Bu adam yaşamasaydı, bu şekilde insanları ayırmasaydı, fetö gibilerine isim yazdırılıp hakim savcı olunan günleri tatbik etmezdik.
Gerçi fetö de gitti ama çok korkuyorum senin kankan ülkenin başına gelir, oruç tuttuğu için insanların doğuya yolladığı, mezhebi sünni olduğu için ayrım gördüğü o günleri bize tekrar yaşatır diye.
Mezhebini taşıdığı kandan üstün görenlerin, zamanında Şahkulu, Babıali isyanlarını yaparken organize bir şekilde kendilerini belli etmeden, var olan devlet düzeninin içerisine girerek, devletin gerilemesine ve hatta yok olmasına neden olmasına benzemektedir bu olay. Yargının gerilemesine neden olmuştur.
Çünkü Türkiye'de yargı sistemi sadece belli başlı düşüncede, kültürel inanışta olanların elinde olduğu için zamanında bazı hukukçular sırf oruç tutuyorlar diyerek doğuya gönderilmiştir. Fakat oruç tutmayanlar büyük şehirlerde kalmıştır.
Hatta Tunç Soyer abimizin babası da suçsuz yere sırf milliyetçi olduğu için darbe olaylarında pek çok kişinin idam kararına hüküm kılmıştır. Neyse bunlar önemsiz.
Ayrıca burada doğruları gizlemek adına küfürler savurarak, karşısındaki insana aslında aldığı aile kültürü ve lümpen kişiliği konusunda fikirler veren yazarlar da mevcuttur. Genelde bu insanlar bazı doğruların üstünü kapatmak için söylenmemiş şeyleri birileri söylemiş süsü verir, yapılmamış şeylere yapılmış süsü verir. Aynı zamanında Yavuz Sultan Selim hiçbir katliam yapmadığı ve bir isyanı bastırdığı halde sözde kendisi katliam yapmış gibi anlatan mezhep faşisti zihniyetler gibi.
Tarihsel konulardan örnekler vermek, sürekli dinini yaşayan kitlelerle dalga geçmek, türbanlılar diyerek, arap seviciler diyerek, çomar diyerek, yobaz diyerek insanları aşağılamaya benzemez.
Ayrıca evet, bağırıyordu Moğultay abimiz "Biz bu yargı sistemini MHP'lilere mi devredeceğiiiz? Sadece kendimizden olan 3000 insan aldım ben yargıyaaaa!!! Bunlara mı bırakacağız şimdiii? Yediiirmeeem dindarlaraaa." diye.
Meğerse kurban bayramı öncesi maaşları erken ödeme yapmıyordu, diğer aylarda yapıyordu. Toprak olmuştur şimdi, ben de dinlere inanmam o yüzden rahmetli demeyeceğim, ölmüşün kemikleri huzur bulsun diyeyim.
Tekrar bakalım neler demiş aydın, laik, seküler, ileri görüşlü ve de ayrım yapmayan Mehmet Moğultay ve de yanında kimler varmış. Türkiye'm iyi uykular. Gerçekten.
Ayrıca bilmeyenler vardır, tahmin edin oruç tuttuğu için kendinden olmayanları doğuya gönderen, yargıda kadrolaşmayı başlatan ayrılıkçı Mehmet Moğultay'ın yanında her zaman kim vardı? Fotoğrafa bakmanız yeterli.
Bakın ben bazıları gibi tele1, halktv gibi şeyleri kaynak göstermiyorum çünkü onlarda Zülfiye Kasap yalanı da var.
Bunun aksini iddia eden insanlar ise hala bazı şeyleri gizlemeye çalışan, yaptıkları şeylerin üstünü solcuyum diyerek kapatmaya çalışan lakin dinini yaşayan insanlara saldıran kitleler.
Mehmet Moğultay zamanında tüm dinine bağlı, Türkçü olan insanları doğuya yollarken kendinden olan insanları büyük şehirlerde tutmuştur. Şuan bile solcu olduğunu iddia ederek gerçek yüzünü gizleyen hakimler, savcılar, hukukçular kadrolaşmaya çalışmaktadır hukuk sistemimizde. Bunun doğru olduğuna inanmak istemeyenler yolladığım video'ya bakabilirler.
"Eskiden sınavlar olurdu. Sınavların yapılacağı tarih kimseye bildirilmezdi. Bilinmedik gazetelerde ilanlar yapılırdı." diyen de video'da 01.43'te görülüyor.
Gerçi ne yazsak az. Kimsenin babası doğuya Türkçü diye yollanmamış, MHP'li diye yollanmamış. Size kalsa bazı doğruları çıkmasın diye deli de dersiniz insana.
Yargıda kadrolaşmayı başlatan isimdir mezhepçi Mehmet Moğultay bunu da unutmayın.
Olsun hep ağlak, mağlup gözüküp bu ülkede belli yerlere gelmek için din, dil, ırk mezhep ayrımı var sözlerinin yalan olduğu ortaya çıkmasın diye eksileyin siz şimdi.
Bir de Mehmet Moğultay kimmiş bakın. Benim babam Şırnak, Van, Hakkari diye gezerken, babamın mezhebinden olmayan insanlar büyük şehirlerden çıkmadı da, çocukluğum doğuda geçti. Çünkü Türkçüydü ve oruç tutuyordu babam.
yargıtay onursal üyesi cevdet ilhan günay abimizin de "hakim arkadaşlarımız derler ki, bir yere gelebilmek için tse damgalı olmak lazım. tse ama açılımı türk standartları enstitüsü değil. onun açılımı 'tunceli-sivas-erzincan'dır!" dediği günler vardır.
hala bunun üstünü neden kapatmaya çalıştığınızı anlamıyorum.
Mehmet Moğultay'ın 1994'te işçi maaşlarını erken vermeme sebebi "kurbanlık alırsanız diye vermiyorum" idi.
Hatta her yıl böyle geçti. Neyse iyi uykular Türkiye'm. Uyuyun böyle afferin.
Yargıtay Onursal Üyesi Cevdet ilhan Günay abimizin "Hakim arkadaşlarımız derler ki, bir yere gelebilmek için TSE damgalı olmak lazım. TSE ama açılımı Türk Standartları Enstitüsü değil. Onun açılımı 'Tunceli-Sivas-Erzincan'dır!" dediği günü hatırlıyorum da... Hala bunun üstünü neden kapatmaya çalıştığınızı anlamıyorum.
Şimdi bu sözleri bilmeyen insana ne anlatsan zor. Gerçi her zaman anlattığım gibi, ben bir ateistim. Kimsenin dini inancı beni ilgilendirmez. Her zaman ağlak ve mağlup takılan zihniyetler şuan bilinen bir şeyin üstünü kapatmaya çalışıyorlar. Gerçi beni bu da ilgilendirmez. Benim "Hukuk sistemi alevi vatandaşlarımızın elindedir." sözlerimden AKP'ye, katliamlara nasıl geldi konu bunu anlamıyorum. Yani cehalet ve at gözlüğü insana neler yaptırıyor inanılır gibi değil. Yalan söyleyince bana kilolarca altın veren de yok şahkulu isyanı'nı başlatan mezhepçi tarikatların beyazıd'tan devlet, millet sevdalısı gözüküp yalan dolanla altınları kaptıkları gibi. Takiye birilerinin yüzüne iyi maske oluyor.
"nasıl oluyorsa insanların söyledikleri kelimeleri çarptırmak birilerine farz olmuş artık, öyle ya, aman doğrular okunmasın"
yemin ederim şaka gibi. 2016 da yazdığım entryleri getirip içeriği açık seçik belli iken ( zeka sorunu yaşayan birisine bile okutsan anlar ) kendi minik hayal dünyasında algıladığı gibi yorumlayıp algı yaratmaya çalışıyor sonra kalkıp şu cümleyi başkaları için yazabiliyor *
Utanmasa Sivas, Maraş, Çorum'da Aleviler kendi kendini yaktı diyecek lavuklar aq
Ulan bilmem nerede benim türbanlı bacıma dil attılar diye mağduriyet kasana kadar aç da bak bakayım son 50-60 senedir ülkeyi sağ partiler mi yönetiyor sol partiler mi
insanların söylemediği şeyleri söylemiş gibi gösteren, ailesi toplasanız 20-30 yıl önce büyük şehirlere gelmiş köylü kurnazı miskin tilkiler gülme isteği getiriyor bazen bunu inkar edince.
hiç söylemediğim ve düşünmediğim bir şeydir "AKP'den önce Aleviler ve Solcular baştaydı" düşüncesi.
Ama yargı, hukuk sistemi alevi kardeşlerimizin elindedir. Baba mesleği meyhanelerde bağlama çalmak olan adamlar anlamaz bunu genelde. Gerçi bilseler bile kabullenmek istemezler ülkemizde din, dil, ırk, mezhep ayrımının olmadığını.
Sonuçta "Alevi ve Solcu" sürekli yan yana gelecek iki kavram olmadığı gibi, hukuk sistemi tek başına bir devletin bütününü temsil etmez. Haliyle Aleviler ve solcular baştaydı demek yanlış olur.
ama şimdi söyleyeyim, akp'den önce iktidarda chp yoktu, sadece chp ile aynı görüşte olan başka partiler vardı.
örneğin bülent ecevit 1953-1981 yılları cumhuriyet halk partisi'nde bulunmuştur. sonrasında biricik eşinin kurduğu partiler ile iktidar olmuştur.
aleviler de sadece hukuk sistemini ellerinde bulunduruyordu, gerçi o durum hala öyle. fetö'nün silinmesi ile ise tamamiyle sahip oldular hukuk sistemine, babam savcı, boş konuşuyor değilim.
nasıl oluyorsa insanların söyledikleri kelimeleri çarptırmak birilerine farz olmuş artık, öyle ya, aman doğrular okunmasın.
öyle bir şey söylememiş insana öyle bir şey söylemiş iftirası atan insanlar, genetiği iranlı bir genetik mühendisi tarafından mikserle karıştırılmış muta çocukları olabilirler anca.
Sürekli ağlak ve mağdur edebiyatıyla bir şeyleri saklamaya gerek yok artık cidden. Mehmet Selim Kiraz'ın şehit edilişi bile aslında hukuk sisteminin içinde %70'inin Sünni mezhepten olmamasından kaynaklıdır. Arkadaşlar babası savcı bir insan olarak rahatlıkla ve içtenlikle söyleyebilirim ki Türkiye'de hukuk sistemi Sünni mezhepten olmayan insanların elinde olduğu için namaz kılmıyor olsa bile sırf oruç tuttuğu için babanız Şırnak, Hakkari, Van, Muş gibi yerlere tayini çıkabilir. Fakat Sünni mezhepten olmayan arkadaşları ise hep büyük şehirlerde kalacaktır. Aksini iddia eden insan da affedersiniz ama gerçekleri saklamaya çalışıyordur. Doğruya doğru yanlışa yanlış deyin. Hatta babamın bir arkadaşı şey demişti bununla ilgili "Cem Evinde Alevi dedesi devlet yerlerine girelim, askeriye zor olacaksa, hukuk okumak kolaymış, hukuk okumak kolay gelen hukuk okusun, gerisi askeriyeye girsin de bu düzen bir şekilde değişsin" demiş kendilerine. Daha çok şey yazarım da neyse. Şuan Ali Erbaş denilen din adamı Kur'an'da yazılan şeyleri açıkladığı için Ankara Barosu açıklama yaparak adamı kınıyor ve tahmin edin bu insanlar kimler...
o değil de, sünnilerin bile en kısa fırsatta kendi aralarında birbirlerini terörist/zalim diye ayırıp ölümüne kavga ettiklerini de gördükten sonra bir zamanlar savunduğum "farklılıkları kabul etmek lazım" fikrinden tamamen vazgeçtim. böyle birşey bu ülke için bütünüyle olanaksız, yani gerçekçi bir beklenti değil. hani olmaz ya, eğer bu ülkede herkes aynı köken ve inanıştan olsaydı bile ertesi gün kendi içinden bir düşman üretir ve yine birilerini dışlamanın ve şeytanlaştırmanın bir yolu bulunurdu.
yani kusura bakmayın alevi kardeşler, ve diğer tüm 'resmi olmayan' kimlik sahipleri; anlaşıldığı kadarıyla malesef çok uzun bir süre daha dışlanmaya ve horlanmaya devam edeceksiniz. suçunuz mevki ve paracıklarını kaybetmemek için sürekli etrafa korku salmaya endekslenmiş bazı uyanıklar ile üç kuruşluk menfaat için bunların borozanlığını ve tetikçiliğini yapmaya soyunmuş güce tapan bir güruh. "umudunuzu kaybetmeyin" demiyorum, ne halt yemeye ve neye dayanarak umut sahibi oldunuz diyorum.