- ne oldun nen var karl?
- yok bir sey elizabeth.
- oynamiyorsun bur da değil gibisin.
- savası görüyorum elizabeth, insanlarin gözünde mutsuzlugu, bu insanlari gülmeleri unutmuslar. bizim için oynamalar bitti. zaten biz herşeyi oynadik. oynayacak bir şeyimiz kalmadi. ben köye dönmek istiyorum.
- köye mi?
- vilanekteki eve yerlesiceğim.
- bende geleyim mi? ister misin beni de?
- elizabet bak, sen benim herşeyimsin ama gelme. hiç bitmesin seninle oynamalarimiz.
- ne yapacaksin peki vilanek'te?
- bileycilik yapacağim.
- bileycilik mi?
- ya elim bos durmasin diye.
- keşke oturup yazsaydin.
- vakit yok elizabet, 1948 ocaginin son gecesi dan diye ölüyorum.
- aaaa nerden biliyorsun?
- bütün ansiklopedilerde yaziyor.
ben bir biley kusuyum
bileylerim kafesimin telini,
bicaklari baltalari getirin komsular
uyumsuz bileyci valentin usta geldi.
stüm fündür fürüs furuns ne feci
- neci neci ?
- stüm fündür fürüs furuns ne feci
siz sizin mahalleden gecenlerin hepsinin neci oldugunu anliyor musunuz?
1948'de ocagin son gecesi,
unutulmus mum gibi
unutulmus mum gibi
söndüm kendime kendime
kendim gömdüm kendimi
meger mazi pembeymiş,
yarin belki...
mor olur.