giden sevgilinin ardından ağıt yakmanın postmodern ifade şekli. sen gittin yarım kaldım, hayallerim yarım kaldı bla bla gibi.
nerdeee eski aşıklar, "varlığımın anlamı, istanbulum, karamanım, Bütün Anadolu ve Rum ülkesindeki diyara bedel sevdigim" deyu sevgilerini dile getirenler.
genellikle disi yakarisidir. ciftlerin cok sık yaptigi hatalardan biri de herseyi bir butun haline getirmek, elmanin iki yarisi olmaya calismaktir. guzel gunler yasanir iken gelecege dair planlar yapilmasi, vaatler verilmesi sonucu iliski icindeki disi birey farkinda olunmadan, istenmeden erkege oranla daha gelecege yonelik,hayalperest hale gelmektedir. cesitli sebepler dolayisi ile iliski bittikten sonra ise yarim kalan curuyen bir elma haline donusmektedir.. dogal olarak gelecege yonelik planlar, vaatler olacaktir ama bunlara cok fazla odaklanmamali anlik ve kisa vadeli planlar yapilmalidir. elma olunmalidir ama farkli butun iki elma..
ümitlerin elde kaldığı zamanlardır. tıpkı vücuda giren bir virüse karşı savaş açan bütün sağlıklı hücreler gibi, ruhta o anda bütün gücü toparlayıp, kırılıp ellere düşmüş ümitlerin parçalarını birleştirip sakince rafa kaldırmaya çalışır. "hiçbir şey yok sahip" der gibi, gözlerini kaçırarak yarım kalmışlığı boş bir havayla doldurarak... insanın savunmasızlığı zor, yarımlığa tamını bulamaması. ruhlarımızın einstein'ı olabilmek vardı...
birçok yazar ve şair tarafından güzelce açıklanan ama aynı zamanda açıklanamayan garip durum.
"Her şeyi iki kişilik düşüneceğiz. Sonra çekip gidiyor. o zaman ikiydik. ben şimdi tekrar bir kalacağım, yani kalmam lazım. ama bir de kalamıyorum, yarım kalıyorum. niye yarım kaldım ben?"