sabahın kör vakti, sadece öğrencilere hizmet veren belediye otobüsü durakta durur. bir amca yüklenerek içeri dalar, şoför gayet sakindir.
ş : öğrenci servisi bu beyefendi.
a (ne yapacağını bilemez, bineceğine o kadar alıştırmıştır ki laf etmeden inmek istemez) : eee?
ş : yani sadece öğrenciler binebilir.
a(bir miktar ileri geri arası kalır) : eeerr..ha?..haa! ne...ne diye durakta duruyorsun o zaman?
ş (aynı sükunetle) : hava alanına mı gideyim?
izmir-kayseri arasında yolculuk esnasında otobüs bozulur. 3 saat kadar salihli civarlarında belenir. en sonunda başka bir otobüse aktarma yapılır ve o esnada otobüs bozulduğundan beri hayıflanan bir kadın şoförle ağız dalaşına girmeye çalışır ancak şoför oralı bile değildir. en sonunda kadın:
+ sizin özür dileme şeklinizi kınıyorum beyefendi!
şoför ise kayserilidir bellidir:
- sen gınamıya devam it bacım!
olayın geçtiği mevkii: bursa terminal- heykel hattı.*
otobüs doluluk miktarı: 72 kişilik otobüste 172 kişi mevcut.
sıcaklık: 45 ile 50 derece arası.
klima: yok
zaman: öğle vakti.
dominant teyze son derece kibirli astığım astık, kestiğim kestik havalarında ve dinazora benzeyen simasıyla, burnundan alevler çıkarma çabası içindeyken yukarıda liste halinde verilen etkenlerin etkisiyle otobüs söförüne bir soru sorarak olaya başlar.
d: bu otobüste klima yok mu yawww!!!!!
ş: malasef teyze:( ama acs var.
d: acs neyaaa???!!!
Ş: acs aç camı serinle hizmetimizdir. arkaya doğru bakın herkes bu hizmetimizden yararlanıyor.
oa: puhahahahah!!!!
teyze arkaya dönünce herkes sus puss olur. aradan 5 dk geçer.
d: ya bari kapıyı açsana. 2 dk açık dursun. hava girsin içereee.
ş: teyze kapının önü insan dolu. görmüyosumusun?
d: ya böyle gelsinler açsınlar önünü kapının.
ş: nereye açılcaklar. yer mi var? hem yasak kapıyı açmak yolculuk esnasında.
d: ya ölcez burdaa. ölsek yine mi yasak kapı açmak yaa.
oa: sakin ol. sakin ol şöfer bey.
yolculuk biter. dominant teyze iner otobüsten ve söylenir.
d: ayyiyyy!! sucuk bile kuru kalır yanımda. turşu oldum turşuoo.
oa: sakin olun şöferr bey.
oa: allah kolaylık versin. kolay gelsin.
bu diyaloğun üzerine arkaya doğru kalabalık yardırılır ve yeni binenler için önde bir yaşam alanı oluşturulur ayrıca oldukça yardırıcı bir diyalogdur. *
otobüs tıklım tıklım dolu, ama şoför bey hala yolcu almaktadır ve millete:
- ya millet hadi 1-2 kişi kaldı(alakası yok çünkü 10 kişi bekler aşağıda) biraz daha ilerleyin!!!
gibi emirler yağdırmaktadır... ve otobüsün arka taraflarından bir ses gelir:
- e kaptan bari arka kapıyı açta biz inelim yer açılsın!!! töbe töbe ya....aq
iki öğrenci arkadaş arkada fena şekilde tartışıyolar.
tartışan öğrencilerden teki 5 lirayı çıkarıp şoföre uzattı ve dediki; bir öğrenci bir hayvan alırmısın.
bir adam ve bir kadın otobüste yan yana oturmakta ve konuşturmaktadırlar. tepelerinde, ayakta durmakta olan bir kadın da bulunduğu durumdan memnuniyetsiz bir şekilde homurdanıp durmaktadır. kadın, en sonunda nereye saldıracağını bilememenin verdiği bir şuursuzlukla, konuşan adam ve kadına:
- az biraz sessiz olur musunuz? midem bulanıyor da... der.
şaşkına dönen konuşan ve oturan kadın, yanındaki adama: " ne dediiii?" der. yanındaki adam da moronvari bir şekilde ( şaşkınlıktan): "midesi bulanıyormuş, 'biraz susar mısınız', dedi." der.
ve böylece birilerinin konuşmasından mide bulanabiliyormuş, öğrenmiş bulunduk.
okuldan müdür ailemi çağırmıştı. ama ben tabi her zamanki gibi söylememiştim . ama bu sefer müdür bizzat kendi pazar günü babama telefon açtı . ve kesinlikle gelmesi gerektiğini vede benide getirmesinin daha iyi olacağını arz ve rica etti.(adi herif.)
ulan sabahın köründe saat tam 10.30 da babam yaka paça beni yataktan aşşağıya fırlattı . ya arkadaş öğrenci adam pazar günü 10,30 da kaldırılırmı ya. neyse . böyle bir gafket işledi o zaman . mevzu otobüs e binince başladı .muavin yaklaştı ve dediki;
--evet bey amca . ücretler bozuk olsa iyi olur.
babam parayı uzattı ama sinirden dellenmiş adam ve dediki;
++genç şurdan bir emekli , bir emeksiz , yahu sinirden emeksiz dedim bir öğrenci , hatta yok sen en iyisi bir emekli , bir eşşoğlu eşşek al.
tüm otobüs kahkaya boğuldu . ben dışarı bakıyorum. sonra babam ne dese beğenirsiniz.
-- o eşşeoğlu eşşek varya bu duşarı bakan eşşoğlu eşşek .
-bi öğrenci(akbilin boş çıkması üzerine kaptana 1 lira uzatılır)
+aslanım öğrenciyi tanımaz bu, 1.5 lira..
-öğrenciyi tanımayanı bende tanımam.
+ne dedin sen(pek bi kalıplı and bıyıklı olur kendisi)
-yok bişi, buyur 50 kuruşun amca...
belediye otobüsünde arkalara doğru orta yaşlı bir çift hızla ilerlemektedir, adamın gözü birden arkalarda ikili koltukta tek başına oturan bir genci görür, yanına yaklaşır ve adam, gence parmağıyla ön tarafta bir bayan yanının boş olduğunu gösterir, niyeti yanındaki hanımla beraber gencin oturduğu yerde oturmaktır,
anlayan ve duruma kafası atan genç hışımla cevap verir;
-yarım saat ayrı oturun, birbirinizi özlemezsiniz ya.
saat 14.30 sularında binmekte olduğum 532 numaralı otobüs şoförünün o yorgunluk halinde bile bütün herkesi tebessüm ettiren seslenişi:
-kars yolcusu kalmasın. kars ardahan muş..
artık gitmediği biryer olmadığını anladığımız otobüsün yolcularından biri:
+maraş göksun'a da gider mi?
-gitmez mi abi.. **
zeytinburnu- taksim otobüsüyle Taksim'e doğru gidiyoruz. Adamın biri
çapa dolaylarında gayet aceleci bir tavırla:
- Kaptan orta kapıyı rica edebilir miyim?
Bizim şoför olaya hakim:
- Tabi abi ayıp ettin. Al götür senden kıymetli mi...
yine çok yarmıyor ama güzel bir diyalogtur benim için. olay adana'da meşhur balcalı otobüsünde geçmektedir. bendeniz ve arkadaşlarım dersten çıktıktan sonra yine balcalı'ya bineriz. her zamanki gibi tıka basa doludur. (adana'da otobüslerin içinde muavinler dolaşır, istanbul gibi değildir)
arkadaşlar kendi arasında muhabbet etmektedir: -alır mı lan bizi? -çok kalabalık olm! -alır ya alır...
muavin: gel abi, çarşıyeeaa boş araba. gel baba gel. baraşşyolu*, gazipaşaa, yağğ jaamiii*
ben: param yok lan bana da kart basın.
arkadaş 1: bastım ben senin yerine.
arkadaş 2: olm nası geçicez burdan.
muavin: (o kalabalığın içinde yılan gibi kıvrılarak paraları toplar) arkalara doğru ilerleyelim gençler. ( diğer durağa geliriz bu arada)
otobüs o kadar doludur ki adım atacak yer kalmamıştır artık. herkes akraba olmuştur birbiriyle.
muavin: boş araba, çğğaarşııı. (bize dönerek) beyler gelecek var ilerleyelim artık bakın arkada boş yer var.
arkadaş 3: aa evet hakkaten gördüm. bak merdiven boşluğunda boş yer var.
ben: aa evet lan ben de gördüm. bak şu ayaktaki amcanın sol omzunda 3-5 kişilik yer var.
muavin: gel abla gel bomboş arabaaa çaarşşııı. hopsss kapat ikiyii*
biz: ......
-metrobüs durağından geçer mi?
+geçer geçer.
-hmm tamamdır. (akbil çıkartılır)
+ (psişik güçlü romanyalılar gibi gözleri patlarak) durur! durur. *
-ne güzel abi.
bursa - mudanya arası çalışan 1M adlı otobüsün önünü bursa - mudanya çalışan minübüs şöförleri keser.
otobüsün şöförü telsizle;
- merkez, otobüsün önünü kestiler tamam.
+ yerinde kal kapıları kapat ve bekle tamam.
- kalkış yapamıyoruz tamam.
+ anlaşıldı tamam olay halinde ekip gönderilecektir tamam.
otobüs kalkmayınca otobüsteki 25-30 yaşlarındaki adam bütün otobüse seslenir.
- inelim şunları dövelim, ne bekliyoruz burda hadi arkadaşlar. şöför bey kapıyı açarmısınız.
( orta kapı coslama ile açılır)
- hadi dövelimmm....
söylemesi kolay indiği anda geri kaçar çünkü arkasından gelen yoktur.
-tekrar 1M-
otobüs kalkış yerinde bekliyor. kapısı kapalı fakat içeride 5-6 kişi var. şöför sanırım işini görmek için wc ye gitti. kapısının önünde bir dolu insan bekliyor.
okula gidip gelmek için hergün bindiğim otobüsü ezberlemişim. heryerini biliyorum. gittim arkadan şöförün kullandığı yerden düğmeye basmak suretiyle kapıyı açtım. herkez doluştu tabi içeri. 5 dk sonra şöför geldi. kapının önünde hayretle bekliyordu. otobüse bindi.