yer, istanbul. güngören, cibali istikameti. otobüse 7 afrikalı binmiştir, muavine 5 milyon vererek, hemen arkaya doğru ilerlemişlerdir.
muavin- hoop kardeşim sadakamı veriyorsunuz ? eksik bu para.
afrikalılar- ( ses yok )
muavin- kime diyoruz lan.. hiç oralıda olmuyonuz.
afrikalılar- (ses yok )
muavin- ulan kabahat sizde değil, sizi buraya getiren turizm şirketinde.
içlerinden birisi- ayıp oluyor kardeşim.
muavin- ...
ankara, sincan-sıhhiye hattında halk otobüsünde geçen olaydır.
bir anda minibüste olduğunu sanıp "inecek var, müsait bi yerdee!" diye bağırır bir bayan. daha sonra otobüsteki gülüşmelerden anlamıştır ki otobüste yolculuk etmektedir. biraz pişkin, biraz utanmış bir halde düğmeye basar. *
Otobüse bindim Pendik'e gidiyorum şoför değimiyle pendiğe gider bindik işte hayvan yığını mı dersin insan yığını mı belli değil öyle bir kalabalık var.Biri kussa tüm millet kusar öyle bir atmosfer var otobüsün içinde.
Arkada malları(insanları) üst süte dizmişler orda tık yer yok ön taraftayız sıkış pıkış popolara vura vura geçtik tutunduk ilerliyoruz
Arkadan bir adam sohbete başladı saçlarınız çok kabarmış. Lan hayvanoğlu hayvan bu kadar insan yığını içinde saçlarım mı dikkatini çekti be öküz.Neyse bozuntuya vermedik.Ha öyle öyle dedik devam ediyoruz.Adam kuşum aydın gibi okşamaya başladı.
Elimi cebime attım iğneyi çıkarıp adama bir sapladım adam altılı oynamışım da beygir 1.geliyormuş havasında en arkaya uçtu.işte öküzü koyarsan otobüse böyle çifte atar herkese.
olay soyle gerceklesmistir; otobus durakta durmus, yolcu almistir. yolcular arasinda hafiften yasli bir teyzemiz orta siralar dogru ilerken genc kizimiz anime dizi kahramani gibi atlamistir ortaya:
kizimiz teyzenin yaninda ayakta dumaktadir ve birkac durak sonra olaylar gelisir:
t: okuyor musun sen bakalim kizim?
k: evet teyzecigim, okuyorum.
t: ne okuyorsun?
k: gida muhendisligi.
t: gida muhendisligi mi! yemek yapmayi bilmiyor musun kizim aaa!
k: teyze onunla alakasi yok ama bu...
t: pilavi tam kivaminda tutturabiliyor musun?
k: sey teyze aslinda...
t: yaprak sarabiliyor musun peki? yok yok anacim bu yeni nesilde is yok, daha yemek yapmayi bilmiyor bunlar. yemegin okulu mu olurmus hic. daha bunu beceremiyorlar aa! olucak sey mi hic anacim!
olaya sonradan katilan baska teyze: haklisin hemsire.
k: "bi s.ktirin gidin ya*" dedi ve ilk durakta kaybettik kendisini.
arka kapıdan binen elemanlar para ve para görevi gören şeyleri sıkışıklıktan yararlanıp öne doğru uzatmayınca (bkz: zenciysen iyi uzatırsın) otobüs şoförü çözümü arka kapıyı açmamakta bulmuştur. arka kapıyı sadece inen yolcular için açan otobüs şoförünün pratik çözümüne binmek üzere olan yolculardan cevap gelir tabi hemen. o kapı açılır açılmaz binen tipler görülmektedir. Bunu gören şoför bağırmayı son çare bulur ve bağırır...
mekan: beylikdüzü tarafına giden bir özel otobüs
yer : avcılar civarı
k: kadın
ş: şöför
m: muavin
otobüse koşarak binen kadın nefes nefesedir ve diyalog
k: ya ben öndeki çatalca otobüsüne binicektim yetişebilirmisiniz siz
ş: ?!'^
neyse adam yine de iyi niyetle gaza biraz yüklenir öndeki otobüse yetişebilmek için o sıradada muavin ücretleri toplamaktadır
m: evet yeni binen ücretini vermeyenler evet ablacım ücreti alayım neresiydi sizin
k: yok ben incem birazdan
m: tamam nerde incen abla
k: öndeki arabaya yetişelim inicem ona binicem ben
m. &&&%+^'
otobüs aniden durur
ş: yok abla yetişemem ben sen burda in
m: özel taksi sanki a.q. sabah sabah tövbe yarabbim ya.
muş'tan batıya doğru yol alınaktadır. arka sıralardan bir bayan muavine:
- bakarmısınız zahmet olmazsa bir su alabilir miyim?
muavin:
- zahmetin .mına koyayım abla,ne demek.
- teyze biraz bekle öyle bas akbili, okumadı makina.
+ evladım basıyorum kaç kere basıcam. soyguncumusunuz siz? eşkıyamısınız?
- teyze okumadı ki bastığını makina. para düşmediler merak etme.
+ nerden bilicem düşmediğini?
- teyzecim bas şimdi ışık söndü.
+ basmıyorum ben bi yere. oturacak yerde yok zaten otobüste. ne biçim otobüs bu?
- tamam teyze geç hadi geç.
+ yaşlılara saygı kalmamış...
ozmotik basınç: neden burdan girmedi?
kuzen: meltem*e girecek çünkü.
ozmotik basınç: burdan giremiyo mu melteme?
kuzen: yok. zor olur burdan.
ozmotik basınç: nasıl zor ya kocaman işte! istediğin şekilde girersin.
kuzen: önden girse çıkamaz, ama arkadan girerse çıkar lan.
ozmotik basınç: nasıl çıkamaz olm dümdüz gir, bak nasıl çıkıyoo...
yan koltuktaki teyze*: şoför bey! musait yerde lütfen! 2 tane inecek terbiyesiz var!
ozmotik basınç ve kuzen: £#$½{[]]'^+%&/(!!!
sehirler arasi otobüste sofor kafaya alindiktan sonra önde beraber oturulan arkadasla yanasilir. sorulara baslanir. bu arada soforun yaninda hostes oturmaktadir.
-abi bu dügme ne ise yariyor?
-on kapiyi aciyor.
-yanindakine basinca ne oluyor?
-arka kapiyi aciyor.
(ilgilenmeyen hostese dogru bakilarak)
-yanindakine basinca ne oluyor abi?(yüzde pis bir siritma)
-hic basmadim
-yaaaaa. huaaa.
bi arkadaşımın başından gecen olayı anlatacağım. bu arkadaşım yaklaşık iki metreden uzun bir insan. bir diğer özelliği de adam sürekli fermuarını kapatmayı unutuyor. bir gün bu arkadaş otobüse binmiş. ayakta gidiyor, hemen önünde çocuğun teki oturuyormuş. tabi bizim oğlanın fermuar yine açık, çocuk bizimkine doğru bakmış pis pis sırıtmaya başlamış. ne var demiş bizim arkadaş, sonrasında çocuk beni gülme krizine sokan o cümleyi söylemiş.
-maşallah abi çıkartta seviyim birazcık...
arkadaş ne diyeceğimi bilemedim direk düğmeye bastım ilk durakta indim diyor.
yer: konya
olay yeri: dolmus
basrolde: annem
figüran: bendeniz
annem ilk defa konyada bi dolmusa bindi, ben biraz daha tecrübeliyim
her gectigimiz sokakta annem bir heyecanla "kizim burasi degilmi durdur otobüsü(!)"
ben: yok anne daha degil
anne: kizim burasi degilmi durdur otobüsü(!
ben: anne biliyorum ya telaslanmasana
anne: kizim bura......
ben: üffff daha degil
diger sokakta
anne: kizim buras...
ben: hah tamam iste geldik artik inebiliriz
veee annem: söför beeeyy münasib(!) bi yerde inebilirmiyiiiiz??
şöför de annemi duymayinca
annem: ay durmuyoo...
ben: kesin bütün yolculari indirip münasip bi yerde durdurcak seni
Otobüste biri telefonla konuşmaktadır; her poka moydanoz teyze müdahale eder.
-beyfendi otobüslerde telefonun yasak olduğunu bilmiyor musunuz?
+yasak değil hanfendi; o eskidendi.
-ne eskideni? bak orada cep telefonu ile konuşulmaz işareti var.
+o da eskiden kalma işaret.
-anlaşıldı..ben seni şoföre şikayet edeyim de nasıl oluyormuş gör bakalım.
+şoför şimdi meşgul; biraz bekleyeceksin.
-o neden ayol?
+çünkü telefonla konuşuyor.
-höö
okul yolunda ilerlerken sınıf arkadaşımla beraber yaşanmış bir olaydır. otobüsteyizdir, otobüs göztepede durur ve yolcularını almaya başlar. o sırada biz ayakta yaşam mücadelesi veriyoruz tabi. ardından göztepe'den binen bir teyze supremo ya şehvetli bi bakış atar. ama supremo insanlık hali der ve kafasını çevirir, arkadaşla konuşmaya devam eder.
a: arkadaş s: supremo
a: kanka bugünde boktan dersler var girmesek mi?
s: hele bi okula gidelim de bakarız.
s: hoşt noluyor lan?
a: noldu oğlum?
( supremo kafasını çevirdiğinde kocasına bakan yaşlı teyzenin gülümsediğini görür ve elinin kocasının yerine supremonun kıçında olduğunu farkeder ve sonrasında; supremo arkasını döner ve yalvarırcasına bir ifadeyle)
s:teyze o amca ben değilim değilimmm.
(teyze elini hayaklkırıklığıyla çeker ve hemen sonraki durakta inilir. )
Boğaz köprüsünde yaşanan bir olay.şoför telefonla konuşur.
-Sıddık köprü kilit dikkat et bak
-....
-sıddık köprü felç dikkat et
-....
Sıddık sana diom laaaannnnn
-....
-Sıddık inş kaza yaparsınn...
binenler bilir 2 numara çevreyoludna trafik varsa zeynep kamil'den dolanır ve zaten güzergah değiştirmesi yasak olan otobüs bu yüzden hiç bir durakta durmaz. çevreyolunun tıkalı olduğu bir gün otobüs yine zeynep kamilden gider ve amcamız inmek için düğmeye basar ama şöför hiç bir durakta durmaz ve otobüs en az 3 durak ilerler ve artık dayanamayan amcamız bari burda dur mınakoyayım der ve bütün otobüs yarılır ve şöför abimiz ne hikmetse anında durur.
Olay izmir' de bir belediye otobüsünde gelişiyor. Yaşlı bir amca elinde bastonuyla kalabalık bir otobüse biniyor, oturacak yer yok. Bastonunu yere vura vura orta sıralara doğru ilerliyor, taaa arkaya kadar gidiyor ama kimsede tın yok. Baston tıklamasindan rahatsız olan gencin biri yüksek sesle bağırıyor amcaya '' Dede, şu bastonunun altına keşke lastik taksaydın bu kadar ses çıkmaz, biz de rahat ederdik '' Bütün gözler gence dikilirken yaşlı adam istifini bozmadan otobüsü kahkahaya boğacak bomba cümleyi patlatiyor: '' 17-18 sene evvel o lastigi baban taksaydı şimdi bizde rahat ederdik."