Bolu - gölcük'de kadehlerce rakı sonrası okulun yurduna geri dönülmüştür. Haftasonudur ama müdür yurttadır. Ben pansiyon başkanı olduğum için ve en önemlisi sarhoş olduğum için müdüre asker selamı verdim. O da bana selam verdi, oh iyi ki bi'şey yapmadı. Böyle komik anılardır.
Sene 2008. Antalya yat limanında kafayı bulmuşum, telefon çalar, arayan arkadaşımın sevgilisi...
-alkolik merhaba. Ben ufuk'un sevgilisi. Kendisine ulaşamıy...
+hangisi? (Halbuki çocuğun bir tane sevgilisi var?!?)
Derin bir sessizlik.
-Büşra ben.
+aaa merhaba Büşra. Ufuk'tan haberim yok benim yanımda değil.
-peki madem iyi geceler.
Bu muhabbetten sonra 3 gün küs kalmışlardı, çocuk zar zor ikna etti kızı..
askere gitmeme 6 gün falan kalmış idi. arkadaşlarım ile takılalım bir şeyler içelim dedik. bir kız arkadaşım 100'lük votka vermiş bizde sevinmiş idik.
aramızda para toplayarak bir kaç içki daha aldık. o gece içimden dedim "tamam biz zoom oluruz." bir parka gittik ve oturup içmeye başladık. sesim güzel olduğu için zorla şarkı söylettiler güzeldi bayağı eğlendik. ilerleyen saatlerde kalkıp yürümeye başladık ama kafamız trilyon olmuş. 8 kişi 100'lük votka, 70'lik sek rakı ve kişi başı 1'er bira. yolda yalpalaya yalpalaya ilerler iken aramızda eksik olduğunu fark ettim.
arkadaşım oğulcan'a ; "lan oğlum serkan ve altuğ yok?!" dedim, "nasıl yok lan, gelirler s.et ya ahsdahshdashsd" diyerek cevap verdi. tamam kafam iyi ama farkındayım olan bitenin sonuçta. beni merak sardı bunların kafası iyi başlarına bişey gelir diye. grubu geri döndürdüm. yolda giderken yukarıdan ses geldi bir baktık bunlar ağaca çıkmış. "noldu la?" dedik ve cevap sonunda bayağı bi güldük;
"ne mi oldu? lan sizi kaybettik aramaya başladık salak gibi geldik bu bahçeye girdik ne alakaysa amk ya. şu ilerde ipne bi it var gördün mü? "evet?" heh onun amk. piç bi kovaladı ağaca nasıl çıktık bilmiyoruz. pezevenk hala pusuda bizi bekliyor amk."
fransa'ya ilk gidişimde, iki kadeh şarap sonrası * sarhoş olup, arkadaşlara ben otele gidiyorum uykum var denilmiş, arkadaşların gitme metro da kaybolursun sözüne "ilk defa gelmiyoruz heralde paris'e" diye karşılık verilmiş, metro'da kaybolunmuş *, bir fransız'ın koluna yapışıp "beyler ağalar istanbul nere" minvalinde bizim otel nere diye sorulup cevap alınamamış, arkadaşları arayıp koluna yapıştığım fransızı telefona vermiş, adamın arkadaşlara bu gerizekalıyı şu duraktan alın diye tarif etmesine neden olmuş, kendimi çok alakasız bir yerden aldırmışımdır. arkadaşlara doğma büyüme parisliymişim gibi atarlandığım anlar sık sık taklit konusu olmuş, şaraba tövbe ettirmiştir.
buradan koluna yapışıp "excusez moi* bizim şu merkezdeki otel nerede*" dediğim fransız amcaya sesleniyorum, çok moralim bozuktu be birader, normalde zekalıyımdır ama o gece amele olmak istedim. eyvallah.
