--spoiler--
nispetime verme bebeğim mutlaka gel düğünüme
ismini davetlilerin başına yazayım istersen, zirvem ol
sünnetçi zerk eyledi morfini bu aşk düğümüne
sevgili olamadık, gel bari omuzlarımdan tut, kirvem ol
zekai pırıl'dan ayrılmıştır. ona teselli vermek de kütük kardeşlere düşer.
kütük: oğlum zek, boşver lan. hem aşk acısı insanı güçlendirir oğlum. bak mesela bizim gözlüklüye *, adam sırf aşk acısı çekmek için sevdiği kıza başka birini ayarladı lan!
koyu bilal ile cevahir iz peşindedir. bir evin kapısını çalarlar. kapıyı bir kadın açar. ikisi aynı anda kimliklerini kadına gösterirler ve ardından bombayı patlatırlar: "sizinle mi görüşüyoruz?!"
cevahir ile bilal yapışıkken tuvalete girerler. tuvalette seslerini duyanlar yanlış anlarlar ve bilal ile cevahir tuvaletten çıktıktan sonra ahlaksızlıkla suçlarlar ve şu müthiş replik ortaya çıkar:
adam- kusura bakmayın, özürlü olduğunuzu bilemedim.
bilal- işte bu özrüm (cevahir'i göstererek), bu da kabahatim (klozetin içini göstererek). gördüğün gibi kabahatim özrümden büyük. şimdi kaybolun lan.
koyu bilal: aldığın kontörün yarısını müfik e vereceksin, artık aldığın herşeyin yarısını müfik e vereceksin. misal çorap aldın diyelim teki müfik in.
ulvi: iyi de ağa ben kışın külotlu çorap giyiyorum, ne yapacaz? o zaman külotu müfoya vereyim, çorap bana kalsın tamam mı prosedür yerini bulsun hacı.
sevim; biz ulvitomla uyumlu bir çiftiz, her konuda birbirimizi tamamlamaya çalışıyoruz. misal,* ulvi bir at olsa ben kelebek olurdum...
ulvi; sevim kız olsam var ya sana verirdim ha!