habere göre f. gülen, izlediği şeylerin hiç hoş görüntüler olmadığını belirterek organizatörlerin gazzeye yardım götürmeden önce israil ile uzlaşma yolunu seçmemelerini "faydalı sonuçlar doğurmayacak şekilde otoriteye baş kaldırmak" olarak yorumlamıştır.
o otorite sizin orotiteniz olabilir ama bizim değil denilesi açıklamadaki anlam. siz yapacaklarınızı başkalarından aldığınız izinlere göre mi belirlersiniz?
talihsiz bir açıklama olmuş. aklı başında birinin bu tür bir açıklama yapması anormaldir. zaten israil "gelmeyin izin vermem" demiştir. lakin fathullah abimizin bilmesi gereken bir husus vardır: uluslararası sulardan geçmek için hiç bir ülkeden izin almaya gerek yoktur.
--spoiler--
Belki birçoğumuzun gündemine israil'in kanlı müdahalesinden sonra giren bu hadise, böyle bir eylemin yapılacağının duyulduğu ilk günden itibaren Hocaefendi'nin gündemindeydi. iyi niyetle atılan bu adımın, olumsuz bir şekilde sonuçlanacağı endişesi içindeydi. Çünkü israil'in benzer durumlardaki tepkilerine bakıldığında, endişe etmekte de haksız sayılmazdı. Nitekim yakınındaki insanlara, daha gemiler daha harekete geçmeden, israil'in nasıl tepki vereceğini tahmin etmenin güç olduğunu, bir sorun çıkmaması için diplomatik yolların sonuna kadar zorlanması gerektiğini söylüyordu. Bu sağlanamayacaksa, kritik bir zamanda Türkiye'yi savaşın eşiğine getirecek bir krize meydan vermemek için başka yolların aranması gerektiğini düşünüyordu.
--spoiler--
fethulah gülen'in neden abd'de yaşadığını anlamamızı kolaylaştıran söylem. ilk olarak gemiler israil'e gitmiyor, filitine gidiyor, bu yüzden israil'den izin almak saçmalık. ikincisi gemiler silah falan taşımıyor, insanı yardım taşıyor. üçüncüsü israil zaten bundan haberdar.
bunların hepsini toplayınca insani bir yardım yapmak için zalimden izin mi almak gerekir. yüca peygamber mekke'den medine'ye giderken kafirden izin mi aldı, peygamber torunu hz hüseyin hak için savaşırken yezidden izin mi aldı, mustafa kemal yedi düelin üzerine yürürken ingliz'den izin mi aldı.
büyük bir gaftır, israil devleti filistin halkına yağmadık zulüm bırakmazken kimden izin alıyor da biz, garibe allah rızası için yardım ederken israilden izin alalım.
söylenecek laf yok, büyük bir gaf yapmış, kusura bakmasın gülen, biz oraya giderken allahın izniyle yol aldık, kula kullak edecek kadar düşmedik daha.
bugün zaman gazetesini sırf bu haberi didiklemek amacıyla daha bir dikkatli okudum. normalde de okuyorum evet. haberi haber olarak vermemişler. bir adam yotumlamış sadece.
çünkü okuyanlar mal. direk anlayamazlar. birinin yorumlaması gerek diye düşünmüşler. halbuki zaman çoğu haberini bu sitilde yapmaz ama nedense paça tutuşmasından sanıyorum yorum şeklinde haber yapmışlar.
evet feto nun dediklerini anlayabiliyorum. şöyle demek istiyor. biz ılımlı islam hareketi yürütüyoruz. radikal islam ülke de yükselirse biz ayvayı yeriz. bizim hareketimiz yürümez. aynı kefeye koyuluruz. diye düşünüyor.
zaten şuan baktığımda akp seçmenleri tarafından direk çizilme noktasına geldiniz. bugün baya bir kişiyle konuştum çoğu olaya küfür gibi bir açıklama gözüyle bakıyor.
fetocularla da konuştum. mantık çerçevesinde bana anlatmaya çalışıyorlar. ben ise zaten benzer fikirler taşıdığımı ama niye böyle bir yolda yürüdüklerini anlamaya çalışırken ağzımdan hükümetin kıçına tekmeyi vuracaksanız bile en azından şuan olmamalı dedim. sustular. zannedersem asıl kritik cevapta burada saklıydı.
hükümetin kıçını tekmeleme hareketini başlatmış birileri. kim düğmeye basmış bilmiyorum ama beni bile üzdükleri kesindir. ben halkın hükümetin kıçını tekmelemesini ekonomik sebeplerden dolayı beklerim. dış siyasetle hükümetler postalanmaz.
rte ye verilen israil devlet şeref madalyası konusu ile birlikte değerlendirilmesi halinde fikir babası ile fikir uygulayıcısı arasındaki koreleasyonun dikkat çekici bulunabileceği durum.