başıma gelmiş olaydır.
adamın birisinin arabasına sinyal vermeyip döndüğü için vurdum istemeden ve arabasını yaptırdığım halde şikayet etmiştir. ve dava görülmektedir.
mr stan: elimde bu adamın arabasını yaptırdığıma dair faturalar ve resimler var. hatta yapılan yerde kamera kayıtları var. bu kadar vicdansızlık olmaz. resmen para için şikayet etmiş. buyurun bunlar fatura, bunlarda kamera kayıtları.
hakim: ne diyorsun bu konuda? (eline verilenlere 30 dk. kadar sessizce baktıktan sonra) (gözlüğünün altından davacıyı keserek)
davacı: şey efendim onlar montaj.
hakim: yaz kızım, davacının türk mahkemesini kendi emelleri için kullanması ve mahkemeyi oyalaması ve duruşmada yalan söylemesinden dolayı 12 ay hapsine, söz konusu kişinin daha önce cezası olduğundan onun da üstüne eklenmesine, vs, vs...
davacının davalıyı küçük düşürdüğü için 3200tl para cezası ödemesine, yine davacının aldığı cezayı para cezasına çevirme hakkı bulunduğuna ve bunu taksit olmadan 14.500 tl olarak belirlenmesine karar verilmiştir.
hakim: davalı son söylemek istediğin bir şey var mı?
davacı: şey efendim ııı
hakim: tamam kes. yeter. .çık dışarı.
Iş mahkemesinde davalı taraf tanık dinletiyor. Hakim birinci tanığı dinliyor sıra ikinci tanığa geliyor ve ikinci tanık konuşurken kendiyle çelişen ifadelerde bulunuyor... Ben beyanları kabul etmeyip yazılı beyanda bulunacağımı belirtiyorum. Birinci tanık salondan çıkarken mübaşirin duyacağı mesafeden " olum ben senin kadar rahat yalan söyleyemiyorum" der... Bunu mübaşir ile beraber hakime söylüyoruz tutanağa geçiriyoruz ve davayı kazanıyoruz.
Bir diğeri... Hakim bey suçlamaları kabul ediyorum ama bu avukatın dediklerini kabul etmiyorum. babam tuttu bunu, ben ceza çekmek istiyorum... şok olmuştum lan.
duruşma salonunun hemen dibindeki oturma yerinde garip görünüşlü, en az 50 yaşında bir amca duruyor.
adamın hali bana ürkütücü geldi.
duruşmanın 40-45 dk uzaması mukabilinde gidip bir çay içtim, döndüğümde bu amcayla mübaşir yan yanalar ve ben laflarını keserek ".... elektrik kurumuna kaç sıra var ?" diye sordum. amca benim davalım olduğunu belli eder sözler sarf etti ve ondan itibaren mahalde 45-50 dk boyunca göz hapsinde kaldım. adam gözünü kırpmadan bana bakıyor. yaşına hürmeten susuyorum ama hürmetsiz biri dahi olsam sesimi çıkaramazdım sanıyorum.
duruşma sırası bize gelince iddia ve delillerimizin bahsini açtım. adamın 4 farklı dosyadan da kaçak elektrik kullandığına dair istihbarat almıştım. bu hususu mahkemede zikredince adam titremeye başladı zangır zangır... adama bir şey olacak diye ödüm koptu. duruşma da biter bitmez duruşma zaptını alıp oradan koşar adımlarla uzaklaştım.
bir daha o adamın duruşmasına girmeme kararı aldım. başkalarına itekleme düşüncem var.
izmir Adliyesinde yaşanan gerçek bir olaydır.
Asliye Hukuk Mahkemesindeki bir davasında davaya bakan Yargıç, davalı vekiline "delillerini liste halinde sunması için duruşma gününe kadar kesin süre vermiş" (Bu arada olayı anlatan meslektaşımız Karşı Yan Vekili olan meslektaşımızı tanımaktadır).
Duruşma başlamış ve her iki yan vekili duruşmaya birlikte girmişlerdir.
Bu arada duruşmada ilginç bir olay yaşanmaya başlamış.
Davalı Vekili Meslektaşımız duruşmanın başından itibaren sürekli olarak çantasını açmaya çalışmaktadır. Ancak "şifreli" olan çantası, her nedense bir türlü açılmamaktadır. Tam bu esnada Mahkeme Yargıcı, Davalı Vekili olan meslektaşımıza dönerek; "-Avukat Bey, geçen celse size delillerinizi liste halinde sunmanız için kesin süre verilmiş, Delil Listeniz hazır mı" diye sormuştur.
Bir taraftan çantayı açmaya çalışan meslektaşımız, diğer taraftan da Yargıca dönüp "- Hazır ettim Sayın Yargıç, ama çantamı açamıyorum" demiştir.
Bunun üzerine olayı anlatan davacı meslektaşımız -biraz da muziplik olsun diye- "- Efendim meslektaşım hep aynı numarayı yapar, kendisine inanmıyorum" demiştir.
Çantayı açmak için kan ter içerisinde kalan meslektaşımız bu söz üzerine; "-inanın Sayın Yargıç Delil Listem çantamda" diyebilmiştir.
Bunun üzerine muzip meslektaşımız "meslektaşımın çantasının çilingir marifetiyle açılmasını talep ediyorum" demiştir.
Bunun üzerine, ortaya çıkan komik durum karşısında Mahkeme Yargıcı' da zabıt katibesine dönmüş ve "- yaz kızım" diyerek şöyle bir ara karar oluşturmuş "- Gereği Düşünüldü: Mücbir sebep doğmuş olmakla; Davalı Vekilinin çantasının uzman bir bilirkişiye (çilingire) tevdi edilmesine ve açtırılarak çanta içerisinde Delil Listesinin hazır edilip-edilmediğinin saptanmasına, masrafın davalı yanca karşılanmasına".*
Not: alıntı.