adana da hypo çamaşır suyu satan bir seyyar satıcı, sokağın başından ortasına kadar ilk heceyi, diğer ikinci yarısında ikinci heceyi söyler. ne sattığını anlamak için camdan bakma gereği hisseder insan.
"hiiiipoooooooo!"
+ bu nekadar
- 3 lira abla
+ e az ilerde 2 lira
- o zaman oraya git abla (abla yavaş yavaş yol alır) tamam abla gel 1.5 liraya ben veriyorum
+ tamam ver 5 kilo...
- biberler acı mı tatlı mı?
- abi garanti tatlı hepsi, bir tane acı bulamazsın içinde,
- (yığından bir biber alınır, ortasından kırılarak hart diye ısırılır, gözlerden ateş çıkmaya başlar)
oha bu mu tatlı biber!, dilimi hissetmiyorum kardeşim, su nerde su bulun bana. (o esnada suratım yan tezgahtaki domateslerle renk uyumuna girmiştir.)
- abi ne yaptın sen de garanti dediysek o kadar da garanti demedik. al bir tane daha ye acı acıyı dindirir derler.
- ulan hani tatlıydı hepsi?
- ah be abicim bu sene tarlaları sulamamışlar doğru dürüst, suyu alamayan biber de acımış yani ben napayım.
- iç ses (ben o tatlı biber diye millete itelediklerini senin mabadından itelerdim ya, neyse zabıtaya dua et.)