devam eden bir larp'ımız var ben oyunlardan birine son dakika yetiştim. makyajı yap kostümü giy derken oyun için bana verilen rapora çok dikkat edemedim.raporumda ise şöyle bir şey yazmaktaydı. " davalarla alakalı dosyalara göz atarken erkan tuna adında bir avukatın sami ve soydaşlara karşı girdiği davalardan sonuncusunu kazandığını ve kartal muhitinin ölen sahibinin mal varlığını aldığını fark ediyorsun." tabi ben bir telaş bir telaş. kim bu erkan kim bu erkan ben sami ve soydaşlarla baş edemiyorum bu adam nereden çıktı?
oyuna giriyoruz, rol esnasında birden bire herkesin içinde,
"tamam kabili kardeşlerim anlıyorum sizi ama onca dava sami ve soydaşlarınken birden bire ortaya erkan diye bir adamın çıkması ve aylardır araştırdığımız ölüm üzerine ölen muhit sahibinin mallarına el konulması ne demek? ben aylardır hatta aylardan da fazladır bu konuyla uğraşıyorum ve birden bire bir adam gelip davayı alıp gidiyor! ben bunun arkasında kurtuluş muhafızlarını ararım."
ben böyle konuşurken konuşurken oyunun ilerleyen safhalarında sevgili gm'lerimizden biri yanıma gelir ve erkan'ın benim tuttuğum avukat olduğunu ve kartal muhitinin tüm mallarının üzerime gçtiğini söyler. sevinsem mi üzülsem mi?! git sana davalarla alakalı olarak kendi tuttuğun avukatı kötüymüşcesine göster. avukatın adını unut. yaygara kopar tüm dikkatleri üzerine çek. sonra biri gelip kartal'ın malları sende ne arıyor dese gel de açıkla. neyse ki soran olmadı henüz...
2012 metucon günündeyiz. 6 kişilik bir parti var ama herkesi anlatmama gerek yok. olaya geçiyorum hemen
zindanın derinliklerine doğru ilerlerken, karşımıza bir kapı çıktı. açtık kapıyı, içerde 3 tane fıstık gibi hatun. yataklar falan da var etrafta...
kadınlar bize "gel gel" yapıyorlar. e napalım? gidelim madem. dimi?
içeri girdiğimiz anda kapı arkamızdan kapandı ve kitlendi, içerideki 3 hatundan bir tanesi succubus'a dönüştü. herkes insiyatiflerini attı falan filan derken...
bizim grubun assassini succubustan charm yedi, hatunun dibine kadar girdi.
partiden çığlıklar yükseliyor "KURTARIN LAN ŞU HERiFi AMK ÖLCEK HERiF!!" diye.
sonra succubus buna "bana bir öpücük vermeyecek misin yakışıklı?" diye ikinci bir beyin yıkaması gerçekleştirdi.
assassinimizin yapıtığı will save ile 20lik zar atan ve zar ile (20) critical success başaran kardeşimiz için mutluluk göz yaşları dökerken masamızdaki cleric'imiz olan ibrahim abinin lafı ile tüm metucon'daki en yüksek desibel ile gülme rekorunu kırdık herhalde...
"ulan charmdan kurtulan gördüm ama succubus'u friend-zone'a sokan adam hiç görmemiştim."
mevzu bahis diyalog bir lycan ile sidhe elfi arasında geçmektedir.
Praetoris Sa'Gael says, "Hi."
Your mouth turns up as your face breaks into a smile.
You wave your tail in greeting.
You say, "How are you?"
Praetoris Sa'Gael says, "Good and you?"
You say, "I am good."
You begin to groom yourself with your tongue, happily cleaning your fur.
You say, "Waiting for my mom."
Praetoris Sa'Gael says, "Who is your mom?"
You say, "Penelope."
Your mouth turns up as your face breaks into a smile.
You smile impishly and say, "And looking for some options."
Praetoris Sa'Gael says, "Options?"
You smile with a wink and say, "Women."
Praetoris chuckles long and heartily.
en ünlülerinden birisi gazebo ile eric adlı bir paladin arasında geçenidir.
dm - çok güzel bir bahçedesin. her yer çiçeklerle kaplı. yeryüzündeki her rengi görmek mümkün. hemen karşında ufak bir tepeciğin üzerinde bir gazebo var.
eric - gazebo? ne renk?
dm - (duraklar) beyaz bir gazebo eric...
eric - ne kadar uzaklıkta?
dm - yaklaşık 45 metre.
eric - ne kadar büyük?
dm - (yine duraklar) 9 metre eninde, 4.5 metre boyunda.
eric - kılıcımın özelliğini kullanarak iyi mi olduğunu anlamak istiyorum.
dm - iyi değil eric. bu bir gazebo!
eric - (duraklar) sesleniyorum.
dm - cevap vermiyor. bu bir gazebo eric...
eric - silahlarımı çekiyorum. tepki veriyor mu?
dm - hayır, eric, bu bir gazebo.
eric - okla vuruyorum. ne oldu?
dm - artık üzerinde bir ok olan gazebo oldu.
eric - yaralandı mı?
dm - elbette hayır, eric bu bir gazebo!!
eric - (mızmızlanır) ama attığım +3 bir oktu...
dm - bu bir gazebo, eric, gazebo! eğer yok etmek istersen, bir baltayla parçalayabilirsin ya da yakabilirsin. ama hangi manyak bir gazeboyu parçalamak ister bilmiyorum.
eric - (uzun süre düşünür) kaçıyorum.
dm - (sinirlidir) çok geç eric. gazebo uyandı, seni yakaladı ve yedi.
eric - hmmm.. bundan sonraki karakterimi ateş kullanan bir büyücü yapacağım ve paladinimin intikamını alacağım.
not: gazebo - kameriye - üzerine çıkıp konuşma yapılan sütunlardan oluşan yapı.
dm kankası olmayı yarı-altın ejderha karakterle taçlandıran şahsiyet level üzerine level atlamak suretiyle çılgın atarken parasız kalan parti, altın saçlı karakteri keserek kafasını satmak suretiyle paraya para dememe peşindedir. (parti oldukça yüksek levellerden oluşan epik bir partidir.)
parti de ayrıca bir samuray, bir de paladin vardır. partinin sürekli paladinle birbirini öldürme noktasına gelen siyah cübbeli büyücüsü, yarım elf, minatour, fighter ve hırsız ise işin içerisindedir. planı yürürlüğe koymadan evvel kritik yapılmaktadır.
Minatour: ben samurayı bir vuruşta ayırırım
Büyücü: paladini zehirledim mi olay biter
Hırsız: ammına koyim ne bu pembe hayaller lan?! samuraya denkleştiremezsen oda seni böler bi vuruşta, paladin büyü tutmazsa ağzına sokar kılıcı.
Elf: hacı, bana mesafe verin. 200 metreden ejderi indiririm ben. gerisini bir şekilde hallederiz. ejder insin, paladinle samuray sorun değil.
Fighter: çok şerefsizce bir hareket ama, yeni bir pelerin için sizi bile keserim
Elf: bu aklımızda bulunsun.
olay günü gelmiş, ejderhaya tuzak hazırlıkları;
Elf: ben de gideyim de şurdan kuş muş vurayım tavşan falan yeriz.
Minatour: evet 200 metre kadar uzaklaş sen
Büyücü: ne diyosun olum
Minatour: zeka düşük yapçak bi şey yok
paladin dialogtan iş çevrildiğini anlar,
Paladin: minatour neden uzaklaşsın 200 metre
Minatour: altın ejderi vurmak için
Hırsız: senin yapçaan rp yi sikerim hacı ben
DM: in game mi söylüyosun bunu?
Hırsız: ingame dış game, amına korum fırlatıyorum zehirli bıçakları minatoura
Paladin: kalkanımla Minatour un önüne atlıyorum
Büyücü: Paladin Havadayken ona zehir koyuyorum
Samuray: Büyücüye hamle yaptım
Fighter: Samuraya dalıyorum
Ejder: fighter a ateş üflüycem
Elf: büyücüye ok atıyorum
şer ittifakı elf'e: lan!?
elf: ne lan? pis pis planlar yapıyosunuz sonra lan? yok lan man ajandım ben. (yalan)
dm: insiyatifleri göreyim
olay kopar; paladin atlarken düşer, zehirli bıçaklar minatour a gelir. minatour paladin in üzerine basarak hırsızı ikiye böler ve deathly ile felç olur, paladin in kaburgalar kırılır ayrıca büyücüden zehri yer, kımıldayamaz. samuray büyücünün kolunu keser, fighter samurayın kafayı uçurur; büyücü elften okları critical yer; fighter ejderin ateşinden kaçar ve kalbine kılıcı saplar, elf yayına ok sürerken elindeki kılıcı elf e fırlatır; kılıç elf in bacağına gelir, ama fighter okla gırtlağından vurulur.
tek sağ kalan parçalanmış bir bacakla yarım elftir. 3 gündür kaçtıkları kurtların (warg -legion-) gelmesiyle onunda yaşamı son bulur.
zaten epik olan parti efsane olur, nerede hikayesi anlatılsa yarar.
ingilizce bir web tabanlı bir frp oyunda guild master novice'ye kendini nasıl iyileştirebileceğini anlatmaktadır:
-kelp cures asthma, weakness and clumsiness. Lovage cures dishonor, Manrake cures recklessness, atropine, dizziness, shyness, deadening, impatience, and dissonance.
+thank you sir
-No problem.
o sırada bir lavuk noviceye saldırır ve guildmaster bunu farkedip hemen lavuğu oldurur.
-Idiocy is the worst affliction, nothing can cure it.
oyuncular bir zindanda tuzağa düşmüş açlıktan ölmek üzeredirler;
- 4 kişilik bir grup dm olarak ben hariç, oyunculardan biri (gerçekte) 100 kilonun üzerinde -
- olm yiğit hepimizi yiyecek lan galiba
+ evet emre yi yemek istiyorum ben
* tamam yiyebilirsin
+ ısırıyorum o zaman ?
- höh napıyon hayvan, arkadaşınım lan ben senin
+ ben bunu önce öldürüp sonra yiyecem o zaman, yemek dediğin konuşmaz
yine bir oyun... calimshan paşalarından birine hizmet eden bir weapon master [great sword] ve tempest kendi mahiyetindeki esnafı haraca bağlayan başka bir paşanın adamlarıyla konuşmaya gidiyorlar. diplomasi taraftarı olan tempest, intimidate taraftarı olan weapon master'a diretiyor.
halo: silahını yanına alma. sadece konuşmaya gidiyoruz. sosyal yeteneklerin hiç gelişmemiş.
chazsmyr dhuunyl: bence bir insanın ne kadar çok great sword'u varsa o kadar çok sosyaldir. [bu sırada 5 great sword'unu da omzuna asar]
beyaz büyücü ile paladin path de ilerleyen savaşçı köye zulmeden cadının evine girdiklerinde ejderha gibi bir yaratıkla karşılaşıp kaçıyorlar. bu sırada yanlarındaki şaman evi mühürleyip içerde kalıyor. bunlar da kendini feda eden şaman sayesinde dışarıdan iş çevirmeye çalışıyorlar. maksat poison clodu ile evi sarmalayıp cadıyı öldürmek ve köyü mezalimden kurtarmak.
+ koyuyorum posion cloud u
dm: koy bakalım, at.
+ oh yea 20!
- obbaaa helaaal
dm: çıkan rüzgarla beraber bulut büyüyor ve bütün köyü sarıyor
- yedin lan bütün köyü
+ çocuklar ölmesin!
dm: söyleriz zehir bulutuna çocukları öldürmez
- kötü oldu dimi şimdi?
dm: senin üzerindeki beyaz robe batmaya, kaşındırmaya başlıyor
+ aligment change! hassskiye
dm: senin de zırhın böyle daha bir ağırlaşıyor
- lan ben niye be ?
dm: fikri sen verdin.
- mna koduğum beceriksizi bi bulut koyamadın
+ adam olaydında keseydin cadıyı zikko
- hazır paladin pathi yedik ağzını ayırırım bak senin
+ sen götünle yüzünü ayıramazsın şerefsiz
- vuruyorum ben buna
dm gülerek: cidden mi?
+ gel gel attım stone skini, elle bak stone gibi gel
- "paladin adına" diye bağırıp dalıyorum!
party nin adi şerefsiz sorcerer ı, hatta sözde ermeni sorcerer ı; gitmiş dokunmaması gereken siyah robe lu cesedin yüzüğünü almış, bizden gizli nedir ne değildir diye bakıyor.
+ yüzüğü alıyorum, magic detect yaptım
dm: death e karşı saving throw at
+ nasıl lan sikerim yüzüğü istemiyorum
dm: at sen at.
oyunu takip edemeyen oyuncularla oynanan oyunlarda sıklıkla rastlanır. yine böyle bir oyunda dark darkest darko tüm hengamenin ortasında oyunu uyuyarak takip etmiştir. kavga dövüş bitmiş drowlardan oluşan grup hasmını öldürmüş tam o sırada dark darkest darko da savaşın sonunda uyanmıştır.
World of Darkness oyunu. Bir Gangrel vampirinin son masquerade ihlalini gerçekleştiren diyalogdur.
Master: Güneş doğmak üzere, bir çözüm bulmanız lazım. Diğer tutsaklarla kafesdesiniz hala.
Malkavian: Yapacak birşey yok, sabah ola hayrola.
Gangrel: Gerizekalı, sen vampirsin. Ne sabahı ?
oyun dershanede arkadaşlarla molalarda düzenlenip oynanmaktaydı. ekipte ki herkes acemi olduğu için dm'lik bana kalmıştı.
arkadas1 : a1
arkadas2 : a2
dm: evet olm goblini öldürdünüz, napcaksınız?
a1: abi üstünü arıycaz.
dm: peki(zar atılır, bakılır). üstünden bişi çıkmadı.
a2: nasıl çıkmaz aq öğrenci goblin mi o?
lawful good paladinimiz kendisini kilometrelerce taşıyan ata bakar ve dm'e döner.
p : atı sırtıma alıyorum!
dm: niye lan?
p : bugüne kadar hep o beni sırtında taşıdı, biraz da ben onu taşımalıyım! (gruptaki neutral evil cüce taşak geçer, masa yarılmaktadır)
dm: iyi bari at bakalım. (str zarı atar, tutar)
p : gel bakalım hıınnngggg!!! (atı sırtına alır ve yola devam ederiz)
dm: bundan sonra senin adın awful good olsun amg... (masa yatar)
oyundan geç vakitte dönen iki frpci genç kızımız asansöre binmişlerdir:
brl:of be amma oyundu
stny:ya sorma yaa...
bu arada genç kızlarımız zemin kata inerler
brl:of yarın da hede hödö dersi var ya, naapças?
stny:eyvah! kızım yürü bin asansöre, atları bilmemne şehrinde unuttuk, onları orda bırakırsak bir dahaki hafta sıçar kalırız.
kızlarımız tekrar yukarı çıkarlar ve dm e olayı açarlar:
stny: ya dm bizim atlar bilmemne şehrinde kaldı, şunları alsak da öyle kapatsak oyunu bu akşamlık...
krm: ohoooo, bu saattte atlar mı alınır, hadi yatın uyuyun, yarın sabah dersim var...
stny-brl: hmmm. peki.....
evden tam çıkarken
stny: ama atlar?
dm: ya siktirtme atını, ne yapçan atı bu saatte?
yine anlamsız kavgalı bir oyun. dm chazsmyr dhuunyl, grubun mage i de kardeşi. 10 dakika kavga etmeden duramayan abi kardeş arasındaki diyalog;
+dm
-mage
/cleric
+ yüzde bilmem kaçı hp'nden düşüyo senin, sadece...
-yüzde bilmem kaçı! 14 mü düşcem açık konuş!
+hede hödö
-1 hp gitcek o zaman.
+evet 1 hp kalıcı olarak gitcek senden..
-tamam farketmez(hp düşürür kağıttan ama chazsmyr dhuunyl peşini bırakmayacaktır)
+hayır hayır üste yaz 1 yaz iyileşir çünkü o
-sen direk yaz diyosun bana ben ondan afalladım 14 mü düşücem diye
+hayır öyle olursa.. çok gider de..
(grup gebermektedir)
-yapma ya! çok gider diyo..
(grup ölmektedir)
+(chazsmyr dhuunyl klasik olarak dellenir) lan bi sus ya allahın belası bi sus!
(grup kafasını bir yerlere vurmaktadır)
-neyse ya bassın healı işte (god hates us all a seslenir)
/ne basıcam lan 1 hp için bana ne.
(grup karnını tutmaktadır)
+(chazsmyr dhuunyl hala kardeşini azarlamaktadır)gerizekalı ya heğğğalilü yapıyo bi de
(grup kalp krizi geçirir, yeter denir yemek molası verilir)
grup bir savaştan kaçmaktadır. ormana dalarlar o sırada dm sazı eline almıştır:
dm:siz ormana girince orada nam salmış kocaman bi canavarın olduğu aklınıza geliyor
oyuncular dm bitirmeden:kunteper canavarı!!!
dm: eric ilerde tepenin üstünde bir gazebo görüyorsun!
eric: ne boyutlarda?
dm: valla yarım metre genişliği 1 - 1.5 metre yüksekliği 75 santim felan uzunluğu.
eric: menzilimdeyse ok atıyorum.
dm: bir insan gazeboya neden ok atar anlamadım?
eric: olsun atıyorum. n'oldu?
dm: üstünde okları olan gazebo oldu.
eric: hadi ya! ok işlemedi demek. balta mı çektim charge yapıyorum.
dm: eric bu bir gazebo.
eric: hmm o zaman yanına gidip bir detect alignment deniyorum.
dm: nasıl ya bir şey anlayamazsın ki böyle!
eric: abi napsam? en iyisi baltayı bırakıp diplomasi kurayım.
dm: eric!!!
eric: abi bluff deniyorum.
dm: eric!!!
eric: ya çektim baltayı saldırıyom.
dm: çok geç erik bir gazeboyu kızdırdın seni yuttu.
eric: hadi ya! yeni bir wizard char mı açsam intikamını alırım.
dangoz druid: mağarada call lightning yapmak istiyorum!
dm: olmaz kapalı alanda bu büyü tutmaz.
dangoz druid: olsun denemek istiyorum.
--- call lightning ---
dm: the lightning you have called cannot be reached at the moment please try again later.