer
Bana sorarsan eğer her hayat bi roman
Gel sen de olma geç kalanlardan
Sen beni boşver kendini dinle değişir herşey yasa böyle
Arama sorma beni aman
Yok yere kalbini yorma tamam
iyiyi kötüyü göze almadan
Sakın ha gelme
montaigne tanımına bakılırsa yasalar doğru oldukları için değil yasa oldukları için yürürlükte
kalırlar. Kendilerini dinletmeleri akıl dışı bir güçten gelir, başka bir
şeyden değil. Mistik olmak işlerine gelir. Yasa koyanlar da çok kez
budala, ya da eşitlik korkusuyla haksızlığa düşen kimselerdir. Nasıl
olursa olsunlar, insandırlar sonunda, her yaptıkları şey ister istemez
sudan ve değişkendir.
Yasalardan daha çok, daha ağır, daha geniş haksızlıklara yol açan ne
vardır?
sürekli slide show yapan bir monitörü vardır. gelmiş olan ünlülerin orada çekildikleri fotoğraflar döner durur orda. az bakayım dersen 15 dakika ayakta mal mal seyrettiğini farkedersin. eskiden mor ışıklı sinek öldürücü dalgalardan vardı mekanlarında. sinekler cız cız ölürdü. şimdi lcd monitörlü, gayet elit bir mekandır. susurluk denince akla gelen yerlerden. farkettiğim, sadece yoldan geçen arabaların değil, susurluk gençliğinin de aktığı bir yer. güzel susurluk kızlarını görmek hiç de zor değil yasa'da. wifi bağlantısı da var ama şifresi de vardı bağlantının. yine de overrated bir yer. ahım şahım bir şeyi yok. ama herkes iflas ederken aynı isimle, yıllarca hizmet vermek ve sürekli kendisini geliştirmesi, mekanı ünlü ve sevilen yapmıştır.
susurluk mevkiinde mut otel'in karşısında bulunan,gece 3'te bile ağzına kadar dolu olan efsanevi dinlenme tesisi.
yasa için tatile gidenleri tanıyorum.
cengiz han tarafından yazılmış moğol imparatorluğu'nda geçerli kurallar bütünü. yasa'nın geçerli olduğu zamanlarda moğol imparatorluğu sınırları içerisinde ortamın çok güvenli olduğu zamanın seyyahları tarafından yazılmıştır. bu kurallar dinlere tolerans tanımaktadır. ancak bazı kurallarda eski moğol dininin etkisi de görülür. örneğin gök gürültüsü ile yağan yağmurda yıkanmak ya da giysileri yıkamak yasaktır. çünkü moğolların eski dininde akan su iyi değildir. bu islam'ın moğollar arasında yayılmasını da güçleştirmiştir.
türkiye'de osmanlı zamanında kullanılan "hukuk" terimi yerine kullanılmaya başlanmıştır. moğolcaya da aslında yine türkçe'den geçtiği düşünülmektedir. uygurlar'ın etkisinden olması muhtemeldir. kökü "yas-" dır.