aslında başlık olarak bir tartışma grubunun tek oturumluk konusu gibi görünse de, bir grubun "yararlıdır", karşı grubun ise "zararlıdır" dediği teknoloji şu anki durumu ile çok önemli bir mesele halindedir. elbette teknoloji, yani çağdaş yaşam koşullarının kolaylaştırılması çalışmaları insanoğlunun yararına geliştirilmekte ve çağımızın en büyük ihtiyacı olan zaman konusunda kazanımlar sağlamaktadır. birilerinin kalkıp "teknoloji zararlıdır" demesi, konuyla ilgili eşraf tarafından meczup fısıltılarının yükselmesine mahal verebilir. ancak ciddi bir araştırma ve bazı gerçeklerin salt neticeleri ile incelendiğinde "teknoloji zararlıdır" savına katılmamak olanaksız gibi görünüyor.
şimdi biraz düşünelim. teknolojinin gelişimini kronolojik olarak takip ettiğimizde günümüzde kullandığımız ve yüksek teknoloji ürünü olarak addediğimiz pek çok şey henüz 25-30 yaşında. bazıları bizden bile küçük. geniş anlamda daha 1900'lü yıllarda gelişimi başlayan teknolojik araştırmaların kullanılabilir ve daha önemlisi kullanışlı mahsüllerini ancak 20. yüzyılın 2. yarısında toplamaya başladık. yani bu demek oluyor ki teknoloji ile henüz çok yeni tanışıyoruz. insanoğlunun teknolojiyi geliştirme serüveni işlerini kolaylaştırmak ve zaman kazanmak hevesi ile başlıyor. bunun için araştırma geliştirme birimleri kuruluyor, gerekli materyaller için uzman ekipler oluşturuluyor, test için ayrı stratejiler geliştiriliyor. bunların sonucunda ise modern arabalar, evler, ev gereçleri, sağlık sektörü için elzem olan makineler, bilgisayarlar, elektronik gereçler ve teknikler çıkıyor ortaya. ancak bir araştırmaya göre, insanoğlunun etkin olarak teknolojiyi geliştirebildiği bu son 50 yıllık dönemde bütün enerjisini savaş teknolojisi için harcadığını görüyoruz. sayısal verilere göre teknolojinin %85'lik dilimi silahlar ve savaş aletleri için geliştirilmiş ve kullanılmış. şu anda yeryüzünde en yüksek teknolojiyi kullanan ilk 3 şeyi sıralamak gerekirse; 1) Savaş Uçağı (F-117A Stealth Fighter) 2) Uçak Gemisi (USS Enterprise) 3) Uzay istasyonu (Amerika - Rusya ortak istasyon)*.
insanların hayatlarını kurtarmak ile mükellef olan doktorların yararlandığı sağlık sektöründeki gelişmeler ise elbette yadsınamaz. kimya teknolojisinin gelişimi ilaçlarda, yine kimya teknolojisinin elektronik ile birleşmesinden ortaya çıkan grafi teknolojilerinde*, mekanik teknolojisi ile biyomekanikte pek çok olumlu neticeler elde edilmiş, pek çok insan hayata dönmüştür. son zamanlarda çığ gibi büyüyen cilt ve akciğer kanserinin önünü kesmek için uğraşan tıp yine bu teknolojiyi kullanmakta. peki ama neden kanser son zamanlarda bu kadar çok yaygın? bu sorunun cevabını herkesin bildiğine eminim. çok uzağa değil, daha 20 sene öncesine, 1986 yılına gidelim. bizim coğrafyamızın hemen kuzeyinde bir facia yaşandı. binlerce insan olay sonrasında ölürken, onbinlercesi de çernobil faciasına bağlı sebeplerden dolayı hayatlarını kaybettiler ve kaybetmeye devam ediyorlar. diyebiliriz ki teknolojinin arayışı nesiller boyu üzerinde ölüm damgasını taşıyan DNA'lara sahip insanların doğmasına sebep oldu.bunun gibi pek çok kaza insanoğlunu yaraladı. bunun yanı sıra milyonlarca insanın öldüğü savaşların çıkış sebebi de yine savaşlarda bu kadar çok insanın ölmesine olanak sağlayan teknoloji olmuştur. bu yüzyıla damgasını vuran petrol savaşlarının istatistikleri incelendiğinde görülecektir ki savaş teknolojisi geliştikçe ölen insan sayısı da artmaktadır. peki ne için? teknolojiyi geliştirip, bunu kullanabilmek için gerekli olan hammaddeyi elde etmek için. yine hiroşima ve nagazaki'ye atılan atom bombası da, bu bombaları atan enola gay adındaki uçak da, savaşlarda kullanılması yasaklanan napalm ve misket bombası da bu teknolojinin sonuçları. ayrıca teknolojinin gelişimi ile yaygın olarak kullanılmaya başlanan kredi kartları bile ölümlere neden olmakta, insanların intihar etmesine zemin oluşturmaktadır. atmosfere her yıl dünyanın yerkabuğundan 1 metre altına kadar olan kesitin hacmi kadar karbonmonoksit yayan arabalar, asla dönüşümü gerçekleşmeyen fabrika atıkları ve gazlar, ozon tabakasının incelmesine sebep olan freon*, sera etkisini tetikleyen aerosoller ve şimdilerde herkesin dilinden düşmeyen küresel ısınmanın sebebi olan radyatörler (televizyon, buzdolabı, monitör, ütü, çamaşır makinesi, mikrodalga fırın vs.) bunların hepsi teknolojinin insanlık için yararlı(!) olan unsurları.
çok geniş bir yelpazede olduğu için teknolojinin zararları dikkate alınmazken, sadece bir yenilik ile ufak bir kısım insanın işini kolaylaştırıyor diye teknolojinin yararları savunulabilir hale geliyor. evet, birileri kalkıp teknoloji olmasaydı karanlıkta oturuyor olacaktık, mp3 dinleyemeyecektik, playstation oynayamıyacaktık, bir yerden bir yere 45 dakika yerine 6 günde gidecektik, şimdi bir hapla iyileşirken o zaman belki de ölecektik diyebilir. bu yazı teknolojinin olmaması gerektiğine dair değil, henüz insanoğlunun onu yönetecek kadar iyi tanımadığına dair yazılmıştır. her ne sebeple olursa olsun gelişim iyi bir amaca yönelik yapılmıyorsa, nihayetinde kitleleri sağlayacağı yarardan daha çok zarara uğratıyorsa, bir zümreyi memnun ederken çok büyük bir topluluğu zararlı şekilde etkiliyorsa bu gelişim olarak nitelendirilemez. rant sağlamak amacı ile sonuçları kestirilmeden ya da kestirilse bile zararları göze alınarak kullanıma sunulan her şey geleceğe vurulan bir diğer baltadır. bu yüzdendir ki teknoloji yabancı olduğumuz ve ne yazık ki henüz yönetemediğimiz bir tabanca. iyice tanımadan fazla kurcalamamakta yarar var!
