Yurtdışından ilaç getirtmek için imkanı olmadığından ötürü son bir çare bakandan yardım isteyen genç kızın eline dilenci gibi üç kuruş para tutuşturan bakandır. Sonrasında da "ilaçlarını kendin al. Bak çok para var orda düşürme." diyecek kadar utanmaz bakandır. Haber için: http://www.haberturk.com/...nser-hastasi-kizi-aglatti
Duygusuzluğun dibidir. insanlık dışı davranışlarıyla çaresiz bir genç kızı hüngür hüngür ağlatandır. Anlayabileceğini düşünsem çok şeyler söyleyeceğim bakandır. Nasıl bir anlayışla bu hasta kızın eline dilenci gibi üç kuruş para sıkıştırmıştır anlaşılması mümkün değil! Yapacağın valiye talimat vermek bu kadar!
Sonrasında ise kız bakanı camiiden çıkarken yakalıyor ve parayı geri iade ediyor. Şu ifadeler ise yürek parçalayıcı: "Sadece yanlış anlaşıldım. Ben dilenci değilim. insanlık konusunda bir kez daha hayal kırıklığına uğradım. Görüyorum ki çaresizliği hiç tatmamışsınız hayatınızda"
kimse kusura bakmasın ama allah belasını versin öyle bakanın. her tarafı bakan olsa, hatta padişah olsa ne fayda! insan olmak her yiğidin harcı değil işte! ayrıca bu arkadaşa böyle bir acıyı ve hakareti yaşatan bu dünyanın da bu lanet hastalığın da ta amına koyayım. utandım lan kendimden, sen utanmadın ama ben senin yerine kendimden de senden de insanlıktan da utandım! yazıklar bile olmasın size!
dünyadaki sikikliği bir kez daha göstermiştir. beddua etmeye gerek yok denilmiştir ancak yaşasın adalet. inşallah kendide bir gün çaresizliği tadar ve insan olmak ne demekmiş anlar.
türkiyenin son dönem "elit"lerinin ruh halini ve insanlık durumunu başarıyla gözler önüne sermiş bakandır. şimdi söyleyeceklerim muhtemelen bazı akpli angutları sinirlendirirken, bazı muhalif partili angutların da hoşuna gidecek ama ben baştan şunu açık açık söyleyeyim: ben bu yazıyı sizin gibi angutlar için yazmıyorum, sizler s.ksen bi bok olmazsınız zaten. aramızda halen aklını, mantığını, vicdanını kaybetmemiş insanlar var, ben onlara hitap ediyorum. şimdi sizler eksinizi basıp s.ktir olup gidebilirsiniz benim kendisi güzel, kafası ayrı güzel kardeşlerim.
ankaraya gelip de, bir kaç milletvekili, bakan gibi önemli kimseleri ve bunlarla doğrudan iletişim kurabilen, onlara doğrudan "rica"da bulunabilen önemli kimseleri, yani kısaca "elit"leri görene, az biraz tanıyana dek ben de "aha bunnar hep akpnin, mhpnin, chpnin işleri haa" diye dolanmaktaydım ortalıkta. zannediyordum ki halkını, milletini, vatanını düşünen siyasetçiler var. kimisi seçiliyor, kimisi seçilemiyor. zannediyordum ki a partisi değil de b partisi olsa sorunlarımız çözülecek, o parti milleti gerçekten anlayacak, onlara gerçekten hizmet götürecek. ama acayip derecede yanılmışım, bunu şimdi anlıyorum.
sizin milletvekili dediğiniz, bakan dediğiniz hatta kimi zaman başbakan dediğiniz kimseler şanslı kuklalardır. hani bir bakan vardı ya, vatandaşa takla attırmaya çalışıyordu. hah işte, bu adamlar bunu normal karşılarlar çünkü kendileri o mevkilere gelebilmek için zengin iş adamlarının, belirli çıkar gruplarının, ailelerin, zengin aşiretlerin karşısında kırk takla atmışlardır. o mevkilere gelebilmek için kim bilir kimlerin b.kunu temizlemek zorunda kalmış, kimlere ne hizmetler etmek zorunda kalmışlardır. ama hiç bir zaman millete hizmet etmediler, neden? çünkü hiç bir zaman millete hizmet etmek zorunda kalmadılar ki. millet nasıl olsa yönetilmeye muhtaç, embesil bir koyun sürüsüydü. çoban onlara ne derse onlar da zaten oraya gidiyorlardı, arada sıkıntı çıkarıp sürüden ayrılan olursa onu da kurtlar kapıyordu zaten. şimdi şöyle bir durumda siz gidip tek tek koyunlara gitmesi gereken yolu mu söylersiniz? yoksa bu kadar zahmete girmeyip sadece çoban ile anlaşma yaparak koyunları istediğiniz yere sürmesini mi rica edersiniz?
şimdi soruyu biraz daha değiştireyim: siz bu ülkedeki evlerin hepsini tek tek gezip, dertlerini dinleyip, oy vermeleri karşılığında bu dertlerini çözeceğinizi mi söylersiniz? yoksa penisilvanyalı fethullahı, bu değil bu hiç değil diyen aliyi, rahmetli birandı konuşturan aydını mı ikna etmeye çalışırsınız? öyle ya, onlar ikna olmuşsa siz de bir şekilde ikna olacaksınız zaten. tanıdığınızı zannettiğiniz, güvendiğiniz insanların buyruklarına itaat edeceksiniz, onların doğru dediğini doğru sayacaksınız, yanlış diyorlarsa yanlıştır diyeceksiniz, arada olur da saçmalayıp açık verirlerse vardır bir hikmeti diyeceksiniz zaten.
peki tüm bunların konumuzla ne alakası var? alakası şu sevgili kardeşlerim. milletin sorunlarıyla ilgilensin diye gönderdiğin adamın zerre kadar s.kinde değil millet. onu oraya sen getirmedin ki. sen de indiremeyeceksin üstelik. ne zaman ki çobanlarımız onların ipini çekecek, kalemini kıracak; işte o zaman o adamlar başımızdan s.ktir olup gidecek. sen de mal mal "bak millet intikamını böyle alır iştee" diye haykıracaksın, o adamı gerçekten de sen devirdin zannedeceksin. şimdi bu bakanın yaptığını ayıplayabilirsin, sana garip gelebilir. gelmesin. bizi yönetenler bu adamlar işte. onları iyi tanı. çünkü a partisi gidip b partisi de gelse emin olabilirsin ki yine de böyle adamlar tarafından yönetileceksin. başında hep böyle adamlar olacak. belki bazıları içindeki niyeti dışa vurmayacak kadar zeki olacak, belki bazıları gerçekten halkın sorunlarıyla ilgileniyormuş gibi yapacak ama asıl gerçek hiç değişmeyecek. çünkü bizler koyun olarak kalacağız ve onlar da bizim çobanlarımız için taklalar atmaya devam edecekler. biz de demokrasi gibi egemenliğin kayıtsız şartsız bize ait olduğu gibi zırvalıkları işitip kendimizi mutlu hissedeceğiz. gerçekten bu ülkede bir değerimiz olduğunu zannedeceğiz. peki neden? çünkü bu bakan amcamızın çocukları amerikada en güzel okullarda okuyup, avrupa seyahatlerine çıkarken, cebine üç kuruş para attığı kızın kardeşleri, yani bizler, o devletin, o vatanın şanı uğruna hakkari de, şırnakta kan dökelim, dökebilelim diye. bayrağının rengini bile şehitlerimizin, bizlerin kanından alan o devlet için ölelim, kanser olalım, vergi ödeyelim de o bakanımızın çocuğu elin evropasında lamborcinisine mazot koyabilsin diye. çobanlarımız ultra güvenlikli villalarında rahat uyuyabilsin diye. işte senin demokrasin de o anlı şanlı devletin de bu temeller üzerine kurulmuştur. şimdi rahatlıkla isyan edip kurtlar tarafından parçalanabilir ya da uslu bir koyun olup önüne konulan yemi yemeye devam edebilirsin. make your choise!
2 saniye de çözmüş olayı helal olsun. yazıklar olsun. hasta bir kız ağladıktan sonra o kadar gururunu ezdikten sonra, anlasan ne olur anlamasan ne olur?