yemekten sonra sahilde sigara ve kulağındaki mp3 çalarında ''anathema'' ezgileri ile dolaşmayı seven, sözlükten bile önce tanıdığım güzelmi güzel insan. öyle sekizinci nesil ergenleriden falan düşünmeyin. kendisi oldukça olgun bir yaşa mensuptur. sözlük'ün ağabeyi olabilecek yaştatdır. takdir ve sevgiyle takip ediyoruz.
canlı aleminin en garip ama aynı zamanda sevimli sayılabilen canlısıdır ses dalgalarıyla yolunu bulur ve geceleri gezinir, geceleri gezinmesinden dolayı ileriye doğru ses dalgaları atar ve bir engele çarpıp geri gelmesini bekler.
akdeniz'de yaşıyorsanız bir gece ansızın açık olan balkonunuzdan içeriye hızlı bir giriş yapıp gecelerinizi kabusa çevirebilir.
korkulu rüyamdır kendisi çok yakından görünce...
Esasında dış dünya ile etkileşim konusunda bizden -konsept olarak- çok da farklı olmayan canlıdır. Sadece bizler etrafımızı gözlerimizle algılayabilmek için, bir dalga boyuna ve frekansa sahip fotonlardan faydalanırız; onlar ise yine bir dalga boyuna ve frekansa sahip ses dalgalarını kullanırlar.
artık sözlük'e veda etmenin vakti geldiğini düşünen yazar.
bunun nasıl yapılacağına verilen kararlarda, veda edilen insanlara olan sevgi de oldukça önemli bir faktör.
bazı insanlara veda bile etmezsin. bazı insanlara sadece hoşçakal dersin. bazen sadece elveda kelimesi fazla fazla yeterlidir bütün o ikili ilişkinin süreçlerini özetlemeye.
burada en önemli olan, veda edecek kadar yakınsan bütün bu yakınlığın yaşandığı süreçteki kötü olayları unutup, en basit tabirle insan gibi ayrılmayı bilmektir. ayrılacağı / ayrıldığı için içi acıyan insanın o acıyla suçlu ya da suçsuz, bütün bir ilişki boyunca yapmadığı şekilde olaya kırıcı girmesi, can acısıyla söylenen bütün o söylenmemesi gerekenler aslında veda edilenin aklında kalacak son cümlelerdir.
doğru veda: ne kadar kırılırsan kırıl, ne kadar kızarsan kız, ne kadar nefret edersen et o son veda anında doğru kelimeleri kurmaktır. gidiyorsun işte, terk ediyorsun, terk ediliyorsun ya da zorla gönderiliyor(sun). daha ne yapabilirsin ki?
vedalarda asla amaç can acıtmak olmamalı. bir veda zaten yeterince acıyken, bunun ötesine geçebilecek hiç bir cümle, tanım, suçlama yok. bunu yapan insan, veda etmenin acısını veda edilenden çıkardığı için kendisini haklı çıkarmaya çalışabilir. haksızdır, kendisi de bunu çok iyi biliyordur.
honorable exit dahildir bu konuya.
her şeye rağmen burada geçirdiğim dopdolu zamanlar benim açımdan çok keyifliydi..
pencere kenarında ne zaman sigara içmeye kalkışsam pırr pırr uçuyorlar.sigarayı bırakma raddesine geldim o derece.ama pes etmek yok, aramızdaki çetin savaş sürüyor kazanırsam bir sigara daha yakacam.
