hediye vermenin inceliğini anlatan sözdür. sanat denmesi de buradan gelir. özel bir güne bağlı kalmaksızın, hediye vereceğiniz kişilerin şahsına, beğenilerine ve zevkine göre hediye seçme, hazırlama ve sunma olayını eğer gerçekten layıkı ile yapabiliyorsanız bu bir seramoniye dönüşmelidir ki karşınızdaki insan da ona gerçekten değer verdiğinizi ve emek sarfettiğinizi anlasın. aksi takdirde, istisnasız herkese aynı marka bir parfüm alıp vermek çok kolaydır ama keyifsiz bir sunum olur bu.
burada lafı fazla dolandırıp, kelimeleri süslemeden konuya girmek istiyorum. günümüzde yaratıcılığını kullanarak hediye organizasyonu yapabilen sayısı malesef çok az. herkes sevgililer gününde bir kırmızı gül ve bir kutu çikolata ile bu işin biteceğini zannediyor. ya da kişi için en önemli gün olan doğum gününü uyduruk bir (sırf alınmış olması için) hediye ile geçiştiriyor.
kendimizi maddi külfete sokmaksızın hayal gücümüzü ve sevdiğimizin beğenisini birbiriyle harmanlayarak elbette güzel şeyler ortaya çıkartabiliriz.
çok sevdiğini bildiğimiz bir model araba ile bir akşam şehir turu atmak belki de ona verilebilecek en güzel hediye olacaktır.
öğrenmeyi çok istediği o dansın kurs paketi, ingilizce eğitim cd leri, ortak anlarınızda çekilmiş resimlerden bir masa takvimi onu düşündüğümüzü belli etmenin en güzel yollarıdır.
herşey sadece sizin hayal gücünüz ile sınırlıdır, bir de siz deneyin, ne çıkar?
ehil eller tarafından imal edilmiş hava gazından sevgi yapmak. bir nevi orihami, orisami, orişamilsam işte, ama biz buna havagami ismini uygun gördük. hediyenin verilişi ise ayrı bir yetenek gerektirir elbette. hediye muhatabın yüzüne dönülüp "hüüüfff"lemek şeklinde takdim edilir.
güle güle kullansındır.
sevdiceğin en sevdiği masal alınır ( mümkünse içinde bir adet prens ve prenses olsun ve mutlaka mutlu son ile bitsin ) kitap içerisinde ki prenses ve prens resimleri itina ile kesilir ( tabi ki sadece yüz kısımları) ve esas kızın ve esas oğlanın resimleri yapıştırılır.