ankara özel halk otobüsünde tespih çekerek aracı kullanan şoföre, önce oturan bakımlı bir teyze.
- pardon beyefendi, sizin ehliyetiniz yıldızlı mı?
-o ne demek abla?(şoför)
-ne biliim, özel bi ehliyet olmalı, baksanıza bi taraftan da tespih çekiyosunuz da, ayıp yani.
(şoför durakta durunca döndü teyzeye)
-bak bacım bana asılacaksan doğrudan gibi asılabilirsin, bunlara gerek yok.
yaşlı bir kadın ve genç bir kız otobüse binmiş, yerlerine oturmuşlardır ve ücreti göndereceklerdir. her ikiside para çıkarırken şöyle bir konuşma geçer.
kadın : dur ben veriyim, bozuk nasılsa.
kız : aman olsun, benimkide bozulcak sonuçta.**
arkamda oturan bayanın yanımda oturan adama stop düğmesini işaret ederek dokunabilir misiniz? demesi üzerine adamın parmağıyla düğmeye dokunup basmaması dönüp dokundum demesi.
sımsıkışık otobüs. en öndeki- ilerlesene lan dangalak.
arkadan bi adam-dangalak sensin lan it.
-gelsene erkeksen.
-erkeksen sen gel ulan.
ortadan bi ses- ağbi, inip kavga edin daha kolay bence. otobüs kalaba, gelmek zor olur birbirinizin yanına.
bi arkadaşın ekip lideri vardı adı özge, ne alaka başlıkla diyeceksin şimdi, ee dur anlatıyom,
her neyse bu arkadaş minibüsle yolculuk etmekte, sonunda ineceği yere geliyor. haliyle şofore sesleniyor:
+ müsait bi yerde özge hanım!
- hnnkkk
+ ay şey pardon
diyerek paldır küldür iniyor. devamı hahahahhha oluyor.
16 saat süren uzun yolculuğun ardından, inmeye ramak kalmıştır,
karşı koltuktaki teyze ile göz göze gelinir, laf aynen şudur;
- oyhhh! bu yolu gelmeseydim de sabahtan akşama kadar, köyde ekmek yapsaydım. zaten düğün var diye geldim. yoksa ııı ıhh gelmem vallaa
+ sşdfgh hmmm gülücük. ne denir ki lan. *
görükle minibüsleri. mezarlığın oradan bindiğim için benden önce binmiş sadece bir kişi var ve tek başıma bindim.
+(para uzatarak) alır mısın?
-kaç kişi?
+?! bir.
+(içimden: 20 kişi al amk minibüsü kapatıcaz.)
yanda oturan, insanın imanını gevreten teyze 70. defa muavini çağırır.
iigt: molaya gelmedik mi yavrum hala, tuvalete gideceğim yaşlıyım ben
m: yarım saat var teyzecim her yerde duramıyoruz
iigt: 2 saattir durmuyorsunuz, söyle oğlana durmayacaksa bez ver de koyalım *
m: teyzecim az sonra duracağız.
mola biter, arabaya binilir teyze sükunettedir o arada. sonrasında servis neyin var. muavin bize çay kahve vs. vereceği sıra
iigt: oğlum ellerimi yıkayamadım, peçete ver de sileyim *
diyaloglar gelir diyaloglar geçer; velhasıl insanın içini parçalayan, kahvemi muavinden alırken teyze vesile oldu, aracı oldu, maşa vazifesi üstlendi, uzattı o bardağı elleriyle... böyle bahtsızlığın ağzına tükürür insan afedersin. taharetli bardak ne canına yandığım?!
yer: bahçelievler-edirnekapı metrobüs hattı.
zaman: tam iş çıkışı kış mevisimi.
tıklım tıklım durak. zor bela metrobüsün on kapısından içeri girdim. kapının tam ortasında demir var. tıkış tıkışız. yanımda 4 tane kız var üfleyip püflüyorlar. kulaklı takılıydı. bir sonraki durağa geldik incirli. bir hödük * geldi bindi yanıma. elimle demiri tutuyorken geldi koydu götünü elimin üstüne. nasılsa çeker diye bende çekmedim elimi öyle gidiyoruz. birden bir sıcaklık hissettim. sonra sıcaklık hava bulutu gibi elimde yayılma oldu.
adam: a
Sacmalamamak: s
kız: k
şoför: ş
s: oha be abi ne yaptın!
a: hayırdır koçum sorun mu var?
s: (elimi kaldırarak) bide ne oldu diye mi soruyosun ( elimi sallıyorum)
a: hee sıkıntın mı var?
s: var evet. elime osurdun lan daha ne olsun.
k: ıyyyyy!!
a: saçmalama lan! **
s: bu el daha işe yaramaz. kes at bunu.
a: ne diyorsun olum?
s: diyorum ki çürüttün lan elimi daha işe yaramaz bu kes at. işlev görmüyo artık.
k: puhahahahahaha
ş: kardeşim sende dikkat et biraz..?!
a: neye dikkat edim kaptan.
s: hava bastığın yere dikkat et diyor sana. elim asit yağmurunda kalmış gibi. kokusu çıkmaz lan bunun. tam derinden işledin gazı elime.
bütün metrobüs yolcuları yarılır. adam bir sonraki durakta iner.
şöyle bir olay yaşamış arkadaşım anlatmıştı. sabah derse geç kalmıştı, ne oldu falan dedik.
x:ben
y: arkadaş
xyz:toplum
x:ne oldu lan niye geç kaldın?
y:sorma ya, yok anlatmayacağım.
x:ne oldu oğlum? söz dalga geçmek yok.
y:sabah otobüse bindim işte, ineceğim durağa geldim. sonra baktım düğme yok. iki tane kablo sarkmış ordan. onları birleştirdim belki düğme odur diye. bir denedim yok, iki denedim yok. sonra ineceğim durak geçti. arkadan bir tane kız geldi ben hala kablolarla uğraşıyorum. üstte düğme vardı, indik sonra işte.
toplum: adshajshdajhsda
sabahın köründe ufak bir iş için uyku mahmurluğuyla dışarı çıkılmıştır,emin olunduğu halde bukartı okuttuktan sonra şoföre sorulur:
- kent meydanına gidiyor değil mi?
- gitmiyorsa ne olacak? hem yazıyor kocaman kent meydanı diye!
- gitmiyorsa inerim emin olmak için sordum.*
- niye kartı okuttuktan soruyorsun?
- Allah Allah ya giden para benim param olmayacak mı niye karışıyorsunuz? ister basarım ister basmam!
arkamda oturan bir babanın muhtemelen oğluyla yaptığı bir telefon konuşmasıdır.
patates var mı evde? patates? kaynat patatesi ye.sen hızlı yaşıyorsun biraz hep seni buluyo bunlar. kolayca mikrop kapıyosun. nolcak mikrop kapmışsınsınıdr patates haşla ye bi şey olmaz. - ve en can alıcı cümle- elliyorsun her şeye dokunuyorsun elinle diğer yerinle de dokunuyorsun. mikroptur mikrop.
sanırsam kafası karışık bir abla müsait bir yerde inebilir miyim diyeceğine
- şoför bey mükemmel bir yerde inebilir miyim *
ş.b *- buyrun ablacım, size layık değil ama.
ben- **
teyze bağırıyor,
-"Şöfer bey! Klimayı açar mısınız, hava çok sıcak oldu!"...
Pala bıyıklı şöför, dikiz aynasından şöyle bir bakıyor ve.... otomatik
kapıyı açıp açıp kapıyor..