üçüncü dünya ülkeleri böyledir işte. önce iktidar kontrol edip kadrolaşmaya, siyasallaştırmaya çalışır yargıyı, sonra da bunu başaramayınca yargının kendisine karşı siyasallaştığını iddia eder. bir garip siyasal düzen, ya da zat-ı şahanelerinin deyimiyle "garabet".
akp'nin kapatılması istemiyle dava açılması sonrasında herkesin ağzındaki iki kelime.
- yargı siyasallaşmış hacı
+ gayri durulmaz bu ülkede
gibi diyalogları sıkça duydum etrafımda. ama atlanmaması gereken bir nokta var. bu dava ne kadar politikse, davayı temelsiz olmakla itham etmek de o kadar politiktir. akp'yi sütten çıkmış ak kaşık olarak görmek komiktir.
Yargının yıllardır küçük-burjuva iktidarlarına ve kapitalist tekellere hizmet etmek için milliyetçi-ümmetçi ideolojilere hizmet ettiğini farkedememiş zihinden fışkıran hayret ifadesidir. Emperyalizmin kölesi ulusal oligarşinin ne zaman kime el ense çekeceği belli olmuyor işte.
komik durumdur.chp'nin senelerdir yaptığı ama sıra ak parti'ye geldiğinde çığlıkların bağdat'dan duyulduğu durumdur. evet, çıldırın o zaman yargıyı siyasallaştırıyoruz.
Aslında siyasallaşmadan ziyade, maaşınıı ben veriyorum, beni üzersen seni sürerim düşüncesinin etkisi altında.
Baştaki ne derse o olmak zorunda delil şart değil.
siyasallaşma demek yanlış olur aslında; bu ülke kurulduğundan beri bu yargı birilerinin götünü korumaktadır. şimdilerde bunun dillendirilmesinin nedeni ise el değiştirmesidir. yargının el değiştirmesi daha doğru bir tespit sanırım.