ha oldu ha olacak derken heyecan ve kaygıyla beklenendir. yargı tüzel kişi olarak direk başbakanlığa, gerçek kişi olarak da başbakana bağlı olur. yargı üyelerini başbakanlık seçer ve atar ve alınan yargı kararları başbakanlığın onayına sunulur. böylece güçler ayrılığı falan filanla uğraşılmaz. diktatörlüğün de yolu açılır.
akabinde hükümet üyelerinin "yargı bağımsızlaştı" "çeteleri temizledik" "türkiye'ye demokrasi getirdik" diyeceği olaydır. en faşist uygulamaları yapıp, kendi diktatörlüğünü kurarken, bir yandanda özgürlük savaşçısıymış gibi konuşmalar yapmak kadar traji-komik bir olay varmıdır acaba.
güçler birliği ilkesinin benimsetilmeye çalışılmasıdır.
yasama ve yargının yürütmenin tekeline verilmeye çalışılmasıdır. yapılan kanun değişiklerinden bunu anlamak zor değildir.
pratik bir çözümdür. yapılmak istenen budur, yapalım bitsin gitsin. ülkeyi de bırakıp gidelim. zaten yaşanmaz hale getirdiler, iyice beter hale gelir bununla birlikte.
yasama, yürütme ve yargının bağımsızlığını zedeleyecek bir durumdur.
tekrardan;
(bkz: adamın g*tünden kan alırlar)
böyle bir şey biraz zor olur. fakat yargıyı etkiledikleri de inkar edilemez.
(#7308691)
"elimde olsaydı hsyk'yı yargılardım" diyen bir başbakanın asla yapamayacağı darbedir.
siyasi ömrünün son anlarında "ya herru ya merru" sağa sola saldırıp yandaşlarına ayakta ve güçlü olduğu izlenimi vermek için çırpınıyor. ciddiye almayın !