uzun, pompa biçimde bir alet ile şarap şişesinin ağzına takılan bir lastik parçası yardımıyla havasının alınması söz konusu olursa bir hafta sonra bile lezzetini kaybetmeyecek, sirkeye dönmeyecek şaraptır. bu işlemi uygulamadıysanız ama , ertesi akşam salataya o şarabı kullanabilirsiniz içiniz acıya acıya. bir de şöyle bir şey var ki hiç bir şarap yarım kalmaya layık değildir.
kreş'e ön yargıyla yaklaştığımdan malesef çok sonraları keşfettiğim, bundan dolayı bana inanılmaz pişmanlık veren şarkıdır. sözleriyle pişmanlığın dibine vurdurur. müziğiyle, altyapısıyla sizi maziye götürüp efkarlandırır, sadece yarım kalan o şarabı değil şişeleri mideye indirmenize sebebiyet verir. ayrılık ardından dinlenirse daha da bi' koyar. eski sevgili hala özlenmekteyse, elinizin telefona kaymasına, onu aramanıza ve içinizdekileri ona dökmenize de neden olabilecek bir parçadır. 3.dakikadan sonra dinleyenin kayışı koparır.
uzaklar ey nerdesin diye insanı haykırtmak istercesine yazılmış şarkıdır. ayrılık sonrası dinlendiğinde telefon ele alınıp sevgili aranıp, "yarım kalan şarabım var sizde içebilir miyim?" dedirtesidir.