a: herkese benden çay
ş: ben istemem
a: peki.. şakir'e çay yok.
ş: ne demek şakir.
a: adını mı değiştirdin ?
Ş: sen bana nası şakir dersin lan kelek.
a: ne diyem mesela mahmutmu diyem, şakir!
ş: şakir abi dayı ağa diyeceksin..
a: o günler bitti şşaakkirrr...
erol taş:paraları ver.
sezercik avcunu açar,elinde bir avuç bozukluk.
erol taş:bunlar ne?
sezecik:payaa...
erol taş hışımla sezerin eline vurur ve paralar yere saçılır.sezercik ani bir hareketle cebinden bir tomar para çıkarır ve buyda büyük payalayda vay der.erol taş gülümseyerek nerden aşırdın bunları der.sezercik abileyim ablalayım veydi der.
erol taş üzümünü yer bağını sormaz.
müjde ar:bi kamyoncu bana tecavüz etti.
adamlar *:vay namussuz sofor.insan bize de haber verir ya!hahaha...(müjde ar'ı içeri götürmek için üstüne yürürler.)
müjde ar:beni değil kamyoncuyu yakalıcaksınız!
adamlar:kamyoncuyu yakalayıp da napalım be sapık mıyız biz?hahaha...
- ne içiyorsun nalan?
+ elma suyu ayhan!
- nalan bana yalan söyleme bal gibi viski içiyorsun ve gözümün içine bakarak yalan söylüyorsun. şrakkkk...
+ napıyorsun ayhan, neden vurdun... ühühühühü
- bana sakın yalan söyleme bir daha
+ ama ayhan rtük böyle istedi...
- hı?!?!?!?!.
murat: begin to your famous whistle which no women can resist.
ali: [whistles]
murat: you whistle it wrong
ali: why?
murat: skeletons came instead of woman
ali: these are too ugly, it would be better if some girls come with mini skirts.
murat: an unknown force pulls us to itself, we go far away from earth, our indicators dont work. i cant know what thisforce is, we are in a very dangerous situation, you need to be very careful.
murat: were going away from earth, we still couldnt get out of the domain of unknown power, typhoon 2 answer me typhoon 2, typhoon 2 answer me typhoon 2 answer me...
ali: man, i`m so hungry!
little boy: the lunch is ready. my sister has prepared.
ali: what`s on the menu?
little boy: fried insects, and boiled snake.
ali: yuck! i won`t eat that!
murat: come on man! if you don`t eat, your handsome looks will deteriorate.
ali: do you think you are the man who saves the world?
murat: as much as you think you are a womanizer.
bilgin: the wizard touched the sword and the brain. at last what he wanted happened. now he has the power to destroy the earth. save the world. save the world! *save the world!*
pardon filminde gardiyana rüşvet verip hapishaneye şişme kadın sokan ferhan şensoy, şişme kadının geldiği gün hapiste 6 senedir boşu boşuna yattığını öğrenir ve serbest bırakılır. gardiyanla arasında şu diyalog geçer:
- ee bizim şişme kadın ne olacak?
- sen artık onu bana hediye etmiş ol. ben onu şişirip biyere zulalar, paraylan yaptırır yolumu bulurum
- olurrrmuu. o zaman şişme pezevenk ossman derrler
Kibar feyzodan
Feyzo: Hoşgelmişsen Ağam.Bütün marabaların yolunu bekliyirdi.
Faşo Ağa: Bu nedir la?Neye yarar ki?
Feyzo:Abdesthane haşa huzurundan ağam.
Faşo Ağa: Kim sıçacak içine?
Feyzo:Parayı basan herkese serbest.Yalnız ağamıza beleş.
Faşo ağa: ....
Feyzo:Buyur sana beleş ağam.
Faşo ağa: Beleş ha öle mi? Ula hiç aklınız da yok sizin muharetler.Yani ben şimdi giriyim şimdi sıçıyım.Sonra sen gir benim bokumun üstüne sıç.Ulan benimle eğleniyonmu Ağa bokunun üstüne bok olurmu heç
çocuklardan biri: amca anlatsana almanya'da neler yaptın?
amca: almanya'da arkadaşlarla aslan avına çıktık
kazım: ziya almanya'da aslanın ne işi var ulan
amca: olmaz olur mu abi? alman aslanı bu
(çocuklara dönerek) ha nerde kalmıştım. jipten indik, etrafa dağıldık... elimde tüfek ağır ağır ilerliyorum. bi ses duydum, arkama döndüm onu gördüm...bi de ne göriim boyu on metre
kazım: ziyaaa
amca: on metre yoksa da 5 metre var
kazım: ziyaaaaaa
amca: işte aslan kadar aslan, çektim tüfeği bastım... tık... tüfekte kurşun yok. çıkardım çakıyı açtım, atladım aslanın üstüne. karnına böyle tak tak tak
kazım: çakıyla aslan mı öldürdün?
amca: öldürdüm, öldürdüm abi ya
kazım: yeter ulan palavralarınla sabahtan beri çocukların kafasını karıştırıp duruyosun.
hayat sevince güzel filminde ayşecik ile bahçesindeki meyve ağaçlarına çıkılmasına izin vermeyen ve o meyve ağaçlarına çıkan çocukları pataklayan münir özkul arasında geçmektedir. Münir Özkul (filmdeki adını bilmiyorum) bir gün bu olaya neden kızdığını ve aşırı tepki gösterdiğini ayşecik'e açıklama gereği duyar ve başlar anlatmaya:
- 20 yıl evvel karım, ben ve benim küçük oğlum yine bahçeli bir evde yaşıyorduk. bahçede her türlü meyve ağacı vardı. oğlum bu ağaçlara çıkıp meyve toplardı, o her çıktığında yüreğim ağzıma gelirdi, düşecek diye korkardım. ve bir gün düştü ve öldü.
BiR KEMAL SUNAL filiminde dağda eşkiyalar içki içip eğlenmekte, 4-5 kadın da silahlı eşkiyalara isteksiz isteksiz göbek atmaktadır.
kemal sunalın konuştuğu çete başı da bir anda dellenir ve isteksiz isteksiz oynayan hatunlara OYNAYIN LAN KAHPELEEEEAAAAR DER.