Dudaklarımdan dökülsün isterim
Ama aralanmaz bu kuru pespaye dudaklarım
Bakmak isterim iyice sana
Bakarım ama gözlerin gözlerime değdikçe sadece
Sen ara ara izin verdikçe
Ruhum ruhuna dokunsun isterim
Dokunur ama dokunduğunu bile anlamadan
Yoksun
Bir varsın bir yoksun
Bir gün o kadar yakınsın sanki aynı yere akıyor benliğimiz
Ama bir gün geliyor bir o kadar da yabancısın
Korku var
Tahmin ediyorum çok yaralısın
Ama sanma ki bir tek sen yaralısın
Bir tek sen acı çektin
Kimsenin içinde bitmeyen baharlar var değil.
nerden geldiyse gece gece aklıma. başka bir yanı var sözlerinin aklımda dönüp duruyor. bu kadın duygularıyla yaşıyor diyorum. ben girdim mi sözlerinden çıkamıyorum. bir de yaşayana sormak lazım.
her ne şekilde olursa olsun sevgili gitmiştir...
sevgili gitmiştir ve artık sadece geride kalana özlemek, ağıtlar yakmak düşmektedir.
elbette ki gerçekten seviyorsanız, gidenin arkasından "mutlu olsun, iyi olsun, hoş olsun o bana yeter" dersiniz. sevgili bambaşka diyarlara göçmüşse adilik yapıp, daha da yıkar insanı o ayrı.
işte bu şarkı, her ne şekilde olursa olsun gittiği halde sevilen insanların şarkısıdır. hele bir de sizin olmayan bir şehirdeyseniz, "o"nun şehrindeyseniz, "Hasretin kızıl haresi" sözü bu şehrin "o"ndan ibaret olduğunu suratınıza çarpar.
"Güz ayazında kor ateşim" dendiğinde onla geçirdiğiniz kış gelir aklınıza ve işte buradan itibaren soğuk yaşlar dökülür kucağınıza sebepsiz.
"Haberini sal kara bahtlım" sözüyle üç dört güne kalmadan bu şehri terkedecek sevgiliden son bir ricada bulunulur cevabının gelmeyeceği bilinerek. iyi olduğunu bileyim yeter...
"Üzerime hatıran yağıyor" birtanem... gittiğin günden beri, gelişinle birlikte bana yaşattığın iyi kötü herşeyi başa sarıp tekrar tekrar yaşıyorum. acın bile huzur veriyor.
ve ben bu şehirden gitmeden evvel;
"Ah yine o gurbet bestesi..."
neden bilmem bana hep uzak mesafe aşklarını hatırlatıyor bu şarkı. tamam lafı çevirip edebiyat yapmaya gerek yok, kendi yitik aşkımı hatırlıyorum her dinleyişimde.
aşkının acısını hala çeken, ilk aşkını unutamayan erkeğin şarkısıdır.
ne geçen günler, ne üzerine gelen yeni aşklar ne de yepyeni umutlar hiçbir zaman o acının üzerini kapatamaz.
...Üzerime hatıran yağıyor
Bu yokluk yaktı bizi...
hiç beklenmedik anda vurur anıların acısı. belki de hep oradadır ama dilin ucuna gelmez kalbin sesinde kalır başkaları tarafından duyulmaz.
demem o ki kırılan kalbin, erkeğin şarkısıdır bu şarkı. bir erkek tarafından söylenemeyecek kadar naif ama ancak yine de bir erkek tarafından yaşanabilecek kadar naiftir sözleri...
full kafa yapıcı, klibiyle de, klibindeki sezen in* haliyle de, insanın içini dağlayan parça; bir de sezen aksu vokali vardır ki, her tarafınız karıncalanır, üzer; ortadan ikiye böler. arka plandaki ilginç vokaller de, arto tunçboyacıyana aittir.
sebebleri manalı olan ayrılıklar üzerine yazılmış güzel bir şarkıdır.söz ve müzik birbirini o kadar iyi tamamlamıştırki sanki o ayrılık anlarına tekrar dönersin .birden derin bir üzüntüyü boğazına yapıştırır bu şarkı,duyguların gözyaşına dönüştüğü muhteşem bir eser.
sezen aksu'nun artık "adilik" derecesinde hüzünlü parçası. insanı vicdansızca üzen, alıp ta yerin dibine sokan parçası. ayrıca kendisi de klibinde şarkıyı söylerken ağlamaktadır.
sezen aksu nun (bkz: vazgectim) ile birlikte bende hayranlık uyandıran iki şarkısından birisidir.. (bkz: liberty)nin hatrılatması sonucu (bkz: eyvallah) birazdan sigara eşliğinde kendimden geçeceğim parçadır..