karakterlerin okuldan kacma girişimi mevcuttur her zaman ki gibi okul duvarının bir kısmı yıkılır ogrenciler geçmeye başlar,şaban çıkarken mahmut hoca'yı görür ve yaran repliği;
-çocuklar gelmeyin burası bomb.k bir yere çıktı...
müfettiş- oğlum senin orda işin ne?
şaban- ben?
müfettiş- evet sen?
şaban- ben mi?
müfettiş- evet orda başka biri var mı?
şaban- du bakiim, yokmuş
şaban- müfettiş- ne yapıyorsun orda?
şaban- ben yahniyim
müfettiş- yahni mi? ne yahnisi?
şaban- ayıptır söylemesi inek yahnisi?
müfettiş- oğlum ineğin yahnisi olur mu?
şaban- olmaz tabi. ben dedim beni külbastı yapın diye ama dinlemediler.
müfettiş- e senin külbastın da olmaz.
şaban- aa bak külbastım çok güzel olur.
müfettiş- olmaz!
şaban- olur olur.
müfettiş: olmaz! önce eti alıcaksın, bir güzel eziceksin, sonra patatesleri dilim dilim doğrayacaksın. hem nerde bu yahninin soğanıııı?
şaban- müfettiş tamamdır çocuklar.
müfettiş- mahmut bey, bana bir şeyler oluyor ben gidiyorum.
hoca: anlat akdenizin akarsularını.
domdom: akdenizin suları denize akar hocam. akdeniz! akdeniz! gelen düşman değil biziz. akdeniz'in en güçlü takımı adanaspordur hocam.
hoca: anlat doğu anadolu bölgesini.
bilo ağa: vallah dogu anadoli aşiretlere ayrilmiştir. bu aşiretlerden en büyügü de babam zülfo* aganın aşiretidir.
hoca: aferin on.
yaran repliklerdir.
başlıktaki her bir entry'i baştan itibaren yeniden okudum, ve herbirinde repliklerin yaşandığı sahneler gözümün önüne geldi, kahkalarımdan gözlerimden yaş geldi. komşular gülme sesinden şikayet edecek diye korktum. sanırım hababam sınıfının başarısı da burdan gelmekte.
o zaman, olmazsa olmaz; ben de bir örnek vereyim başlığa;
sınıfça fenerli olan hababam sınıfı dersten kaçarak trabzon maçına gider, ama fener o seneler, seksenlerde hep çekiştiği trabzon'a yenilmiştir, hem de istanbul da...
bunun üzerine şaban dönüşte kapıda kendilerini bekleyen kel mahmut'u görünce:
"yaw biz bu hayatta iki şeyden çekiyoruz; bizi tranzonspor, diğeri kel mahmut" der. *
semra hoca: aç kapıyı veysel efendi
veysel efendi: hayırdır hocam nereye böyle?
semra hoca: tevfik fikret' in mezarını ziyarete gidiyoruz.
veysel efendi: yakınınız mıydı efenim başınız sağolsun
badi ekrem yeni gelmiş ve kendini tanıtıyor, bağırıp çağırıyor filan;
güdük: bu sene işimiz va bununla
şaban: bu da nerden çıktı ya?
damat ferit: tam idealimdeki hoca *
şener ş. -bütün ülkelerin bayrağı çekildi ama bizim marşımız bile okunmadı. hüüüüü...
kemal s. -(sarılarak) vah hocam.. çekilmedi mi bayrağımız?.. çekilmedi ha!..