herşeyden önce tabelada yazan skor aslolandır diyerek reddedilecek düşüncedir. daha fazla inanan, daha fazla azmeden, yılmayan, son saniyeye kadar umudunu yitirmeyen, ter döken, tüm gücü ve iyi niyetiyle çabalayan kötü oynasa dahi haketmiştir ki bu bağlamda hakeden bizim alınlarından öpülesi futbolcularımızdır. mucizeler; inanç, azim ve umudunu kaybetmemekle geliyor, mucize yaratan kazanıyor. bundan daha büyük hak mı var? döktüğü terin son damlasına kadar türkiye'nin hakkıdır bu maç. *
kesinlikle yanlış tespit. en çok koşan top yapan türkiye idi. ilahi adalet işte. inanmayanlara kapak olsun. onlar haketseydi emin olun onlar tur atlardı.
kazanan tarafca dillendirilmesi son derece gereksiz cümledir.. isteyen istediğini düşünsün yarı finalde miyiz? eyvallah.. tüm futbolcularımıza helal olsun..
yanlış düşüncedir. tesadüfle falan da ilgisi yoktur... dün oynadık maçımızı, alnımızın teriyle kazandık, yarı finaldeyiz.. geriye bakmaya ne gerek var, maçlar önümüzde!
sadece bir örnekle bile çökertilebilecek önermedir. maçın 120.dakikasında hırvatlarda adım atacak hal kalmamışken, bizim stoperimiz(*) emre aşık, rakip cezasahasının içinde kafaya çıkıp indiriyorsa, bu önermeye ancak gülünür, hem de öyle normal şekilde de değil... diğer faktörleri de sayıp kafa şişirmeye gerek yok heralde..
(*): futboldan anlamayanlar için, stoper: defansın ortasında oynayan 2'liye verilen isim. yani takımın en gerisindeki adamlardan birisi...
(bkz: boş küme)
milli takımızın bu kadar sakat ve cezalıya rağmen sahaya çıkan 11 kişi ile ilk yarı 45 uzatmalarda 30 toplamda 75 dakika rakibe top oynatmaması; grup maçlarında makinenin dişlilerinin işleyişi gibi pas yapan hırvatlar bu maçta neredeydi sorunsalı; bireysel hatadan yenen bi gol ve şansın her zaman iyiden yana olması gerçeği ile son bulan maç sonrası içimizdeki hırvatlar tarafından sarf edilmiş kelimeler topluluğu..(içimizdeki yabancılara bu maçtan sona bide hırvatlar eklendi)
tabi yarı finali hakeden hırvatlar seri penaltılarda kalede rüştüyü görüp ayakları da titremiştir o ayrı.
bu önerme ile aklima suda gelmistir. gectigimiz haftalarda süper loto 14 milyon ytl verdi bir kisi kazandi.
ulan o da benim hakkimda o kadar oynadim , para verdim ben 1 lira bile alamadim adam milyonlari götürdü...
tabi bu geyiği birakip maca dönersek , ceyrek final macidir bu diyelim ve maci iyi oynayan degil , topu cok dolastiran degil golu atan kazanir. bu bu kadar basittir... o zaman her sene bu maclar oynanmasi kimin kadrosu iyiyse kimin kondusyonu yüksekse direk ona versinler kupayi mac falan oynanmasin...
maçı izleyememiş ancak penaltı atışlarını görmüş bir kimse olarak haklarıysa penaltı atışlarında alsalarmış, kale dışında ve rüştü'nün ellerinde gezen topları vardı ve yakın çekimde gördüm top yuvarlaktı. bu kez bizim için yuvarlandı... nitekim yarı finaldeyiz.
adamlar 119 da atiyor basari oluyor, biz 120 de atiyoruz tesaduf oluyor.pabucumun tesadufu... Genel olarak Hirvatlar biraz daha etkin oynamis olabilirler ama bazen hatice yerine netice devreye giriyor.
hırvatistan üstün oynadı, bizden fazla gol pozisyonu buldu ama bu hırvatistan'ın yarı finali hak ettiğini göstermez. ona bakılırsa 2004 avrupa şampiyonasında neredeyse her takım yunanistan'a karşı daha çok pozisyon buldu ama kupayı kazanan taraf yunanistan oldu!
son dakikalarda atılan gollere gelirsek, şu zamana kadar milli takım ve kulüp takımları son dakika gollerinden o kadar çok çektiler ki bir sefer de kazanan biz olalım n'ôlur yani!
sebebini sormak istediğim durumdur.
- hırvatlar 5 gol attı da biz mi görmedik?
- attığımız golde ofsayt ya da faul mü vardı?
- bizim değilde onların mı penaltısı verilmedi?
- futbolda atan değil oynayan mı kazanıyor?
- sebebi anlaşılamayan sarı kartlar onlara mı verildi?
- yoksa hakemin annesi türk müydü?
rıdvan dilmen'in yazısında hakeden tarafı türkiye milli takımı olarak göstermesi bence yeterli bi açıklamadır. sonuçta yıllarca utbol oynamış, futbolun içinde olan kişi o. ama kişisel düşüncem de aynı yöndedir. turnuvanın en iyi maçını hırvatistana karşı oynamıştır milli takım ve sonuna kadar alın teriyle, hakederek kazanmıştır.
bizim maçı yöneten hakemin kanısıdır. ne de olsa taraflı maç yönetmek zor zanaat olsa gerek... o kadar az bir sürede beraberlik sağlanması için takım ruhu gerekir motivasyonun bozulmaması gerekir bunlar da gücün bir parçasıdır. rüştü'nün çıkarttığı penaltı da o biçimdi hani... *
maç herzaman tabelada üstün olan takımın hakkıdır gerçeğinden habersiz olanların, geyik çevirmek için ortaya atabileceği tespittir.
Çok rahatlayacaklarsa eğer: uefa ya başvurup, maçı Türkiye kazandı ama lütfen kayda geçerken maçın Hırvatistan ın hakkı olduğunu belirtirmisiniz konulu bir imza kampanyası başlatabiliriz.ne işe yarayacaksa!!
maç boyunca sergiledikleri oyundan yola çıkarak söylenebilecek bir cümledir belki ama kimse kusura bakmasın iki penaltıyı kaleye isabet ettiremeyen takım çeyrek finali bile haketmemiştir arkadaşım. son anda gol yiyince heyecan ve korkudan dağılıp penaltıları sağa sola atıyorsan, bırak, bırak. *
anlamıyorum ben bu "kendinden olanı ezme tutkusu"nu... ulan nasıl oluyor da onların attığı gol aklı ve direnç dolu iken, semih'in son saniyeye kadar ayakta kalıp oyun disipliniyle çaktığı şut tesadüf oluyor?... yavrum, tesadüf görmemişsin sen, 120 dakika sahada koşturup, üstüne son dakikamsı gol yiyip, sonra da karşı kaleye gol atmak tesadüf falan değil dibine kadar başarıdır! tam tersi olsa, "ee, adamlar oyun disiplininden kopmayıp maçı son saniyeye kadar zorlayarak hak etti" derdi bu müşkülpesentler!