Yahudi siyonist asker, filistinli çocuğa sorar;
-Siz müslümanlar neden ölülerinizi
gömüyorsunuz ?
Halbuki bizler ölülerimizi yakarız..
Filistinli çocuk biraz düşünür ve ağır başlılıkla
şöyle der;
Bir üniversitenin kütüphanesinde oğlan kızın masasına
yaklaşarak yavaşça sorar: "Yanınıza oturabilir miyim?"
Kız, yüksek sesle yanıt verir:
"GECEMi SiZiNLE BERBAT ETMEK iSTEMEM!.."
Kızın sözlerini herkes duymuş, başlarını kaldırmış,
dik dik ayaktaki oğlana bakmaktadırlar...
Oğlan çok utanır ve hiçbir şey diyemeden,
şaşkın şaşkın kendi masasına geri döner...
Birkaç dakika sonra kız yerinden sessizce kalkar,
oğlanın masasına yaklaşır ve ona yavaşça şöyle der:
"Ben psikoloji öğrencisiyim; demin, şaşıran bir erkeğin nasıl
tepki vereceğini öğrenmek istemiştim;
bu arada sizi de herkesin önünde biraz
utandırdım sanırım, özür dilerim!"
Bu kez oğlan onu yüksek sesle yanıtlar:
"BiR GECELiĞiNE 200 DOLAR MI?.. ÇOK PARA!.."
Oğlanın dediklerini de yine herkes duymuştur
ve bu kez ayaktaki kıza dik dik bakmaktadırlar ki,
oğlan şoka girmek üzere olan kızın kulağına yaklaşıp şöyle fısıldar:
"Ben de hukuk öğrencisiyim:
çevreye birini suçluymuş gibi nasıl gösterebilirim
öğrenmek istemiştim, özür dilerim!"
--spoiler--
Türkücü ROJiN;
"Biz kuzey Irak diyemeyiz, ayıp.. Çünkü kuzey Irak kürtçede kadının cinsel organı anlamına geliyor" demiş..
Eee ben de diyorum ki; YOK EBENiN KUZEY IRAK'ı..
arkaşım kendisine ney almak için fatih taraflarına yolu düşer. otobüste boş bir koltuğa oturur ve alelade bir arkadaşıyla mesajlaşmaktadır. yanına bir hacı kılıklı adam oturur ve önce kınayan gözlerle bir süzer*, hafiften de muhabbet de oluşur bir yandan. arkadaş da ney alacak 150 tl bayılacak zaten, onun verdiği bir hissiyatla, azcık canı sıkkındır.
- ne o, kiminle bu tık tık tık?
+ sevgilimle, onla buluşmaya gidiyorum
- hmmmmm
+ ama benimkinin kafası hiç çalışmıyor, büyük mallık yaptı geçenlerde ona canımız çok sıkkın
- hayırdır?
+ askerlik teciliyle ilgili hata yaptı mal.
hacı amca kızarır bozarır, koltuktan kalkar başka yere oturur.
Nazım Hikmet ve Necip Fazıl Ramazan ayında arabayla gidiyorlarmış.Tabi Necip Fazıl oruç ama Nazım Hikmet değil.Nazım Hikmet Necip Fazıl ile dalga geçmek için yolun kenarındaki zayıf bir ineği işaret ederek Necip Fazıla demiş ki:-Şunun haline bak,oruç tutmaktan ne hale gelmiş` demiş.Tabi Necip üstad altta kalırmı hemen cevabı yapıştırmış:
-`Aaa Nazım sen bilmiyormusun Hayvanlar oruç tutmaz...
sanırım şahsıma verilmiş ayardır.
3 hafta önce okulun girişinden sınıfa doğru gitmeye çalışırken önümde ki üç kız, bağyan yol verir misiniz dememle? dumur olmam bir oldu.
çünkü kızlar kenara çekilip buyur yol senin olsun hadi yol al dediler gülerek.
bende de o an bir şeyin can sıkıntısı olduğundan mütelit kafama takmamıştım.
ama bunu arkadaşıma anlattıktan sonra iyi bir ayar yediğimi anladım.
üniversitede finaller sırasında soru kağıtları dağıtılırken geçen bir olay;
asistan : ya 7. yılın hala mezun olamadın mı?
öğrenci : malesef hocam.
asistan : eşşeği bağlasak 4 yılda mezun olmuştu ya.
öğrenci : 2 yıl daha bağladığınızda asistan mı oluyor?
asistan : sana başarılar.
olay bir stand up gösterisinde geçer
komedyen: Bu benim seks hayatımda ne kadar başarısız olduğumla ilgili. ilk defa seks yaptığım zaman
seyirci: Dün mü?
seyirciler: ehuehuaheuheahe
komedyen: Hatırladığına sevindim.
seyirciler: Abareyyyyy
(bkz: glad you remember)
Kadın ve erkeklerin neden böyle farklı cinsel arzularının olduğunu bir türlü anlamıyordum.
Kadin ve erkeklere dair anlatılan tüm mars ve venus hikayelerini mesela...
Ve hiç anlamıyordum erkekerin neden mantığıyla kadınların ise kalbiyle hareket ettiklerini.
Ta ki gecen haftaya kadar.
Ben ve karim yataga girdik. Yorgan altinda birbirimize dokunmaya, oksamaya basladik.
Ben tamamen azmistim ve onu istiyordum kariminda böyle hissetigini düsünüyordum, cünkü tüm hareketleri onu gösteriyordu.
Ama tam o sirada:
"Dur, suan canim sevismek istemiyor beni sadece kollarina alip sarilmani istiyorum olur mu?", dedi.
Ben sadece "neeee?" diye cevap verebildim.
Oysa bana şu sihirli sözleri söyledi.
"Sen bir kadinin duygusal ihtiyaclarina karsi nasil davranacagini hic ama hic bilmiyorsun."
Sonunda ben teslim olup vazgecmistim. O gece sex yapmadim ve böylece uyuyu verdim.
Ertesi gün karimla alisveris merkezine gittik. Üstüne üç muhteşem ama pahalı elbiseyi denerken onu seyr ettim.
Tabi ki hangisini alacağına karar vermemiyordu. O halde her ücünü alalim dedigimde kulaklarina inanamamisti.
Bu söylediklerimden cesaret alarak, elbiselerden dolayi yeni bir cift ayakkabida almasi gerektigini söyledi.
Sectigi ayakkabinin degeri tam 200 euroydu.
Bunun üstüne onlarin dogru bir secim oldugunu söyledim.
Sonra kuyumcunun yanindan gectik. Iceri girip harika, elmaslarla kapli bir bileklikle çıktı.
Karimi görmeliydiniz mutluluktan resmen dört köşe olmuştu. Herhalde benim aklımı sıyırdığımı düşünüyordu ama bu pekte umrunda degildi o an.
Sanırsam onun erkekler hakkinda düsündüğü tüm felsefi yaklasimi yerle bir ettim. Tekrar "Evet" dedigimde.
O an hemen hemen seksuel olarak heyecanlanmisti sanki.
Yüz ifadesi inanilmazdi.
Tam o anda en güzel gülüsüyle: "Kasaya gidip ödemeyi yapalim!", dedi.
O esnada gülmemek icin kendimi zar zor tutuyordum. ama güclük ceksemde sunlari söyledim.
"Hayir hayatim, suan canim tüm o seyleri almak istemiyor. Suan sadece bana sarilmani istiyorum."
Nefret ve sinirden resmen cilgina dönen karima tabi ki son muhtesem darbeyi vurdum.
"Bir erkeğin maddi ihtiyaçlarına karşı nasıl davranacağını hiç ama hiç bilmiyorsun", diyerek yüzyilina ayarını verdim.
15-20 sene evvel kral tv'de adını hatırlayamadığım bir vj kızımız "benim için nelerinizi feda edersiniz" diye ekrandan arayanlara sormuştur.arayanlar söylüyor evimi, arabamı, herşeyimi veririm diye. daha sonra başka birisi çıkar ve şu diyalog gerçekleşir;
izleyici:ben 200 milyon veririm
vj:ama nasıl yani ?
izleyici:sen etsen etsen 50 kilo edersin, kaşarın kilosuda 4 milyon olduğuna göre.
henüz bu sabah yaşanmıştır. onucuncuhavari sabahın köründe yollara düşmüştür. apaçi model 4 kişi beyaz şahinle yanlarında durarak camdan kafalarını uzatır ve gerçekte var olmayan bir adres sorarlar. güya taşşak geçececektir namıssızlar. a : apaçi, o : onucuncuhavari.
a : abi çıtır hatunoğlu ilköğretim okulu nerde biliyo musunuz? ahahahahahahaaaaa o : öyle bir okul duymadım buralarda. yanlış olmalı. a : yahu varmış abi. şalvarı uzun caddesindeymiş ahahahahahaaaa. o: haaa şalvarı uzun caddesi. şurdaki camiyi görüyo musunuz? a: evet abi görüyoruz. ahahahahaaaaa o: heh onun minaresi var ya dördünüzün götüne enlemesine girsin. gerisini siz bulursunuz zaten. a: ama abi şey yani... o: siktirin lan. tipine soktuklarım.