bu manzaraya şahit olduktan sonra, davos'ta halka oynandı da derler. keşke zamanında sen de clinton'un karşısında elpençe divan durmak yerine halka oynasaydın. hem belki o zaman elinize geçirdiğiniz iktidarı şimdi başarısız dediğiniz partiye kaptırmazdınız.
bir millet düşünün; 1945'ten itibaren dinle yoğrulsun, komünism ve buna bağlı olarak solculuk insanlara; canavarlık, ibn*lik olarak anlatılsın, 1980'den 90'a kadar her bokun altına atatürk sokularak insanların kafasında bıkkınlık oluşturulsun, bu da yetmedi 60 sene insanlara karşı din üzerinden siyaset yapılsın. bu millet sol bir partiye oy verir mi ? vermez. gel gelelim bu güne kadar da doğru düzgün vermedi. daha 2007'de %47 alan, her tarafta kadrolaşmaya giden bir parti, 60 yıldır eğilen halkın kremasını yiyen bir parti, davoslar'a gidip halka oynayan bir parti, son seçime göre %8'e varan oranda düşüyorsa başarısızdır arkadaş.
bu yüzden de yarısından az oy aldığı rakibine başarısız demek; dönem, süreç ve ortam incelenerek varılan bilinçli bir karardır.
size göre sol hala canavar, atatürkçüler atatürk'ü ilah edinmiş kafirler.
bir ülkede üzerindeki amerika etkisi çok basit anlaşılır;
ilk olarak ulaşıma bakarsın, 3 tarafı denizlerle çevrili, düzlükleri yeterli olan bir ülkede insanlar otobüslerle, uçaklarla ve arabalarla yolculuk yapıyorlarsa, uncesco kültür mirası listesindeki ilinde 8 şeritli yollarla tarihi doku yokediliyorsa, 400 km otobanla en güzel sahil şeridi bozuluyorsa bu ülkeyi amerika yönetiyordur arkadaş. daha fazla petrol satabilmek için. eğer bir ülkede trenle ulaşım hatsafhadaysa; insanlar akşam fransa'da oynanacak maç için, almanya'dan sabah trene binip, maçtan sonra geri dönebiliyorsa, biz bu tür ülkelere bağımsız deriz.
sosyal demokratlığı komünism, atatürkçülüğü de kafirlik olarak görmeye devam edin. ben değil atalarınız sizden utanacak;
günün şartlarına bağlı olarak doğru veya yanlış olabilecek eylem. şöyle ki : bu ülkenin yakın tarihinde 1982 anayasasının halk oylamasında %90 larda bir kabul görülmektedir. 1961 anayasasının kabulünde ise %69. fakat bu demek değildir ki türk halkı "aaa evet bize de zaten böyle sert ve özgürlük kısıtlayıcı anayasa lazım helal olsun kenan evren ve ekibine; zaten anayasa yapımında da bize hiç danışmadılar bir bildikleri varmış demek ki" demiştir. bunun sebebi 1982 yılında ki "kanunsuzluğa" bir dur deme biçimidir halkça. yeterince insanın öldüğünü, açlığın boy gösterdiği, artık bir sistemin gelmesini isteyen bağrı yanmışların son çaresidir. herkesin kafasında "ya hayır cıkarsa o zaman ne yaparız?" sorusu hakimdir.
neyse günün şartları demişken; yukarda ki metinden bir kaç kelime var sanki tanıdık...: sert, özgürlük kısıtlayıcı, kanunsuz, bir bildikleri vardır, ölüm, açlık, bağrı yanmış...
oy almak başarı mıdır sorusunu benimsemekle ilgilidir bu söylem. başarı aldığı oylarla değil yaptıklarıyla kıyaslanır hükümetin. halkın çoğunluk iradesi başarı demek değildir. ülke yönetmek söz konusuysa hiç saymaya başlamayalım başarısızlıkları.
halkı tanımanın ve verimli siyaset yapmanın kıyısından geçmeyen bir partinin ; kendi oluşturduğu laik-dinci ekseni sonucu doğan medyasını da yanına alarak sadece kıyılardan oy alması sonucu aldığı tavırdır.
Şimdi bir hesap yapalım. 39 bölü 2 eşittir 19 buçuk. Buraya kadar tamam değil mi? Pekiii... 23<19.5 ? Pek de mantıklı olmasa gerek... (bkz: hesap makinesi)
oturup ne yanlış yapıyoruz da alt gelir grubundan tek bir oy bile alamıyoruz diye düşüneceklerine elalem %40'tan az aldı diye sevinirler. şaşırmaktan gülmeye vakit bulamazsınız.
