her zamanki gibi yaşamı hissetmeye çalışırdım, bana kalan her bir anı. fazladan sevdiğimi söylemeye çekindiğim herkese bunu söylerdim, babama ve abime hep böyleydim.
onurumdan özür dilemediiğim ama beni kötü de hatırlamasın istediklerime özür dilerdim.
küçük yeğenime beni bilmesi üzerine manalı bir hediye bırakırdım.
ve bir yazarın dediği gibi son bir günü bunlar üstüne neşelendirecek miktarda borç alırdım bankadan, sonunu düşünmeyeceğin paraları harcamanın lezzetini de sığdırırdım böylece belki ömrüme.
ve son saatlerde kendimle baş başa düşünürken bir manzarayı seyrekoyulabilmek güzel olurdu. buna kuanın bir parçası da eklenebilir.