Bugün oturdum kendi başıma. Oturda biraz konuşalım dedim. Sus dedi. Üzerime gelme dedi. Senin için elimden geleni yapıyorum dedi. Peki dedim. Sustum.
Yorgundum eve geldiğimde. Ne yalan söyleyeyim pek te bir kırgındım. Kime olduğunu bilmeden ama kendi payıma olan kısmından emin bir halde oturdum. Annem hep söylerdi. Evladım aman ha sakkın çalma birde yalan söyleme diye. Çalmadım. Çokça yalan söyledim. En başta kendime. Kırıldım çokça. Affetmek kolaydı başkalarını ama kendimden başlayınca işe hep pes ettim.
Dostlarım hakkında hep iyi düşündüm. Dostlarım hıyarlık ettiğimi söylediler bu konuda. Dostalarım .. . Ama ben yinede iyi düşünmeye devam ettim ve en nihayetinde hıyarlık ettim. Öyle ya onların gözünde poliyanna bendim. Ama bilmediler ki ben kendi adıma isa yı oynuyordum. Yaradanı dahi sorgulayan ben bizzat isayı oynuyordum.
Bugün oturdum kendi başıma. Bizzat çöktüm kendi nefsime. Herzaman olduğu gibi anlatamadım derdimi belki kelimelerle ama ben bildim, ben inandım kendime, konuşup dursunlar öylece ve ben bildim. Yazık ettim kendime her seferinde ama bildim. Kendimce ben bendim her seferinde.
Bıkmıştım eve geldiğimde. Nefes almak istedim sadece kendi kelimelerimle ama bildim en azından bir kez daha. Ben bendim ve benim ve olacağım son nefeste.
Sadece ufak bir sorun var. Birşeylerin değişebileceğine ölesiye inanıyorum ama arkamdan atlayacak kimsenin yokluğu beni alıkoyuyor ve ölesiye kahrediyor. Bitişin başlangıcının benim sonum olmasından ürküyorum ve hiçbirşeyi başlatamamasından.
Malum muhteşem zat-ı şahsiyetin kendisine sorulan öldükten sonra nasıl hatırlanmak istersiniz sorusuna verdiği insanca cevapta olduğu gibi aslında herşey .. bu tamamiyle size kalmış, ben öldükten sonra kimin umrunda olur ki, benim umrumda olmaz ve eminim sizinde .