bazen dil dolanır, bazen kelime telaffuz edilemez ama komikdir, güzeldir..
- olm korse var mı sende?
- hö?
- yaa ssss, korsan poşet var mı lann?
- ne diosun abi?
- ya hayret bişey yaaa, kargo poşeti işte!
- hee, ne bilim anlamadım olm..var yani var be, öööf..
10 yasindaki kahramanimiz manava kivi almaya gider. adini yeni duydugu bir meyvedir o zamanlar kivi. unutmasin diye manav ile ev arasindaki 100 metrelik mesafede durmadan tekrar eder. kivi kivi kivi... manava girer.
manav : hos geldin cingoz. ne istiyorsun bakalim?
cingoz : annem fiki fiki istedi de. sizde var mi acaba?
manav : haa?? @!#
not: yasanmis bir hikayedir. ( merak edenler icin cingoz ben degilim.)
arkadaşlarıma havanın soğuk olduğunu ve üşüdüğümü anlatmaya çalışırken:
-bugün hava üşüyo mu ne?
dedikten kısa bir süre sonra benim arkadaşalar iptal bizim kahkahalarımızı duyanlar daha bir iptal.
efendim ikinci öğretim öğrencileri olarak akşam eve giderken arkadaşlarla birlikte yolda hep simit alıp yiye yiye , konuşa konuşa gidiyorduk her akşam. yine böyle bir akşam bir arkadaşımızın soylediği sözcükler bütünü tarihe geçti.
+ ne güzel yiyiyorduk , artık yürümüyoruz.
- (biz)*?\}0][76]\*>£#$½&&/()=??????????
tercümesi: her akşam ne güzel simit yiye yiye yürüyorduk , bu akşam niye oyle yürümüyoruz.
- "gas baza yavrum gas baza"...
* öyle değil ki o, "bas gaza yavrum bas gaza".
- aman "bende"* hayret bir şeysin.
* hadi ufak ufak "gasmaya devam et sen baza"...
nesibe: hocam nasılsınız?
öğretmen: iyiyim nesibeciğim uğraşıyorum sınavlarla. sen nasılsın?
nesibe: iyiyim ben de. aman hocam allah size akıl versin...
öğretmen: ???!!!??!!
nesibe'nin arkadaşı: (fısıldayarak) nesibe ne diyorsun??
nesibe: hocam çok özür dilerim allah sabır versin diyecektim gerçekten...
evlerine ziyarete gelecek olan patronu dört gözle bekleyen dört kişilik aile son tembihlerini yapar birbirlerine.
baba:
-kızım patronum burnu konusunda çok hassas sakın burnuna bakmayın ve onun hakkında bir şey söylemeyin.
kızlar bunu iyiyce kafalarına sokarlar,üst üste içlerinden tekar ederler.patron gelir ,kocaman burnu ilk dikkat çeken olur,sonra oturur,konuşulur,sıra çay servisine gelmiştir.
kız elinde tepsisiyle sorar:
+burnunuza şeker alır mıydınız?!
nada ve patronu yurtdışına gidecek olan elemanla ilgili ordaki program hakkında plan yapmaktadır.
nada ileri derecede griptir ve kafası yerinde değildir.
p: ne zaman binecek uçağa, ne zaman orda olacak?
n: işte ayın 31inde binecek burdan, 32sinde orda.
p: ... puhahaha
n: inanmıyorum, ben nasıl söyledim bunu.
p: aman nada, sen önemli işlerini pazartesiye ertele.