-nasıl bir oyun oğlum bu.
+futbol oyunu işte baba.
tabi babamız futbol hastasıdır ve 2 dk oturup kekik de nane de yi izler.
bende oyunun felsefesini fazla bilmesemde çalımın puan açısından golden önemli olduğunu bilmekteyim.
-oğlum niye gol atmıyorsun. kaleciyide geçtin.
(kekik de nane de oyuna dalmıştır duymamıştır bile)
-"hassiktir lan böyle oyunmu olur sırf çalım atıyorsun."
der ve gidip içerde tvsini izler.
ailecek pikniğe gidilir. mangal yapıldıktan sonra tavuk kanadı olsun pirzola olsun servis edilir. bunları büyük bir iştahla kemiren çocuk, kendisine göre etlerini bitirdikten sonra yenilerini isteyince babaların söylediği laftır.*
yan komsumuz ayşen abla gelip tuz istemiştir, kapıyı babam acar. tuzu getirir.
aysen abla: "tesekkür ederim."
babam kapıyı kapatır ve pişkinlikle, unutulmayacak sözünü eder:
"öyle kuru kuru tesekkürle olmuyo aysencim."
biz yerlere atlarız ve komsumuzun adı aradan seneler geçmesine rağmen "kuru kuru ayşen" kalır.
-oğlum dışarı çıkıp gezelim mi?
+yok baba sağol..
-gel tavla atalım evde iki el?
+sağol baba oynamiyim şimdi..
-sen de ne emmeye ne gömmeye geliyon amuhagoduhuma.
