yok denecek kadar az ulvi,
devrik ulvi savruk ulvi,
ağızda dağılmayan ulvi,
dış basında ses getiremeyen ulvi,
lanet olası federal ulvi,
matbaayı çok sonradan keşfeden ulvi,
ondört onbeş ulvi,
morgıç ulvi,
lan tamamı çizgiyi geçmeyen ulvi,
sıfır beş ucu olup ta vermeyen ulvi,
belediyenin verdiği yetkiye dayanamayan ulvi...
koyu bilal: bilader bi bakarmısın. sizin için arada derede trencilik oynuyor diyorlar doğrumu?
yoldan geçen adamlar: ne diyosun lan sen.
koyu bilal: valla siz üçünüz acayip şeymissiniz.
yoldan geçen adamlar: belamısın lan sen sapık.
koyu bilal: aaaa doğrumu lan yoksa he ne bu böyle ipeksi dokunuşlar.
patt kütttt...
ekber: lan tohumluk. zerin kız arıyor. az muhabbet et al.
zerrin: alo bilal. beni seviyor musun? ne kadar seviyorsun anlatsana bi.
bilal: müfük. al şu telefonu bilal burda yok de.
-şişşt lan düzgün. bana bak arabana çarparım ödemem, kaskoya da ödetmem, kaskodakilere bir tas çorba ısmarlarım anladınmı beni. hadi şimdi kavra vitesini.
carlos zerrinin abileri koyu bilale kızın elini tutması için baskı yapınca bilalin verdiği cevap:
- bu kızın elini tutacağıma hareket halindeki bir otobüsün egzosunu tutarım daha iyi.