şaban: kıymetli arkadaşlarım bunca emekten sonra nihayet tünelin sonuna varabildik. üstümüz bahçıvan kulübesi. ver bakim tulumcum şu testereyi. ha canım. tuh ha bismillah. (tüneli açar, mahmut hocanın odasındadır ama görmez.) gel canım güdükcüm ver elini bakim. hadi anam. (çıkanlar hocayı görürler ama ses etmezler) amma da ağırsın be domdom.
domdom: mahmut hoca!
şaban: evet mahmut hoca. bu ona karşı kazanmış olduğumuz büyük bi zaferdir. hihi. ver elini. hadi gel ver elini bakiim. şimdi bizi arasın dursun bakalım. hıhı. gel lan şişko.
şişko: şabaan. (gözüyle mahmut hocayı işaret eder)
şaban: neey? (mahmut hocaya bakar ve görür, afallar) aa mahmut hoca. mahmut hoca hıhı mahmut hocaya bakın. mahmut hoca o da kaçmış. sen de mi kaçtın mahmut hoca. hıhıh hı. tünelde karşılaşmadık yauv. hoca mahmut ıhhıhh. mahmut'u görüyo musun. allah allah. çocuklaar sakın gelmeyin tünelin bu ucu bombok bir yere çıktı ıhhı.
-paketler açılınca köy öğretmeninin yüzünü görmek isterdim
--ben asıl mahmut hocayı görmek isterdim nasıl da şaşıracak çarıklılar
+bana bak çarıklı sensin
-bana mı dedin
+evet sana, sana, sana hepinize be rezil iğrenç yaratıklar hiç mi insanlık yok sizde ha nedir bunlar nedir? nasıl yollarsınız bu pislikleri o tertemiz insanlara onlar kitap istiyor, kalem istiyor, okul istiyor,okumak istiyor onlara yardım elinizi uzatacağınıza bide utanmadan sıkılmadan alay ediyor küçük görüyorsunuz aslında alay edilecek küçük görülecek birileri varsa o da sizlersiniz hiç bir işe yaramayan asalak gibi yaşayan sizler, utanacağınızı bilsem yüzünüze tükürmek isterdim ama ondan da anlamazsınız ki siz.**
+ evet sana, sana, sana hepinize be ! rezil, iğrenç yaratıklar ! hiç mi insanlık yok sizde ha ? nedir bunlar ha nedir ? nasıl yollarsınız bu pislikleri o tertemiz insanlara ? onlar kitap istiyor, kalem istiyor, okul istiyor; okumak istiyor. onlara yardım elini uzatacağınıza, bir de utanmadan sıkılmadan alay ediyor, onları küçük görüyorsunuz.aslında alay edilecek, küçük görülecek biri varsa o da sizlersiniz; hiçbir şeye yaramayan, asalak gibi yaşayan sizler.utanacağınızı bilsem, yüzünüze tükürmek isterdim ama ondan da anlamazsınız ki siz..
sınıf 1 nisan için mahmut hoca'dan onları sözlü yapmasını ister...
mahmut hoca: şaban, kalk bakalım.
şaban: iyi ama hocam, biz yazılıya hazırlanmıştık. Di mi sayın arkadaşlarım?
mahmut hoca: ne fark eder? Anlat bakalım; Lale Devri!
Şaban: efem... Lale devri'nde... Laleler vardı. Bu laleler Laleli'de satılırdı. Aaah ahh nerede o eski laleler? Di mi güdükcüğüm? Hatta bunun şarkısı da vardır. * Laleleeer, laleler, laleler, laaleeeleeer, lale...
mahmut hoca: otur! 0.
şener ş. -bütün ülkelerin bayrağı çekildi ama bizim marşımız bile okunmadı. hüüüüü...
kemal s. -(sarılarak) vah hocam.. çekilmedi mi bayrağımız?.. çekilmedi ha!..
semra hoca: aç kapıyı veysel efendi
veysel efendi: hayırdır hocam nereye böyle?
semra hoca: tevfik fikret' in mezarını ziyarete gidiyoruz.
veysel efendi: yakınınız mıydı efenim başınız sağolsun
badi ekrem yeni gelmiş ve kendini tanıtıyor, bağırıp çağırıyor filan;
güdük: bu sene işimiz va bununla
şaban: bu da nerden çıktı ya?
damat ferit: tam idealimdeki hoca *
yaran repliklerdir.
başlıktaki her bir entry'i baştan itibaren yeniden okudum, ve herbirinde repliklerin yaşandığı sahneler gözümün önüne geldi, kahkalarımdan gözlerimden yaş geldi. komşular gülme sesinden şikayet edecek diye korktum. sanırım hababam sınıfının başarısı da burdan gelmekte.
o zaman, olmazsa olmaz; ben de bir örnek vereyim başlığa;
sınıfça fenerli olan hababam sınıfı dersten kaçarak trabzon maçına gider, ama fener o seneler, seksenlerde hep çekiştiği trabzon'a yenilmiştir, hem de istanbul da...
bunun üzerine şaban dönüşte kapıda kendilerini bekleyen kel mahmut'u görünce:
"yaw biz bu hayatta iki şeyden çekiyoruz; bizi tranzonspor, diğeri kel mahmut" der. *