**
efendim ruyada batak masasina oturmusuz. her zaman yaptigim gibi somuruyorum tabi masayi. bi de laf aramizda cok iyi vito corleone taklidi yaparim. hele batak idir, tavla idir, winning idir oynarken icimdeki sicilyali kisiligimi ele gecirir. ruyamda da yine boyle yardirmisim, nesem gelmis, hani o filmin basindaki "now you come to me and said 'don corleone, give me justice.' you dont even ask with respect. you dont offer friendship. you dont even think to call me godfather." efsane repligi soyleyip maymunluk yapiyorum.
o sirada kafami cevirmemle birlikte gercek bir sok yasiyorum. marlon brando, robdosambrini giymis, cene yine iki bucuk metre disarida, gulumseyen bir ifadeyle bana bakiyor. elinde de kagitlar. bizim vito masaya bile oturmus haberimiz yok. 'noo, no' cekip bu repligi bize orijinalinden dinleme sansini lutfediyor. o sirada ne olsa begenirsin? repligi unutuyo habura koyim. 'you dont offer friendship' kisminda 'you dont...mmm...what am i supposed to say?' deyisi uyanali 3 saat olmasina ragmen hala kulaklarimda cinliyor. koca cinarin dustugu hallere bak. neyse konumuza donelim. ben tabi il padrionun bu acikli halini gorunce konuyu degistirmeye calisiyorum. "lan" diyorum, " acaba apocalypse now'daki rolunden sonra bunalima girmesiyle alakali bir soru sorsam mi?" diyorum. vazgeciyorum. "telefonu arkadasa verip bi foto cektirsem, facebook a koyup karizmanin dibine vursam" diyorum. bundan da vazgeciyorum. "senin kendine guvenle alakali problemlerin var reconquista" diyorum, "sktr git lan" diye cevap veriyorum kendi kendime.
bi uyaniyorum, televizyon acik, 'efsanevi film baba nin ilk bolumu bu aksam fox tv de' diyor, toobe yarabbim aklima mukallet ol deyip cikiyorum yataktan.
büyük bir arenada ben ve mutasyona uğramış rakibim karşı karşıyayız.Arenanın altında deli bir şekilde sular akmakta.sonra savaş başlamakla beraber benim topuklayıp kaçmam ve mutasyona uğramış rakibimi suya itmem gelmemtedir.bu rüyayı yorumlarsak biyerlerimin biyerden soğuk aldığıdır.
daha dün gece görmüş olduğum rüyamız konsept itibariyle bile abuk ve yarmaya müsaittir. zira rüyada bendeniz kadınımıdır; hatta daha da kötüsü tır şöförlüğü yapan bir kadınımıdır. gelin görün ki rüyada da olsam ben yine benliğimi yapıyor ve ulusal tır yarışları'na katılıyorum.
daha henüz yarışın başında yardıra yardıra ilerliyerek en öne geçiyorum ki yurdum insanının bayan şöförlere karşı sergilediği iğrenç tutumla yüzyüze geliyorum.* rakip tır şöförlerinin selektörleri, kornaları, "çarpayım mı gız zilli !" diyerekten direksyonu üstüme kırmaları ve buna benzer tacizleri bir anlığına direksiyonun kontrolunu kaybetmeme ve hemen akabinde yoldan çıkıp şarampole yuvarlanmama sebebiyet veriyor ki tam o noktada kan ter içinde uyanıyorum. bunun bir rüya olamasına ve hala bir erkek olduğuma sevinip "lan kadın olmak ne zormuş*" diyerekten uykuma kaldığım yerden devam ediyorum.
okunması, anlatılması en zevkli rüylardır. uyandığında mutlu eşşekler gibi sırıtmana sebep olan rüyalardır.
bir keresinde okuldaki sıra arkadaşımla kendimi karı koca olarak görmüştüm.
ama ters giden bir şeyler vardı.
çizgi filmdik, yani çizilmişiz resmen.
koca göbekli kıllı bir kocam vardı, o yakışıklı çocuğu nasılda çizmişler öyle rüyamda.
zaman milatan önce 50000li yıllarmış.
taş devri daha o zaman.
ne konuştuğumuz anlaşılmıyo.
sadece söylediğim şu sözleri anlamıştım
ben kocama: " yoksa giderim annemin maarasına heeeeee" demiştim.
sonra da beraber çölde deve üstünde balık tutuyorduk.
daha sonrada zall ı upuzun kuyruklu, yanında koca kafalı ağlayan suratlı bir kızla bulaşık yıkarken gördüm.
(bkz: akıl fikir) *
eski kız arkadasımı, yine ona benle beraber asık olan bi cocukla plan yapıp, bi arabanın arkasından ates ederek olduruyorum. sonra bu arkadas sen naparsan yap ben imar bloklarına kacıcam diyo * ben de diyorum babam iyiki seyhulıslam belki ordan yırtarım fakat babam basımın vurulmasını ferman buyuruyor.
senelerdeeen, geçen sene. öss zamanlarıma geri dönmüşüm ve dershaneye gidiyorum. dershaneden binasından içeriye giriyorum, o da ne! ne kadar hoca varsa ağlıyor. bende bir şey soramıyorum neden ağlıyorsunuz diye. bayağı bir gidiyor bu ağlama işi. sonunda sekretere soruyorum ''neden ağlıyorsunuz abla?'', sekreter ''öss'de barajı geçememişsin'' diyerek cevap veriyor. anında uyanıyorum, sağa sola bakıyorum kimse yok. gülerek tuvalete gidiyorum.
(bkz: gül gül öldük yahu)
okyanusta tek başıma kayıkla ilerliyorum. birden nefesim kesilmeye başladı. ''hayır kayıktanda düşmedim neden nefesim kesiliyo'' diye düşünürken uyandım. bir de ne göreyim? benim hanım yastığı kafama bastırmış beni öldürmeye çalışıyor.
ani bir hareketle hanımı fırlattım üstümden, ''noluyo aşkım yaa'' dedi.
''sus lan amına kodumun manyaa'' dedim ve yastığı kaptığım gibi hanımın üzerine çullandım. sonra yine uyandım.[rüya içinde rüya] uyandıktan sonra yüzümü yıkamaya banyoya seyirttim. bir de ne göreyim? küvetin içinde yarı çıplak ve yaralı bir bizon!.
sonra bizon bana yalvarmaya başladı. ''abi bokunu yiyim yardım et'' dondum kaldım. bu nasıl bir ruya lan böyle! sonra bizona dönüp '' ne işin var lan benim küvetimde'' dedim.''abi birisine bakıp çıkıcam''dedi.
sonra uyandım. banyoya gidip traşımı oldum. içtima'ya katıldım. sonra da nöbete gittim.
kendimi slip donu ve peleriniyle şahane bir süpermen olarak gördüğüm bir rüya vardı tadından yiyememiştim. bu rüya çok güzel başlayıp trajik bir şekilde sona eriyordu. sınav döneminde rüyamda kullandığım pilot kalem adıyla özdeşleşmiş ve benim uçmamı sağlamıştı. yani ben buna üstten basınca bu beni semalarda gezintiye çıkarıyordu. ancak aynı rüyada pilot kalemim olmadan 7. kat penceresinden uçmak için atladığımda aşağı çakılmış ve garajda park halinde bekleyen bir arabaya üsten girmiştim.
Ne hikmetse Kpss sınavına girilmektedir. Matematik bölümü açılır fakat bu bölüm 221. sayfadan başlamaktadır. Kitapcığa göz atıldığında kitapcığın Boxer dergisinden farkı olmadığı anlaşılır. Resimler incelenir, röpörtajlar okunur. Sınav namına hiçbirşey yapılmaz ve bomboş bir cevap kağıdı verilir.
kız arkadaşla uzun süredir arada mesafeler vardır. 1 hafta sonra dönecek olan sevgili dün gece rüyada görülür.
Ucankacan sevgilinin gelmesine 1 gün kala telefonda sevgiliyle konusmaktadır.
s:sevgili
u:ucankacan
s: ya sana bisi söyliycem ama lütfen kızma bana olur mu?
u: (gayet rahat) ya kızar mıyım ben sana söyle hehe
s: ya ama söz ver.
u: hehehe söyle btnm söyle yaa..
s: ben seni aldattım.
u: (gulp) ha? ne ? nasıl ?
s: kafam cok güzeldi dayanamadım askım lütfen beni affet.
u: ne demek affet lan naaptıgını sanıyosun sen sakın gelme yarın buraya hede hödö
s: ama bak kimle oldugunu duyunca kızmıycaksın.
u: o ne demek lan bana ne kimse kim bsg onun yanına kapat lan su telefonu.
s: askım beni dinler misin lütfen kimle oldugunu dinle bari.
u: ya söyle lan söyle kimle?
s: roberto carlos la askım. cok sevecen yaklastı bana.
anında uykudan uyanılır. isin boktan tarafı uykudan uyandıktan sonra surat asık bi sekilde banyoya kosup aynada kendime bakarak ''nerde tanısmıs olabilirler?'' ''ne bok yiicem simdi?'' ''carlos'tan boynuz yedik'' seklinde 5 dk boyunca düsünmem. Sonra kendime geldigimde gülmekten kafamı klozete sokuyodum nerdeyse. Allah'ım sen bana akıl fikir ver. Nasıl bir Roberto Carlos fırtınası dönüyosa son günlerde basında artık adamı bu noktaya getirdiler.
rüyamda ablam ve bendeniz tulbentustundesakiz panayırımsı, fuarımsı bir mekanda arz-ı endam etmekteyken riçırtçım girçimin de orada olduğunu görüyorum ve akabinde riçırt enişteniz beni hafiften kesmeye başlıyor.. bir müddet kesişiyorum ve bu müddetin sonunda ablam riçırtımında önünde durduğu standa bakmak için yöneliyor o tarafa.. kolunda olmam sebebiyle bende hafif bi sarsıntıla kalkışa geçiyorum.. tam o sırada sebebini anlayamadığım bir biçimde hatta ve hatta dehşet içinde fümeler içindeki riçırtın bir köpeğe dönüşüp bna doğru koştuğunu farkediyorum. (küçüklükten elimde yetişmediyse pek hoşlanmam iri köpeklerden..) dolayısıyla tırsıyorum çok ve elimi ısırıyor. tanrım az önce adamın içine düşecektim ağzımdan akan salyalara mani olamıyordum şimdiyse ben tiksiniyorum oysa salyalar saçarak peşimden koşuyor.rüyaya ancak büle bi yorum yaparak bi son verebildim zira riçırtın ısırdığı elim feci acıyordu. uyandığımda elimin yatağın başındaki parmaklıklara sıkışmış olduğunu gördüm. ben bunu gerçekten yaşadım. (bkz: ne bilinçaltı ne hayal gücü beah) (bkz: dişi stephan king mübarek:P)
rüyamda süleyman demirel'e parmak atip hoplayip, 'ne yapiyorsun sen bahayim vatandasim' süleyman demirel ben de ona 'biz iskiden geldik faturanizi ödemişiniz suyu kapatacağim' diyip fezaya ucmustum.
sabah kalkin ne bicim bu ruya ulan bu demiştim, ve unutmustum. aksam haberlerinde demirel'in yuvarlandiğini görünce hayretler içinde kalmiştim.
havaalanındayız..ben,annem,yan komşumuz,annemin kankası bekleme salonunda uçağımızı bekliyoruz..annemler klasik geyiklerini çeviriyorlar..
o sırada kapıda bir karmaşa oluyor,biz de kafalarımızı çevirip o yöne doğru bakıyoruz ve jet hızıyla bir kadın gelip yanımıza oturuyor..böyle kocaman kocaman gözlükler takmış,başında da kocaman bir şapka..oturunca "off sonunda" diyor ve gözlüğünü ve şapkasını çıkarıyor..tahmin edeceğiniz üzere gayet artistik bir biçimde..
ve o da ne?
gülben ergen?!?
bizim altın kızlar gülben ergen'i görünce hemen kaynatmaya başlıyorlar..yok "öyle yapmış",yok "bebeğine böyle davranmış"..kadın yanımızda ve bariz gözünün içine baka baka dedikodusunu yapıyorlar kadının karşısında..
ben de anneme "ya anne kadın yanımızda,yani yuh" gibisinden birkaç şey kelam ediyorum (rüyadır tam hatırlayamayacağım).annem de "ay aman sana ne " diyor ve beni susturuyor..
gülben ergen de dönüyor bana "boşver madonna,önemi yok,alıştım artık ben" diyor..
rüya da burada bitiyor..
yorum:magazin programının etkisinde kalan genç kızın acı sonu..
itiraf:evet doğrudur,o ara çok fazla magazin programı izlenmiştir..
Okan Bayülgen'le kanka dilinde muhabbet ettğim rüyadır. Arkasından Tayyip gelip bana oy verir misin diye sorarak bir şişe parfüm hediye etmiştir ki rüyada son noktadır.
hayran olunan insanlar için görülen ve bir daha görülmesi mümkün olmayan rüyalardır.
funclub ından cristiano ronaldo nun adresi bulunur(!) ve harika ingilizcemle nette sohbet etmeye başlarız. günler günleri, aylar ayları kovalar ve en sonunda ronaldo beni ingiltere ye davet eder. fakat ufak bir sorun vardır; çünkü ronaldo otomatik çeviri programlarının yardımıyla onunla konuştuğumu bilmemektedir. soruna hemen bir çözüm getirilerek bana bir rehber verilir. ama hiccup un başını sorunlar bırakmak istemez çünkü bu sefer de ailesi ''sen elin manchester ına nasıl tek başına gidersin hem de hiç tanımadığımız bir çocuğun yanına!'' derler. ronaldo hemen buna da bir çare bulur ve sizden biri isterse gelebilir der. böylelikle özel uçak yollanır ve hiccup babası ve rehberle birlikte ingiltere yoluna çıkar. ingiltere'ye varılır fakat o da ne ronaldo karşılamaya kendisi gelmemiş çok önemli bir işi çıktığını söleyerek başka birini göndermiştir. hiccup bunu bir hakaret olarak kabul eder ve hemen küser ama yapacak bir şey yoktur eve geri dönemeyeceğine göre mecburen orada kalacaktır. eve geldiklerinde ronaldo onları karşılar fakat hiccup onunla küstür, ronaldo bin bir zahmet onun gönlünü alır ve böylece ingiltere de ilk günler başlar. hiccup her gün ronaldo nun çalışmalarına gider, kamplarda beraberdirler, bütün manchester kadrosuyla tanışır ve arkadaş olurlar. günler böyle geçerken birden nerden geldiği belli olamayan bir ses duyar hiccup: '' hiccup! hiccup! uyan artık kızım ya! okula geç kalacaksın!' hiccup birden anlar ve bela okumak ister. fakat artık çok geçtir. etrafında ne ronaldo, ne van der sar, ne gigs ne rooney kalmıştır. ''ben bu okulun anne ya ne uyandırıyon!'' diyerek kalkar.
bu sabah rüyamda çorlu'da yaşamama rağmen silivri'de bir ayakkabıcıdayken* içeri mehmet ağar'ın girmesi. direk yanıma gelip muhabbete başlaması. ben "ehe mehe aman yanlış bir şey demiyim" derken kardeşimin hayvan gibi atlayıp "sizin parti çok fena sıçtı seçimlerde yeaaa" demesiylen benim yerin dibine girmem. mehmet ağar'ın ne kadar üzüldüğünü görüp daha bi üzülmem. mehmet ağar'ın sonra işte şurda hata yaptım, burda hata yaptım diye açıklama yapmaya başlaması. beni muhabbetiyle iki saat kilitlemesi. ve konuşmamızın anneannemin evinin balkonunda bitmesi buna çok güzel bir örnektir. *
uyurken değil uyanıp rüyayı anladıktan sonra yaran rüyalar.
cem uzan'ın evinize gelip vaadlerde bulunması ve sizin onu azarlamanız, küfretmeniz, döverek evden atmanız.
serdar ortaç'la kuzen olmak ki rüyası bile kötü..
giysi dolabınızda bir canlı yaşaması, siz giyinirken sizi izlemesi, giysilerinizi vermemesi, sizi soyması... ve sonunda bu canlının rapçi ceza çıkması, ayrıca ceza'nın önünde, annenizin sizi terlikle kovalaması.
good charlotte grubunun gitaristi olan elemanla aynı sınıfta olup aşk yaşamak...
çamaşır makinasına kafanızı sokup şarkı söylerken makinanın çalışması..*
geçen derste uyurken bu rüya cinsinden gördüm;
rüyamda liverpool un başına gelmişim. tranfer çalışmalarına başlıyoruz. taraftar beni delicesine seviyor.
sonra arkadaşım koluma kalem batırıp ''hoca bakıyor oğlum'' demesiyle irkildim...
rüyamda ranzanın üst katında yatıorum. sonra tıkırtılar geliyor aşağı iniyorum bi bakıyorum (bkz: stam) yatıyor orda. kalk hırsız geldi diyorum ya uyu bişi olmaz diyor. sonra görüyorum hırsızı, olm kalk bak hırsızı gördüm diyorum hani diyor yataktan şöyle bir uzanıyor kel kafasıyla sonra gülüyor "babanmış korkma" diyor bi bakıyorum harbiden babam. alah hayır etsin. anlamını hala bulamadım ama. (bkz: rüyada stam görmek)