matematik hocası çemberi çizip şöyle demişti;"evet eveeet bu daaa ıhhm şey bu daaaa eşkenar çember evet yanlış olmasın böyleydi evt tam olarak böyle."bundandır böyle geometri çözemeyişim.
ingilizceci ve sıra arkadaşım arasında ki diyalog:
ingilizceci= i
arkadaş= a
i: x az kaldı dayak yiyeceksin.
a: hocam 5 saniye içinde karşılık verirsen refleks oluyordu değil mi? bilelim de ona göre hareket edelim hocam.
i: öğretmenin vurduğu yerde gül biter.
a: ben vurunca sizde kızılayda bitersiniz hocam.
kız arkadasımız mini etek giymiştir gunlerden bir gun. fakat bacagına sinek konar aslında konamaz surekli kayar hocadan gelen tepki:
- ben olsaydım ben de kayardım orada...
tıp fakültesinde erkek üreme sistemini anlatan hocaya sınıfın hafiften güzelce kızı:
--- hocam ya şimdi siz penisin içine kan doluyor dediniz ama onun içinde kemik yok mu yaaa???
hoca: yok kızım yok sert ya sana öle gelmiştir.
hoca, Altmış kişilik sınıfa dönerek: Tarlaya salatalıkları dik, yanına da bunları koy bak aynı hiç fark yok.
Derse geç gelen bir öğrenciye hitaben: Sen benim dersimden zor geçersin. Türkiye avrupa birliğinde gel geçireyim.
okul anılarını anlatırken: Bizim nenelerimiz senede beş defa ölür, on defa hasta olurdu.
"hocam patos nedir?" diye soran öğrenciye hitaben: Patos sap yiyip saman s.çan alettir.
Sizlerden çok şey öğrendik hocalarım. Sağolun.
bu gün biyoloji dersinde üreme sistemini işliyoruz.
hocanın anlattığı fıkra.
Yeni doğan sperm gerekli talimatları alıyordu:
Sinyali alır almaz ileri atılacaksın, olanca gücünü harcayarak
tünelin çinden geçeceksin.Sakin durma, vazgeçme, derinlerde kırmızı, top
gibi bir şeyle karsılaşacaksın. Hemen onun yanına gidip kendini
tanıtacaksın:
"Selam, benim adim sperm," diyeceksin. O da sana,
"Selam,benim adim yumurta," diyecek.
Böylece tanışacaksınız ve birlikte geleceğin bebeğini oluşturmaya
başlayacaksınız.
Ve o gün gelir. Sinyali alır almaz ileri fırlar sperm, var gücüyle
ilerler, o kadar hızlıdır ki soluk soluğa kalır ama pes etmez.
Tünelin içinde ilerlemektedir. Bir ara arkasına bakar, çevresinde
hiçbir arkadaşı kalmamıştır. Onlar için üzgündür ama görevini de
yerine getirmek zorundadır.
ilerlemeye devam eder, derken sözü edilen,top gibi,kırmızı,şeyi
görür.. Hemen yanına gidip, kendini tanıtır: "Selam benim adim sperm." Yuvarlak, kırmızı, top gibi şey cevap verir:
"Selam, benim adim da bademcik.
ve benim bu fıkranın sonunda soktuğum laf:
hocam ağzınıza sağlık. **
küçükken, minicikken, lisedeyken, boş olan ders sevinciyle basketbol topunu kapıp bahçede dört döndüğümüz zamanlar, o çok sevdiğim, o hocalar hocası, o can, o aydın, o Aydın hocamın pencereyi açıp:
+ çocuğum top sektirmeden oynayın şu basketbolu!
dediği andır beni yaran.
*
bir de bizim bir Necmi hocamız vardı. efendime söyliyim, mikrofonu kapıp sahneye atladığı ve aynı zamanda garip bir halay çektiği anlar dışında, tam bir müdür yardımcısıydı. karlı soğuk bir günde ettiği lafla hep hatırladığım bir insan olmaya hak kazanmıştı zamanında.
hoca sınıfa girer ve herkes ayakta gırgır şamata... hocanın söylediği efsane laf "oturun yerinize eşek kadar sıpa oldunuz"
yine aynı hoca bir gün doğanın ne kadar mucizelerle dolu olduğunu şu örnekle vermişti, "10 cm önümdeki kitabı okuyamıyorum fakat milyonlarca km uzaklıktaki güneşi görüyorum."