tanım: ünlü şahıslarla yapılmış olan yaran röportajlardır.
kanımca en çok yaranı 8-0 lık ingiltere maçının yıldızı(!) semih yuvakuran la yapılan röportajdır. kısa şortlar, maça çıkmadan saçına fön çektiren futbolcular, çalımlar, tekmeler, küfürler... semih in kim olduğunu çıkaramayanlar bu röportajı okumayabilir. aksi takdirde 80 lerin arıza dünyası bilmeyenlerin ruh dengeleri üzerinde kalıcı hasara yol açabilir.
wembleydeki 8-0 lık mağlubiyette siz de sahadaydınız, nasıl bir maçtı o öyle??
aradan yıllar geçmesine rağmen o maçın özet görüntülerini hala ancak üçüncü gole kadar izleyebiliyorum. o maçtan sonra bir ay kendime gelememiştim. tek hatırlamak istediğim şey bir çok futbolcuya nasip olmayan wembley stadı nda oynama şansını elde etmekti. bir de soyunma odaları harikaydı.
bir sürü efsane var o maçlarla ilgili. görevli çocuğun skor tabelasını gol oldukça değiştirmekten yorulduğu söylenir. doğru mu??
şimdiki maçlarda öyle bir uygulama yok ama o zamanlar hem elektronik skor tabelası vardı hem de bir görevli gol oldukça eline iki tabela alıp sahayı boydan boya dolaşırdı. ingiltere maçı başlar başlamaz ilk golü yedik, görevli çocuk aldı eline 1-0 yazan tabelayı koşturmaya başladı, tam turunu bitiriyordu bir gol daha yedik. 15 20 dakika geçti çocuğun iflahı kesildi...biz habire gol yiyoruz o da tabelalarla koşturuyor. çocuk daha yolun yarısına gelmeden biz yine gol yiyoruz, maç falan seyrettirmedik çocuğa. hatta "bir kaç gol daha yersek çocuk yere düşüp bayılacak" diye korktuk.
maç sonrası wembley de havuz, sauna seansı da yapmışsınız galiba??
ya maçtan çıkmışız, bir girdik soyunma odasına süper, havuz falan var. tabii daldık hemen bir güzel eğlendik, hatta deve güreşi oynayanlar falan oldu. bağıranlar, parende atanlar...ortam iyiydi yani. biz o zamanlar nerede soyunma odasında havuz bulacağız, hazır gelmişken wembley in tadını çıkaralım dedik.
teknik direktör mustafa denizli maçı 8-0 kaybedip soyunma odasında sefa sürmenize nasıl tepki gösterdi??
mustafa hoca içeri girip bizi öyle havuzda makara yaparken bulunca şaşırdı kaldı. sonra "yazıklar olsun size, adamlar orada 8 gol atmış seslerini çıkarmıyor, soyunma odasında sessiz sessiz giyiniyor. siz 8 yemişsiniz eğleniyorsunuz, sanki 8 golü ben yedim" dedi.
abdülkerim durmaz,benim oynadığım maçta ingiltere ye 5-0 yenildik. diğer iki maçı 8-0 kaybettik. ne kadar iyi bir defans oyuncusu olduğum buradan da belli. diyor. sizce haklı mı??
valla sallamaış onlar, beş yediler ama bir kere bile rakip kaleye gidemediler. biz en azından iki-üç degajla orta sahayı geçmiştik.*
o maçla ilgili bir de kaleci ile defansta oynayan savaş arasında geçen bir diyalog anlatılıyor. kaleci topu kaçırıp, savaşla çarpışmış galiba...nasıl bir diyalogtu o??
sağdan bir orta geldi, kaleci lineker kafaya çıktı. bizden de kaleci fatih ile savaş beraber kafaya yükseldi. bir baktım ikisi de yerde. fatih kendinden geçmiş "ah ah" diye namaz kılar gibi yatıyor. "fatih noldu lan" diye sorduk bir saniye sonra kafasını kaldırıp savaş a döndü, "abi top nerde, tutamadım mı?" dedi. savaş da "hangisini tuttun ki lan? yedik yine golü" dedi. zaten maç 7-0 olmuşyo o golle, sinirden gülmeye başladım. allah tan kamera falan çekmedi o sırada yoksa "manyak mı bu herif niye gülüyor?" derlerdi. o maçla ilgili başka komik anı var mı??
maça giderken takım otobüsündeyiz arkamda kaleciler var. yaşar ile fatih uraz. yaşar bir önceki ingiltere maçında 8 gol yemiş, bu maçta yedek. fatih oynayacak. fatih de yaşar a "abi ya nasıl 8 gol yedin?ben olsam yemezdim. 8 tane de yenir mi?" falan diyor. yaşar da ona "büyük konuşma oğlum, ananın şeyini görürsün, ben ne yapayım adamlar atıyor işte" filan diye cevap veriyor. böyle konuştuklarını duyunca "eyvah" dedim içimden, bu iki kova başlamışlar abuk sabuk yedi-sekiz muhabbeti yapıyor, başımıza birşeyler gelecek kesin. nitekim maçı yine 8-0 kaybettik. bir de maç bitti ertesi gün gazeteyi aldım elime, arka sayfayı açtım, simsiyah "cenaze dolayısıyla kapalıyız" yazıyordu.