öğretmen: lan niye yanmıyor bu projektörün ışığı?
öğrencinin biri: senkronize etmediğiniz için yanmıyor.
öğretmen: ben bilmiyorum onun ne demek olduğunu.
öğrencinin biri: ben de bilmiyorum.
öğretmen: #^*?$!
Lisede biyoloji dersinde üreme konusunun sapık bir biyoloji öğretmeni tarafından kızlara odaklanarak anlatıldığı bir vakit sınıfın türlü piçliklere imza atmış uçarı çocuğundan ses yükselir
Ç: Hocam duvara karşıyı izlediniz mi?
Hoca güler ve dersi anlatmaya devam eder. Soru birkaç kere daha tekrarlandıktan sonra herkesi dumura uğratan cevap gelir...
BÖ: ben Sibel kekillinin başka filmlerini izledim ama merak etme çocuğum onlar da duvara karşıydı
edebiyat dersinde hoca ferhat'la şirin'i bir öğrenciye kitaptan okutmaktadır.
"Ferhat şirin'le buluşup ona su testisini verdi ve şirin de ona en değer verdiği eşyası olan kolyesini verdi..." o sırada dersi dinlemeyen ve önündeki test kitabına yumulmuş olan kız arkadaşımız birden kafasını doğrultur ve aynen şöyle der:
"Ne oluyor ya kim kime veriyor?" *
dersi kaynatmak için keman çalıp, şarkı söylemiş, din hocasına masaj yaptırtmaya çalışmış, uğultudan kimsenin kendi sesini bile duymadığı, herkesin kendi aleminde şarkı söyleyip sıralarda ritim tuttuğu din dersinde kalemimin bi bölgesinin koptuğunu görürüm.
ben: x, sen mi yedin lan kalemi?
x: evet.
ben: hayvan!
x: hocam hayvan dedi arkadaş bana. günah mıdır?
başka bi arkadaş: hocam peki hayvanlara insan demek günah mıdır?
dersin sonuna kadar ''lan'' kelimesini kullanan ve gerçekten modern olan dincimiz tabiki de sınıfı sakinleştiremedi. ders çıkışı o ''x'' arkadaşın hocanın elini öpmesi de cabası.
ders:müzik
(öğretmen istiklal marşını okutur öğrencilere ve bir öğrencinin "ka" ları uzattığını görür
Ögrt:Cocugum uzatma o "ka" ları
ögrnci:hocam siz uzatıyosunuz ama :@
ve sınıf yerlerdedir.
yine bir ingilizce edebiyat dersi öncesi, hoca sokacağı kazığı affettirmek istercesine, seneler önce zaten tanıdığı öğrencileri yeniden tanımak istemiştir. sınıftaki kişilere isimlerini nereli olduklarını sormaktadır. yaş 16, yer ankarada ismi lazım değil velhasıl kelam pek taşaklı bir lise, kızımız farzedelim ayşe, oğlumuz murat olsun.hoca da hoca.
hoca: eveeeet. sen kendini tanıt bakalım
ayşe: ee ben eeee adım ayşe eeeeee eee... malatyalıyız. eee..
murat: (yüksek sesle ve gülerek) ooo ayşe bi kaysını yiyemedik ama hala..
sınıf: dumur peşinden yarıl.
hoca not tutturmaktadır. kızın biri hocanın hızına yetişemez. hocam kaçırdım, hocam kaçırdım diye bağırır. piçin birinden gelen cevap: altına mı kaçırdın bağırıp duruyorsun?
ben**: Hocam, vize den 12 almıştım, finalden kaç alırsam geçerim diye hesaplıyordum vallahi bakın...*
sonuçta, sınıf yarıldı gülmekten. hoca da bu cevabı beklemiyordu elbetteki. hafif bir tebessüm etti, makinayı aldı benden. ama notlar asıldığında cc ile geçtiğimi görmüştüm. halbuki hiç birşey yazmamıştım kağıda.