duyulduğu anda insanı gülmekten yaran lakaplardır.
100 nufuslu dedemin köyüne gittiğim zaman, insanların isimleri yerine lakapların ön planda olduğunu gördüm. ama şöylede bir şey vardı tipleriyle lakapları tamamen uyum içerisindeydi. örneğin;
*kedi ömer; masmavi gözleri, zayıf bir surat şekli ile kediyi andırıyor.
*hoppala mustafa; adam yerinde durmuyor, hoppala diyesi geliyor hakkaten.
*ciğersiz kemal; bu adamın hakkaten ciğeri yokmuş lakap değil gerçekmiş.
*uzun sali; 2 metre dev gibi bir adam, bunun kısa sali versiyonuda var.
*gülen ahmet; bir insan sürekli gülermi, adam gülüyor.
*yetmiş beş ömer; bunu dedemde bilmiyor.
*kedi ömerin hatıca; buda ömerin karısı.
*bok başının haceli; işte olay adam, gülmekten ölmüştüm ilk duyduğumda.
ilk duyulduğunda yarar. "ne ne ahuahuahauha o ne biçim lakap bee" dersiniz. sonra bu asfalt necla'nın, aslında, hayat kadını olduğunu yol kenarlarında 60 yaşını geçkin olmasına rağmen para kazanmak için asfaltları arşınladığını öğrenirsin...
60 yaşında bi kadının buruşmuş tenine niyet bozanlardan mı iğreneyim bak bilemedim.
kadir isminde 2 arkadaşa aynı ortamda seslenildiğinde ikisi birden bakmasın diye kullanılan lakaplardı.
kısa olan kadir'e (bkz: 35'lik kadir)
uzun olan kadir'e (bkz: 70'lik kadir)
ayrıca şahsıma takılan lakaplar;
(bkz: no göt)
(bkz: maki)