tahtanın da aramızda olduğunu görmek ne büyük şeref.
not: toprakta bulunan elementler ne demek la! toprakta yetişeni yersin, topraktan geçen suyu içersin element karışmasın mı sana? bu nasıl bir kafa? nasıl bir zihin?
dinsel açıdan baktığımızda, bu dünyada bulunma sebebimiz bir sınav olduğu için, açık ve net bir kanıt bulunması zaten mantıksız olurdu.. cevapları önceden verilen bir sınav, biz insanlar tarafından bile yapılmaz**.. bunun dışında, fizik, biyoloji, felsefe ve kimya gibi pozitif bilim dallarında kendine oldukça fazla sayıda temelleyici, destekleyici unsur, kaynak bulmaktadır.. tabi isterseniz aksini destekleyecek kanıtlar da bulabilirsiniz; bu tamamen bakış açısına bağlıdır.. asıl sorun, "kesinlik" aramaktadır.. aslen kesinlik, pozitif bilimlerde bile tam anlamıyla bulunmamaktadır.. daha doğrusu şimdiki bilgimiz dahilinde bu böyledir.. ve hatta, felsefik açıdan * yaratılışın, tanrının olmadığını belli bir seviyeden sonra savunamazsınız..
Toprak, katı, sıvı ve gaz halindeki maddelerden oluşmuş bir sistemdir. Toprağın katı kısmını kum, mil ve kil olarak adlandırılan mineral parçacıkları ve organik maddeler oluşturur. Gaz kısım toprak havası; sıvı kısım da toprak suyudur. Bu maddeler, toprakta farklı oranlarda bulunabilirler. Oranlar, toprağın davranışını, bitkinin çeşitlerini ve bitkilerin nasıl büyüyeceklerini etkiler. Toprak içinde bulunan sıvı ve gaz haldeki maddeler de, en az katı haldekiler kadar önemlidir. Kökler ve organizmalar toprak taneleri arasındaki boşlukları dolduran su ve havaya gereksinim duyarlar.
Toprakta en çok mineral madde bulunur. Minerallerin çeşidi ve oranları toprağın rengini ve dokusunu etkiler. Yerkabuğunun %98'i yalnızca sekiz elementten oluşur. Bunlar, oksijen, silikon, alüminyum, demir, kalsiyum, sodyum, potasyum ve magnezyumdur. Mineraller bu ve diğer elementlerin bileşimidir. Kayalar, minerallerin sertleşmiş karışımlarıdır. içeriğindeki mineraller sayesinde toprak, tüm canlılar için bir nevi multivitamin işlevi görür. Topraktaki mineralleri ayırdetmek, toprağın ne kadar verimli olduğunu, nemi ne kadar sure tutabileceğini ve ne çeşit yapılarda kullanılabileceğini anlamamıza yardımcı olur. Mineraller aynı zamanda toprağın yaşını ve içinde oluştuğu iklimi gösterir. Mineraller, çeşitli büyüklükteki kum, mil ve kil adı verilen taneciklerden meydana gelir. Kumu dere ve deniz kenarlarında görebiliriz. Mil ve özellikle kil gözle görülemeyecek kadar küçüktür; ancak binlercesi bir araya geldiğinde görülebilirler. Bütün bunlar toprakta birbirine karışmış ve topaklanmış halde bulunurlar. Kum ve mil, toprağın havalanmasını, kil ise toprakta suyun tutulmasını, bitkilerin beslenmesini ve toprak taneciklerinin topaklanmasını sağlar.
Toprağın organik maddesini mikroorganizmalar, ölü bitkiler, bitki kökleri ile hayvanların atık ve artıkları oluşturur. Mikroorganizma, gözle görülemeyecek kadar küçük olan canlı demektir. Mikroorganizmalar topraktaki organik maddeleri ayrıştırarak beslenir. Tüm canlı atık ve artıklarını mikroorganizmalar ayrıştırır. Bu ayrıştırma sonucu humus meydana gelir. Humus, toprağın korunmasını, üretken ve sağlıklı kalmasını sağlar. Yani, organik maddeler, toprağın iyi ürün verebilmesi için gereklidir. Toprakta organik madde ne kadar çoksa, bitkiler de o kadar çabuk büyür ve gelişir. Çünkü organik madde, bitkilere gerekli olan besin maddelerini sağlar.
Hava ve su, toprak canlılarının yaşaması için gerekli olan iki önemli doğal varlıktır. Hava ve su, toprağın içindeki gözenek boşluklarında bulunur. Toprak canlılarının beslenebilmeleri ve yaşayabilmeleri için toprağın belli miktarda su ve hava içermesi gerekir. Aksi halde toprak, canlılığını kaybeder. Toprak çok nemli olduğunda hava içermez. Çünkü, gözenekleri su ile doludur. Bu durumda çoğu bitkiler ve diğer birçok canlılar havasızlıktan ölür. Bu nedenle toprağa fazla su vermek zararlıdır. Toprak çok kuru olduğundaysa içinde yeterince su bulunmaz. Çünkü, gözenekler havayla dolu olur. Bu durum uzun sürerse bitkiler susuzluktan kuruyarak ölür. Öyleyse toprak canlılarının yaşaması için toprakta hem su, hem de hava bulunmalıdır. Bu nedenle çiftçiler toprağı, havalanması için sürerler. Suyu azalınca da sularlar. Bu sayede, topraktan bol ürün alabilirler.
Yaratılış teori dahi olamaz zira bilimsel metod açısından elle tutulur hiç bir yanı yoktur. Anca müminler denizlerin arasına perde çektik diyor bak diyip kendilerini tatmin etseler...
inanca bilimsel kanıt aramanın saçma olması sebebiyle çöken önermedir. Önerilir ama eylem gerektirmez. inanan arkadaşlar inanmaya devam edebilir. inanmayan arkadaşlar, inanmamaya devam edebilir.
istediğin bilimsel kanıt nedir? yani allah yaratırken günlük falan mı tutmalıydı inanmazlarsa falan kaynak gösteririz diye yada hz. ademin kalıntıları falan mı lazım sana ? bu tartışma sonsuza kadar sürecek ne sizin evriminiz kesinlik kazanacak ne bizim inancımız ispat edilebilecek.
imanın başladığı yer de tam burası aslında. belkide hiç bir zaman öğrenemeyeceğin kesinlikleri peşinen kabullenmek.