tehlike anında başını kuma gömen devekusu misali gerceklere gözünü kapatmıs insandır.
makro alemden mikro aleme kadar uzanan muhtesem düzeni düsünecek olursak, akıl gibi muntazam bir varlığı hakkıyla kullanamayan insanlardır.
görülüyor ki, uzun bir boyun yok, bildiğin geyik bu hayvan. resimlerin çoğunda da çevresinde çöl falan yok gayet fazlası ile yeşil alanlarda bulunuyor.
öyleyse ilk entryde yazanların tamamı yanlış demektir bu da. ne kadar ilginç oldu böyle olunca.
- birşeylerin karmaşık olmasıdır aslolan doğada.
- bu karmaşıklıktır mükemmellik değil. (sıçma algoritmasının düzensizliği ve sürekli bozulan yapısı mesela) (gözün karmaşık görme mekanizması vardır ama mükemmel değildir, 3d görüntüyü 2d iris üzerine düşürüp kimyasal sinyaller ile tutup tekrar onu beyinde tanımlamaya çalışır. kayıp görüntü kalitesi açısından muazzamdır)
- hadi mükemmel diyelim bu akıllı bir dizayn edici ye işaret etmez. çünkü tasarımın bilinci ile bilincin tasarımı arasında çok fark vardır.
işin asıl ironik kısmı, onca bilimadamı (bilimadamlarının %99 'u) da salak düşünemiyor bunları.
Afrika da çölün her zaman orada olduğunu sanması cehalet değildir. Ancak bunu düşünmeden insanlara böyle anlatması cehaletin babasıdır.
geyiğin aklının olmadığını söyleyip geçmesi de ayrı bir tartışmadır. aslanı gören hayvan kaçarken düşünmüyor da sen kaçarken düşünüyorsun demek ?!?!
asıl bu hayvanın haraketlerine bakara dusunmedigine inanmak nasıl bir mantıktır? Hemen orada allah onu programlamıs diye bir mantıga burunur...
Duyan da boyle dusunen birinin daha önce geyik oldugunu sanacak ? Evrimin hemen oldugunu dusunen bu kişi acaba açıp da bakmış mı evrim biyologları ne demiş nasıl anlatmış ?
Evrim karsıtlarının okudugunu sandıgı tek makale adnan hocadır ve bilimsellikle alakası da yoktur.
Madem inancın mantıgından guclu, o zaman inanmana devam et. Ancak evrimin olduguna kafası basanlara hakaret etmenin anlamı yok.
bu konuda yazmayacaktım ama madem sen bilime saldırıyorsun. bize de nesnel olarak laf soylemek ustumuze duser.
böle düsünen bir insana;
her gün okudugun kutsal kitabında dünyanın yası kac olarak gosteriliyor bir bak. Sonra da gerçekten bilim dünyanın yasını kaç olarak söylüyor bize bir de ona bak. Tabii ki sen kitabına inanacaksın. Tek kitapla olayı halletmeye çalısan arap dünyası gibi iste.
demek gerekir.
Baskalarının bilgilerine engel olmak terbiyesizce bir davranıştır.
neden bir götümüz var neden sıçıyoruz. ağızdan yeyip, götten sıçıyoruz. oksijen alıp, karbondioksit veriyoruz. su içip işiyoruz. yeraltı kaynaklarını tüketip, kendimize ev, araba, plastik, metal, makinalar aletler yapıyoruz. yakıt olarak kullanıyoruz, dumanını da bokumuz gibi dünyaya bırakıyoruz. kodumun petrolünden çıkmayan ürün yok, her bokumuzu petrolden, plastikten yapıyoruz. otu boku tüketip atığını, bokumuz gibi bırakıyoruz.
karşılığında ne alıyoruz;
yeyip, içip sıçtığımız şeyler yerine, topraktan ağaçtan yenisini alıyoruz. üretimde dahi tüketip dışarı bıraktığımız atıklarımız yerine yenisini çıkarıyoruz. bir kaynağı tüketince, tüketebilecek başka bir şey buluyoruz. sigara içiyoruz, dumandan başka bir şey bırakmıyoruz. ölünce bile iğrenç cesedimiz toprağa karışıyor. bu böyle gider ama kısacası; dünya bize ne veriyor, biz ona ne veriyoruz.
bu geri dönüşüm sisteminin farkında olup ta inanmıyorsan; git bir çay koy gel en iyisi.
toprak bir geri dönüşüm sistemidir. evrim yaratılıştır. her şey allahın varlığına delildir. tabi düşünüp akledebilenler için.
yaratılışa inanmıyarak bir hiçlikten geldiğine inanan insan mı zekidir, profesördür, özgürlükçüdür, akılcıdır? bu nasıl bir akıl yürütmedir? hiçliğe inanmak mı akıl işidir? peki hiçliğe inanmak da bir dogma değil midir?
ayrıca müslüman ülkeler eskiden islamı yaşadıkları zaman ileri düzeydeydiler. eğer bugün avrupa rönansansı yaşamışsa ibn-i haldun, ibn-i rüşt lerin ve endülüsün bunda katkısı çok fazladır. ne zaman ki islam yaşanmamaya başladı geriledi islam devletleri.
lütfen islam medeniyetinin şimdiki durumunu değil geçmişteki halini bir inceleyin, sonra karar verin.
sen ne kadar inanmasan da inanma. en sonunda rabbine döneceksin ve ona hesap vereceksin. hiç bir şey bu gerçeği değiştirmez. gel yol yakınken o allah ın sana verdiği aklını kullan ve o nu bul.
yaradılışa değil belki ama yaradılışı malzeme yapan pazarcılara inanmamaktır aslında.
şimdi size bir kitap önereceğim. yazarının adı taşkın tuna. kitabın adı "ol dedi oldu" (kün feyekün) 2 cilt. dünyanın oluşumu hakkında bir kitap. ve muazzamlığı çok sade cümlelerle anlatıyor. mesela bing bang (büyük patlama) öncesinde dünya'nın sadece bir portakal büyüklüğünde olduğunu ve patlamadan sonra bugün bilinen boyutlarına ulaştığından bilimsel verilerle bahsediyor. peki bu süre ne kadarmış? yanlış okumayacaksınız. saniyenin 10 üzeri eksi 53'ü kadar bir zamanda. bilim evet bunu açıklayabiliyor. peki maddenin acaba canı sıkmış "ben bir patlayayım." düşüncesi ile mi bunu yaşadığını sanıyoruz? kitap kur-andan yola çıkıp bilimi desteklemiyor. bilimden yola çıkıp kur-an'la buluşuyor.
ben evrim teorisine de bir açıdan sıcak bakmaktayım. çünkü dünya üzerinde her bir varlık evrim geçirmekte. fakat ve lakin bütün bu oluşumlarda yaradan'nın bir izi yer almakta.
bütün hayvan ve insanlarda bulunan göt mekanizmasını da açıklamaları lazım. neden bir götümüz var? neden sıçıyoruz.
alıntı değil alınteri :
"""nasıl bir akıldır ki, afrikanın ortasında sıçmadan yaşayabilen antilop'un öyle bir varlıkdır ki sıçma ve bok ihtiyacını karşılayabilmesi için geniş kalçalara sahip olsun
sonra bu öyle bir varlıkdır ki ayağa kalkarak(vücut ağırlığını dengeli dağıtarak ayakda uzun süre ağaca dayanarak durabiliyor) orada bokunu ayakta yapabiliyor. götünü iki yana ayırarak sıçarken geniş götü yardımı ile karşılasın
bunların, yani
o antilop'un orada sıçıyor olması,orada bu hayvan için sıçabileceği uygun alanlar olması böyle götünü iki yandan bastırabileceği ağaçlar olması vb. bir çok şeyin bir araya gelmiş olması ve bunların tamamen rastlantı! sonucu oluyor olması. mantıklı ve düşünen bir insan için anlaşilabilecek bir şey değil
bunca ki bu saymakla bitmez deliller varken yaratılışa inanmamak gerçekten "delilik", düşünen mantıklı bir insan bunların hepsinin kusursuz bi şekilde kendiliğinden bir araya gelemeyecek olmasını ve mutlaka bir yaratıcısı, bu düzeni meydana getirecek bir gücün, varlığın olduğu reddetmesi akıl ve mantıkla açıklanabilecek bir şey gerçekten değil.
bunca delil gün gibi ortada iken nasıl olurda göt yaratmış ve bizleri mütemadiyen sıçtırtan bir yaratıcıya inanmazlar anlamıyorum."""
delil olarak objektif bir referans gerektiğinin farkında olamayan kişi hedesi.
mesela ben şimdi evrim için darwinin kitabını ortaya koysam ve "adam açıklamış nasıl inanmıyorsunuz yahu" desem çok saçma olur.
ya da marksizm için marksın kitaplarını referans göstersem, nazizm için hitlerin ve ardıllarının fikirlerini anlatan kitapları..
objektif referans kanıt gerektiren referanstır.kanıt da bilimsel bir çalışmayla ve ihmal edilebilirliği olan istisnai durumlarla ortaya konur.
zaten mesele "inanç" ekseninde ortaya atıldığından, inanma/inanmama olarak değerlendirilmeli ve kişilerin inanma hakkına saygı duyulmalıdır.
ne zaman ki evrim veya yaradılış için kesin kanıtlar ortaya konur, işte o zaman aklı veya akılsızlığı sorgularsınız.
kanıt diye ortaya konan(şu ana kadar) her şey iki teoriyi de destekler şekilde değerlendirilebilir.zira iki yaklaşım da sadece teoridir.