evrimi reddeden musluman bilimcilerimizin muhtesem teorisi. teorimizi en uzun ve detayli olarak anlatmak istersek sudur:
"turleri allah yaratmistir."
evet bu teoriyi acikladiktan sonra gelelim evrime. gordugunuz gibi evrim sacmadir. cunku turleri allah yaratmistir. allah'in nasil yarattigina gelirsek. ol diyor. onlarda oluyor. hani molekuler aciklamalarina gerek yok. allah bir portal acip isinliyor olabilir. belki fizik yasalari ile oynayip mevcut molekul ve atomlardan da yaratiyordur. ama dedigim gibi mesele yaradilis olunca kanita gerek yok.
yahu, allah zaten herşeyi bilime uygun yaratmıştır.
big bang ve bir gün gelecek olan ''büyük son'' bunları tamamen bilim çerçevesinde yaratmıştır.
her yaratılış bir süreç içerisinde gerçekleşmiştir zaten.
allah kur'an da defalarca bilimin peşinden gidilmesini söylemiş ve ayetlerinin sonunda ''şüphesiz bunlarda akıl sahipleri öğütler vardır'' cümlesini kullanmıştır.
anlaşılmayacak bir şey yok bunda.
bilimin peşinden gidin, her keşfinizin sonunda yüce yaratıcıyı göreceksiniz diyor.
cern'de yıllardır ''başlangıç parçasını'' aradılar durdular. bulamadılar, bulamayacaklar çünkü allah'ın bulunduğu noktaya ulaştılar.
ayrıca aradıkları parçacığı oraya kim koydu, onu kim yarattı derler adama? buna verecekleri hiç bir cevap yok zaten.
big bang'i incelediğimizde bunun nasıl bir bilimsel süreç olduğunu zaten görüyoruz ve etap etap kur'an da big bang'in nasıl anlatıldığı.
ateistlerin ''ol dedi bir anda oluverdi'' değildir durum.
allah herşeyi bilimsel bir süreç dahilinde yaratmıştır.
açın kur'an'ı okuyun, görün.
korkmayın bu lafları söyleyen kişi olarak ben şeriatçı falan değilim, izmirli bir laikim ama bu gerçekleri de görebiliyorum.
ön yargılı olmak dünya üzerinde kişinin yapabileceği en büyük hata değil midir zaten?
colde basina gunes gecen teorisyenler tarafindan uydurulmustur. gerci evrim teorisi de kolay anlasilir olmasina ragmen, bir seferde herseye ayni cevabi verebilme kapasitesi olarak insanlik tarihinde yaratilis teorisinin eline su dokebilecek olani yoktur. ustelik cevaptan tatmin olmak icin sempanzeden bir ust derece zekaya sahip olup "ben sempanze degilim bi kere" diye bagirmak tek basina yeterlidir.
milyarlarca doğa kanunları ve fizik yasaları olması gerektiği orandadır ve hiçbiri tesadüfen, şans eseri oluşmamıştır.
yaratılış bir gerçektir ve bugün stephan hawking dışında yaratılışın düşmanı kalmamıştır. kaldı ki stephan hawking bile milyarlarca doğa yasası ve fizik kanununu ''ama bu nasıl olabiliyor, tüm bunlar nasıl böyle kusursuz'' diye şaşkınlıkla sorgulamaktadır. esasen sorguladığı bu kusursuzluk değil, materyalizm denilen bilim düşmanı kör düşünce sistemidir, kendisi bile farkında değildir.
teori değil inanıştır. teori güçlü bulgular barındıran ve devam edebilen bir süreçtir. yaratılış teorisi kavramı bu açıdan yanlıştır, zaten bilimsel yönü yoktur, sadece insanların tanrının varlığına inanıp inanmamasıyla ilgilidir.
insan oluşumunu tamamen söylencelere dayandıran bir görüştür. şöyle ki; evrenin tahminen 16-17 milyar yaşında ve yine tahminen 156 milyar ışık yılı (1 ışık yılı: 9.460.800.000.000 km) büyüklüğünde ve halen gelişen bir yapı olduğunu düşünürsek. bu yapının içindeki sayısız yıldızlar ve gezegenler içinden biri olan 4,5 milyar yaşındaki dünyada zaman içerisinde organik canlıların gelişip değişmediğini düşünmek körlük kanaatimce (özellikle bilinen ilk insanımsının 4 milyon yıl, ilk insan ya da insan benzeri kalıntıların da 130 bin yıl önce rastlandığına bakılırsa). farklı insan türleri, farklı yerlerde, farklı ya da aynı zamanlarda yaşamış ve bizim dışımızda hepsinin nesli bir şekilde tükenmiş işte. dinozorların aşağı yukarı 135 milyon yıl hüküm sürdüğüne bakılırsa pekte kralı değiliz buraların.. ayrıca söylemekte yarar var. şempanzelerle insanların dna'larının %98.4'ü tamamen aynı. bu fare ile sıçanın gen haritasındaki benzeşmeden 10 kat daha fazla demek. kimse insana maymun demiyor ama bir şeyler zamanında %98,4.ten daha çok benzermiş bu aşikar. bu değişimde beyin gelişiminin büyük etken olduğunu biliyoruz. bunda da ateşin keşfi önem kazanıyor. pişirilen eti yemek daha kolay olduğundan çene ve başın gerisine uzanan kaslar zamanla onlarca kat azalıyor; böylece beyin gelişimi için yer sağlanıyor. tabii alınan protein ve etin kızarmasıyla sağlanan besinler nitelikli gelişim yönünde önemli aşamalar. herşeye rağmen bu görüşü asıl alıp tek gerçekmiş gibi göstermek isteyenlere tepki olarak: (bkz: flying spaghetti monster)
oysa ben hayatımda bu kadar manasız ve gereksiz başka bir versus görmedim. şöyle ki, evrim teorisi bilimsel temele dayalı, bilimsel olarak ortaya konan bir takım hedelerden oluşur. yani deney ve gözleme dayalıdır. yani bilimseldir köküne kadar. bir gün gelir, yanlışlanabilir de o ayrı mevzu. ancak yaratılış teorisi bilimsel değildir. inanç sistemine dayalıdır. deney yahut gözlem gerektirmez. hissiyata dayalıdır. inanırsın, kabul edersin ve buna uygun yaşarsın.
ikisi de varoluşa ait bir takım gerçekler bulma peşindedir. ancak apayrı şeylerdir. kıyaslama manasızdır. gereksizdir.
çok tehlikeli bir algı var zira. evrime inanan adam ateisttir. dindar adamın evrimle işi olamaz. ne münasebet efendim. bu kadar keskin sınırlar olmaz, olamaz.
nitekim caner taslaman evrimin kur'an ile çelişmediğini savunur kitaplarında. taslaman, "Kur'an evrim var demez, sadece ayetlerde evrim ile ilgili çelişki bulamazsınız" der. okuyunuz, görünüz.