yaz tatilinde çalıştığım departman (önbüro-resepsiyonist) nedeniyle bol bol başvurduğum yalanlardır. resepsiyonistler öyle yalanlar söylerler ki, onlara olan güven eksilere düşer ve bildiğim kadarıyla mahkemelerde şahitlikleri geçersizdir.
+hocam elektrikler ve sular kesikti. bu kombinasyonda ailemden gelecek entellektüel tepkileri de düşünerek dejenere olmuş bir genç edasıyla belki de hayatımda yaşadığım en asil duygularla ödevi yapmamaya karar verdim.
-"baba,merhaba. ben lale...."
-"ooooo. güzel kızım benim. n'abersin bakalım?..
-"hiç sorma babacığım. hiç keyfim yok valla..."
-"hayırdır? bi sorun mu var?...
kız ağlamaya baslar; babası ise üzüntü ve meraktan kafayı yemektedir:
-"n'ooldu kızım? anlatsana..."
-"murat evi terk etti. boşanmak istiyormuş..."
-"ne evi lan? ne boşanması? sen ne zaman evlendin de boşanıyorsun?..."
-"hani senin hiç hoşlanmadığın yapacak bi şey yok.
-versin mahkemeye, hemen boşanın..."
-"boşanalım ama benden 10 milyar istiyor. eğer vermezsem, iyi zamanlarımızda çektiği çıplak fotoğraflarımı internetten herkese yollayacakmış...."
-"püüh. rezil... çıplak fotoğraf çektirdin, öyle mi?"
-"ama babacığım. o benim kocamdı. ne biliyim böyle bir puştluk yapacağını."
-"peki. olan olmuş artık. yarin havale ederim parayı...öğleden sonra bankaya gidip çekersin; sonra da alıp yakarsın o kahrolası fotoğrafları..."
-"sağol baba. eeee. şey...bi de kürtaj için 2 milyara ihtiyacım var..."
adam artık iyice fenalaşır. boğuk bir sesle konuşur:
-"kürtaj mi? bir de hamile mi kaldın o çocuktan sen?..."
-"aslında ondan değil... zenci bi çocuk vardı...zaten o yüzden ayrılıyoruz ya...."
adam bayılmak üzeredir. nabzı yükselir, tansiyonu düşer, artık inleyerek konuşmaktadır:
-" biz seni oraya okumaya yollamıştık. sen ne haltlar çevirmişsin. allahım. nedir bu basımıza gelenler...okulu bitirir bitirmez ankara'ya dönüyorsun, yoksa kırarım bacaklarını..."
-"istersen hemen dönebilirim babacığım. ben geçen yıl okuldan atıldım çünkü..."
adam masanın üzerindeki soğuk su dolu sürahiyi başından aşağıya devirir ve ancak bu şekilde konuşmasını sürdürebilir:
-"okuldan mi atıldın? hani birlikte avukatlık yapacaktık, zilli?...eh ulan? sen hele bi gel buraya. ben sana yapacağımı bilirim. evden dışarıya adim attırmayacağım sana. ilk isteyenle de evlendireceğim...."
-"o iş zor be baba. biliyorsun, moda oldu, artık evlenmeden önce eşler birbirlerinden sağlık raporu istiyorlar... pek iyi bi rapor sunacağımı zannetmiyorum ben..."
-"allahım, çıldıracağım... bir de cinsel hastalıklar haaa.....kesin o zencidendir..."
-"çok pis arkadaşları vardı. bilmem artık hangisinden kapmışımdır..."
güm diye bir ses duyulur. adam kısa bir süre için kendinden geçmiştir; ancak hemen kendisini toparlayıp tekrar telefonu alır.
-"hemen bu aksam dayını yolluyorum oraya. seni alıp gelecek. adresini ver bakiyim..."
-" mahmut pasa karakolundayım... gelirken kefalet için de biraz para getirsin yanında..."
-"karakol mu?...bir de karakola mi düştün layyynnn? ne yaptın?...."
-"dün kafam çok bozuktu, çok içmişim. araba kiralayıp dolaşmaya çıktım. o kafayla arnavutköy'de kokoreççi dükkanına girdim. ama neyse ki kimse ölmedi. dükkan sahibiyle kiralık araba firmasına biraz para vermek gerekir sanırım..."
adam artık iyice fenalaşmıştır. hatta fenalaşmak ne kelime; adeta kahrolmuştur. telefonda kısa bir sessizlik olur. kız tekrar konuşmaya baslar:
-"babacığım. sakin üzülme. bütün bunlar bir şakaydı. ben sadece sınıfta kaldığımı söylemek için aramıştım..."
bunun üzerine adam sevinçle ve mutlulukla haykırır:
-"canin sağ olsun be güzelim, bosver. okul da neymiş? hiç mühim değil, tatlı canin sağolsun senin..