yargısız infaz kurbanı faili meçhul

entry1 galeri0
    1.
  1. aynı anda her ikisi de olabileni ben oluyorum.
    dün öğleden sonra bilgisayar göçtüğü için reset atma çalışmalarım esnasında bilgisayarımı uzun ve meşekkatli bir operasyon sonrasında komadan çıkarttım tabii bu koma evresinde sözlükten ayrı kalmak istemediğimden, android bir telefon aracılığı ile mobil internet kanalıyla uludağ sözlükte at koşturma deneyimi yaşama fırsatım oldu. çin yazılımlı telefon, beni o kadar güzel ikna etti ki entrylerimi düzgün girdiğime kaydetmekte ve yayınlamakta mahsur görmedim. sabaha karşı bilgisayar gözlerini açınca ilk iş sözlüğe girmek oldu tabii ki. birde ne göreyim açtığım 3 başlık, girdiğim 5 entry kafayı yemiş halde. acayip acayip yaratıklar sallanıyor harflerimin kollarında. entrylerim ziyan oldu onamı yanıyım derken mesajları gördüm. uyarı gönderen arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum ama telefonda kullandığım sözlükte mesaj ve daha birçok şeyi göremediğimden tabii ki onların uyarıları da bana ulaşamadı.
    tabii uyaranların on katı kadar eksilendiğimi de bilmenizde fayda var.
    yani şu an beni garibet bir sözlük saboteri ya da beyin özürlü zanneden 50 ye yakın yazar kardeşim var.
    karma dert değil, ben tekrar ivme veririm ama önyargılara kurban olmak, yanlış tanınmak istemiyor tabii ki insan.
    şimdi başlıkla ne alaka diyebilirsiniz.
    şu alaka ki akşam ben suçsuz günahsız sizinle muhabbete devam etmek adına cepten uludağ sözlük yaparjken, tv de hizbullah sanıklarının serbest kalması konusu tartışılıyordu.
    kurban çevresinden bir dernek başkanı şöyle bir yorum yaptı:
    '' cinayeti kimin işlediği bilinmiyor, sadece kasete çekilmiş, hizbullahın elindeyim dediği görüntüleri ve kartaldaki ölüm evinde bulunan vasiyeti ve yazıları var.''
    şimdi durum o ki, bu hizbullah örgütü kurbanı müslüman kardeşimiz, hem hizbul terörüne insafsızca yargısız infaz kurbanı yapılmış hem de olayın tüm aktörleri yakalanmasına rağmen failleri devlet tarafından tespit edilememiş. bunlarda yetmezmiş gibi, onu ve onlarcasını, türkiye cumhuriyetinin, hepimizin bir adım ötesinde, içimizde, mahallelerimizde ve komşularımızla, domuz bağı gibi şeytansı bir yöntemle öldürüp, kafalarını kesip, akla gelmez işkenceler yapıp, şeytanı bile ürpertecek cinayetlere imza atıp, evlerin bodrumlarına, oturma odalarına, kilerlerine gömmüşler.
    on iki , on üç yıldır davası sonuca bağlanmadı diye bu adamları serbest bırakan zihniyete sesleniyorum.
    bu adamlar yargılanmayı hakediyor mu önce onu konuşun kardeşim.
    bu adamların hizbullah üyesi olması, devleti yıkmak istemesi, laik düzeni sabote etmesi, konuşmalarında intikam ve kan yemini etmeleri zaten muebbet hapis nedeni değil mi?
    bir de o ölüm evleriyle bağlantıları var. o adamları öldürmedilerse bile, cesetlerinin yanı başlarında olduğunu bile bile oyturup, çay kahve içmişler o evlerde, allahtan korkmadan, utanmadan namaz kılıp, allaha el açmışlar.
    ben, empati istiyorum hem siyasi, hem de yargısal erkten.
    bu insanların yakınlarını bırakın, ekranları başında günlerce ölüm evlerini izlemiş, o insanların katledilmesine tanık olmuş, travmalar, korkular yaşamış bu toplumun vebalinden hiç mi korkmazlar.
    toplumun görüşü açık ve net kardeşim.
    sağcısından solcusuna, samimi dindarından, ateistine, travestisinden, gayine, saydırmayın bana şimdi hepsini, herkes bu adamların şeytan olduğunda ve insanlıktan çıktığında hem fikir.
    sizin terazi tartmıyorsa, halkıma güveniyorum ben, referandum yapın.
    bu katillerin yaşam hakkını, dilinizden düşürmediğiniz demokrasi kanalıyla arayalım.
    bakalım, bu toplum bunca travmaya rağmen, sağduyulu bir ortak karar verebilecek mi?
    yoksa size uyup, bu adamları sokaklaramı salacak?
    sağlıklı, aklı başında vatandaşlarda bilir böylece nasıl bir toplum içinde yaşadığını.
    dün sıcak evinde, güvenli işyerinde tüyleri diken diken olmuş vaziyette o ölüm evlerini izleyipte, bu adamlar serbest kalsın diyebilecek insanoğlu bu toplumun içinde yoktur diye düşünüyorum ama belki de yine yanılıyorum.
    hayatta en kötü şey nedir biliyor musunuz?
    suçlunun suçunun yanına kalması ve önyargıdır.
    karşı tarafı dinlemeden yargısız infaz yapmak ve suçluyu koruyan bir yaklaşımla, suçu cezasız bırakmak. suçlunun adını koymamak.
    kendi olayıma dönecek olursam.
    en azından hayattayım da kendimi size ifade edebiliyorum.
    domuz bağlarının, satırların, bıçakların, kurşunların yerine eksilere kurban oldum da kendimi ifade edebiliyor bedenim, ruhum. o yüzden huzurluyum ve sanırım derdimi anlatabildim.
    ve en azından suçlunun kim olduğunu biliyorum;
    iyi niyetim ve ben tabii ki evet suçluyum. o lanet android telefonun başıma iş açacağını düşünmem lazımdı. o yüzden eksileride metanetle karşılıyorum.
    bakın böyle küçük bir olayda bile insanlar adalet arıyor.
    adamları çuvallar içinde buldunuz beyler. ailelerine veda ettirilmeden, savunma yapamadan öldürüldü bu adamlar ve kadınlar. allahın verdiği canları alındı beyler.
    aklınız başınızdaysa sesimizi duyuyorsunuzdur.
    yok değilse yazık ki adalete olan inancımızı çuvala koyup, yan bahçeye gömmenin zamanı geldi demektir!
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük