arkadaşım, bir diğer arkadaşımın ev telefonunu arar. telefona arkadaşın dedisi çıkar:
-alo?
+tuğrul evde mi?
-hea?
+tuğrul evde mi?!
-nea hea?
+tuğrul evde mi tuğruuuul?!!
-ne dedin??
+hay amk. madem duymuyorsun ne diye telefona bakıyosun be bunak ya!
telefonu kapatır.
ertesi gün arkadaş, diğer arkadaşın evide gider.
-sen dedeme bağırmışın lan, küfretmişin dün?
+vay anasını o kadar seni sordum duymadı, küfrettiğimi mi duymuş?!
- lüleburgaz metroloji
- (çok sakin bir ses tonu ile) bana bir tane su sayacı gönderir misiniz? gelirken de iki ekmek getirin lütfen.
- tamam hanımefendi (konuşmanın devamı gelecek diye bir ümitle beklerken)
- dııı dıııı dıııtt!
- yuh anne yaa!
- lüle metroloji
- kızıım annesi kurban olsun yolunaaa, yerim ben seni (melodili şarkılı türkülü bir şekilde) annesii de kurban.
- efendim anne bitmedi mi eserin?
- gelirken sigara alsana bana annesinin gülüü,
- tamam anne biliyordum bi'şey isteyeceğini zaten, yoksa şarkılar türküler hak getire.
- eheh hadi görüşürüz akşam. çat! (höh!)
-merhaba est, nasılsın evladım?
+iyilik anne ne olsun, arkadaşla sabah akşam, ayağı yanmış it gibi geziyoruz öyle. siz napıyorsunuz, ablam falan nasıl?
-he iyi işte o da. hani ablanın sen izmir'e gitmeden önce görüştüğü bir çocuk vardı ya.
+eee?
-ablan bugün o çocukla nikahlanıyor.
+ ?!..eöö..iyiymiş..ne denir...
-alo kuntik döner mi? bizim bi tavuk şiş bi kola vardı nooldu?
+yaw o diil de... bi ilhan irem vardı hani... o nooldu?
-ne bileyim lan?
+tavuk şişi biliyosun ama!
-hasta mısın kardeşim?
+yaw kusura bakmayın adresinizi kaybetmişiz. arkadaşlar yerinizi tespit edicek de. sizi telefonda tutmaya çalışıyorum...
(bkz: yiğit özgür)