bir kadın vapurda bulmaca çözer. bir soruda takılır. soru ''kadınların çok sevdikleri birşey'' dir. son dört harfi 'ARAK' dır. geçen bir adama sorar. adam cevabın yarak olduğunu anlar ama cevap vermez. sonrasında 'taraktır o' der. kadın ise adama:
- silginiz var mı?, diye cevap verir.
Adam 80 yaşına merdiven dayamış durumda doktora gider. Doktor muayenesini yaparken bu arada sorar
- Nasılsınız, Hayatınızdan memnun musunuz?
adam:
-Ah doktor, bilemezsiniz o kadar mutluyum ki. 20 yaşında bi karım var ve benden 3 aylık hamile.
doktor çok şaşırır ve böyle bi durumu aklı almaz.
Adama dönüp der ki:
-size bir hikaye anlatacağım. Adamın biri geyik avına çıkmayı çok seviyormuş. Her gün tüfeğini alır ava gidermiş. Yine bir sabah kalkar ava gitmek için hazırlanır. Yalnız yanlışlıkla tüfeğini alacağına şemsiyesini alır.
Neyse bu adam ormanda ilerlerken aniden önüne bir geyik çıkar. Adam şemsiyesini doğrultur, nişanını alır, güm geyik yerde.
Yaşlı adam tam bu arada:
-Hayır kesinlikle başka biri vurmuş olmalı.
doktor da:
-Evet, kesinlikle.
küçüklükten beri arkadaş olan iki adamın, doğum günleri ard ardaymış.
her yıl, birisi, diğerine muzipçe bir sürpriz hediye veriyor, diğeri de ona sonraki gün karşılık niteliğinde hediye veriyormuş.
mesela 15inci yaş günlerinde, doğumgünü önce olana, diğeri çorap hediye etmiş, ama sürprizi, ayakkabı kutusunda olmasıymış. sonraki gün, yani hediyeyi veren kişinin doğumgününde, o arkadaş sürpriz yapmış: ayakkabı almış, ama sürpriz olan, ayakkabı kutusunda olmaları değil, yüksek topuklu kadın ayakkabısı olmalarıymış.
zaman içinde muzipliğin derecesi ve türü de değişmeye başlamış, o kadar ki bo.. öğhmm, suyunu çıkarmaya başlamışlar. mesela, 22nci yaş günlerinde, doğumgünü önce olana müstehcen içerikli dergi hediye etmiş arkadaşı, ama sürpriz, içerisinde doğum günü çocuğunun manitasının fotoğrafları varmış. hemen sonraki gün, bu sürprize karşılık, kendi doğumgününde, müstehcen dergi hediye eden arkadaş, çok büyük bir pasta almış, ama sürpriz bu değilmiş - pastanın içinden yaşlı bir kadın fırlamış, ama bu kadarla da değil, erotik iç çamaşırıylaymı, ve de elinde şeftali tatlısı varmış, şeftali tiki olan arkadaş için asıl sürpriz bu olmuş heralde.*
gel zaman git zaman, doğumgünü önce olana, 30uncu yaş gününde , arkadaşı büyük bir kutu hediye etmiş, üzerinde de bir not varmış: "doğum günün kutlu olsun, bu kutuyu geniş ve ıssız bir alana gidip aç". hediyeye sevinen adam, açık ve geniş bir yaylaya gider, kutuyu açtığında ise çok büyük bir sürpriz varmış, çok güzel genç bir hatun çırılçıplak içinden çıkmış, şuh bir bakış atarak göz kırpmış, ve şöyle demiş:
- yakalayamazsın kiii... ve koşmaya başlamış... adam 10 dakika, 15 dakika derken, yarım saate yakın kovalasa da yakalayamayıp, yorgunluktan bitap, vazgeçmiş.
tabi sonraki gün arkadaşının doğum günü olduğu için, onun bu hareketine yakışır bir sürpriz hazırlamış.
o da bir kutu hazırlayıp vermiş, sevinen arkadaşı koskoca kutuya bakmış, üstünde şöyle yazan notu görmüş: "doğum günün kutlu olsun, bu kutuyu geniş bir alana gidip aç". adam çok sevinmiş, yatak odasına götürmüş kutuyu, pencereyi ve kapıyı kilitleyip çivilemiş, sonra da demiş: hadi bakalım nereye kaçacan... bir yandan açmaya çalışırken kutuyu, bir yandan da soyunuyormuş; kutunun kapağını açınca, içinden çırılçıplak, sapık bakışlı, iri yarı, kıl yumağı bir oğlancı adam çıkmış, gür ve korkutucu bir sesle şöyle demiş:
- ben kovalıyoruuum!!!
bir gün kliseye giderken rahibe rahibin arabasına binmiş ve beraber kliseye gitmektelermiş. şeytan bu ya rahibin gösleri rahibenin bacaklarına kaymış ve elini bacağına koymuş. rahibe " rahip sen 127. ayeti biliyor musun? " diye sormuş ve rahip çok utanıp özür dilemiş. sonra dayanamayıp yine elini bacağına koymuş ve rahibe yine "rahip 127. ayeti biliyor musun? diye sormuş rahip utanarak özür dilemiş. kliseye vardıktan sonra neydi acaba bu 127. ayet diyerek incili eline almış ve incil de şöyle yazıyormuş: yukarı daha yukarı...
bi kamyoncu varmış , ve onun karısı.
bu kamyoncu her işten geldiğinde karısını sikiyormuş.artık kadının canına tak etmiş..hergün hergün seks yapmaktan haşat olmuş kadıncağız.
kadın bu soruna bi çare bulmak için doktora gitmiş.
doktor kadını dinlemiş ve şunu önermiş ; vajinal bölgenize yağ sürün.en azından penisin girmesini engellersiniz , demiş.
kadın doktorun dediğini yapmış..kamyoncu akşam eve gelmiş , yatağa geçmiş ve karısını zikmeye koyulmuş.
penis bir sağa bir sola bir sağa bir sola kaymış..
bunun üzerine adam sinirlenmiş ; ''lan sen 40 yıllık kamyon şoförüne patinaj mı çektiriyon'' demiş ve penisine zincir bağlayıp kadını bir güzel sikmiş..
çocuk yerde prezervatif bulmuş.. hemen sormuş 'baba baba bu ne ?' adam bakmış, şimdi prezervatif i anlatmak için çok küçük olduğu için yalandan geçiştirmiş. 'ben onla fareleri öldürüyorum oğlum' demiş. çocukta 'baba sen fareleri sikerek mi öldüyorsun' demiş..
namı kemal almanya ya gitmiş. almanya daki bir hayat kadını namı kemal in türk olduğunu anlamış ve onu dolandırmak için hemen yanına gidip "sana bir teklifim var. eğer bana üst üste on posta kayarsan senden para almayacam. ama eğer yapamazsan her birisi için ayrı ayrı para alırım" demiş. namı kemal de hemen kabul etmiş. başlamı kadına kaymaya. 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7. namı kemal kaydıkça kayıyormuş. kadın bakmışki bu adam beni götürecek, başlamış çamura yatmaya.
kadın: kaç posta oldu?
namı kemal:7
kadın:ne yedisi be. daha 4 oldu.
namı kemal:ohooo ho.. sen şimdiden çamura yatıyorsun. hadi o zaman sil baştan.
temel ve dursun karlı bir havada dağda mahsur kalmışlar. gece ilerledikçe hava iyice soğumuş. soğuktan nerdeyse ölecekler. temel demiş ki;
- ula dursun. bi filmde görmüştüm. böyle durumlarda iki kişi birbirini hallederse, vucutları ısı üretiyormuş ve donmaktan kurtuluyorlarmış.
biraz düşündükten sonra bakmışlar başka çare yok. denemeye karar vermişler. önce temel dursunun arkasına geçmiş ve işi bitirmiş. sonra sıra dursuna gelmiş. dursun geçmiş arkaya ve işe koyulmuş. çok canı yanan temel;
- ula dursun. ısınıyosan sorun yok da, sikiyosan çok ayıp ediyosun ha...
bir kadının kocası iş gezisine yurt dışına gider. kadın eve hemen bir erkek alır. koca hava alanında iken bazı evrakları evde unuttuğunu fark eder ve eve geri döner.
kocası zile bastığında kadın hemen içerideki adama döner ve "bu kocamın zile basma şekli hemen saklan" der. adam "nereye" diye sorar, sağa sola bakan kadın yatağın altını gösterir.
kadın kapıyı açar. kocası bir hışımla içeri girer ve "hanım bu ne hal uzun zamandır zile basıyorum, yeni açtın ve çırılçıplaksın" der ve durumdan işkillenir. hemen yatak odasına girer ve ne görsün? adam yatağın altına girmeye çalışmış ama sığmadığı için vücudunun yarısı dışarıda kalmıştır. hemen eşine döner ve "bu ne hanım" der. kadın son derece pişkince "o bir robot kocacım, japonya'dan aldım, ne dersem yapıyor" der. kocası kadına "hmm... o zaman sen bir dışarı çık" der ve karısı yatak odasından dışarı çıkar. sonra koca adama talimat vermeye başlar.
"yatağın altından çık".. adam çıkar. "yatağın üztünde domal.." adam domalır. sonra kadının kocası adamın arkasına geçer ve götüne zorlamaya başlar. ama adam götünü kasmaktadır. koca zorladıkça adam kasar.
en sonunda koca içerdeki karısına "hanım bu robot bozuk galiba, içerden matkabı getir" der.
o anda adamdan bir ses.. "lütfen tekrar deneyiniz".. "lütfen tekrar deneyiniz"
bi' mahallede camiyle kerhane varmış. adam kerhaneye gidip, işini bitiriyor sonra da camiye gidip ''allah'ım şeytana uydum sen beni affet'' diye tövbe ediyormuş.. ama istisnasız her gün yapıyormuş bunu.. sonra şeytan görünmüş; ''lan pezevenk sikip sikip benim üzerime atmasana''
taksiye tamamen tek başına, çırılçıplak bir bayan biner ve aceleyle şoföre "çabuk, derhal falanca filanca caddesine götür beni" demiş. şoför "hemen hanımefendi" demiş. taksici bir yandan araba sürüyor bir yandan da çıplak kadına bakıp duruyormuş. kadın ses etmemiş ama bakmış şoför hala öyle bakmaya devam ediyor, bu yüzden:
-ne bakıyorsun be adam? hayatında hiç mi çırılçıplak bir kadın görmedin?
şoför de:
-yok abla, gördüm de. parayı nerenden çıkaracaksın, onu merak ediyorum.
Biri yaşlı diğeri genç iki rahibe manastırdan çıkıp karanlık ve ağaçlı yoldan şehre giderlerken iki tecavüzcünün saldırısına uğramışlar, biri bir ağacın altında, diğeri çalıların arasında...
Rahibelerden yaşlı olanı Tanrım bu günahkârı affet, ne yaptığını bilmiyorrr!.. diye bağırmaya başlamış, rahibelerden genç olanı Bunu sakın affetme Tanrım!.. demiş kıkırdayarak, B.. Benimki acayip biliyor!..
kadının biri bi taksiyi durdurur. Kadınla piç veledi taksiye biner. Böle bi sohbet muhabbetten sonra kadın taksi şoförüne;
-ya benim çocuk biraz gevezedir. Sorular falan sorar. Başını ağırtır. Kızmassın di mi?
Taksi şoförü;
+abla ayıp ediyon biz çocukları severiz. Diyalogu iletişimi severiz. Sorsun sorusunu. çocuk bu elbet soracak.
demesiyle veled söze karışır.
v: abi bişey sorabilir miyim?
T: he yeğenim sor.
V: Annen mimar, baban mühendis olsa ne olursun?
T: bende mühendis, mimar gibi bişey olurdum herhalde..
V: Peki annen muhasebeci, baban müteahhit olsa ne olurdun?
T: yönetici falan.
V: peki annen müzik öğretmeni, baban ressam olsa ne olurdun
T: Sanatçı.
Bu piç veled 45 dakikalık taksi yolculuğunda vay annen bu olsa, vay baban bu olsa diyerek adamın beynini folloş eder. Adam artık sinirlenmiştir. tam taksiden inerkene;
T: Yegenim bende sana bi soru sorayım
V: he amca buyur
T: Anan oruspu, baban pezevenk olsa ne olurdun?
V: taksi şoförü.
mahalledeki aileler bunların kavgasından artık bıkmıştır, en sonunda polise şikayet ederler. karakola gittiklerinde komiser sorar nedir derdiniz diye.
kavga gene başlar, komiser bunları susturamaz, baş edemeyince ve işin içinden çıkamayınca bunları mahkemeye yollar.
hakimin karşısına çıktıklarında anlatırlar kavgalarını ve eklerler ''kararı sen ver hakim bey, kısa kalın mı makbul yoksa uzun ince mi makbul''
hakim demiş ki ''tamam ben size hangisinin makbul olduğunu söyleyecem ne var ki bunda? mahkemeyi 30 gün sonraya erteliyorum''. orospular ''e hadi görecez bakalım çözümünü'' demişler.
hakim başlamış düşünmeye, 1 gün geçmiş, 10 gün geçmiş, 25 gün geçmiş yok, bulamıyor çözümü. orospulara rezil olmak da istemiyor. son gece kara kara düşünürken bi de karıma sorayım demiş.
+karıcım sence uzun ince mi makbul, kısa kalın mı makbul?
-ikisi de değil.
+ee makbul olan ne?
-en makbul olanı içerde en çok kalanı.
doğru ya demiş içinden hakim. sevinmiş bulunan çözüme. ertesi gün mahkemede orospular sormuş.
-eee hakim bey, bize artislik yaptın çözümü bulurum diye, neymiş çözümün söyle bakalım şimdi?
+ne kısa kalın, ne de uzun ince. en makbul olanı içerde en çok kalanıdır.
orospular cevabı hemen yapıştırmış.
-40 yıllık orospuyuz, hangi kaşarlanmış orospu bu aklı sana verdiyse helal olsun ona. *
Adamın 7 yaşında bir oğlu varmış çocuk ana babasıyla aynı odada kalıyormuş, birgün adam hanımıyla sevişirken çocuğun dikkatini çekmiş. -Baba ne yapıyon? diye sorar. -Ananın sol tarafından sağ tarafına geçiyorum oğlum uyu demis. -Adam bir süre bekler tekrar hanımın üzerine çıkar. -Çocuk tekrar baba ne yapıyon? der -Adam sen uyu oğlum ananın sağ tarafından sol tarafına geçiyorum der, saat olmus 0:00 adam yine bir ileri bir geri çocuk yine sormuş. -Baba ne yapiyon? -Adamın canına tak etmiş saat 12 ye kadar uyumayan çocugun anasını *ikiyorum der.
Bir tane köyün en önemli özelliği erkeklerin aletinin çok uzun olmasıymış.Bir gün bir çocuk doğmuş fakat aleti küçükmüş.ilerde büyür diye beklemişler ama nafile.Çocuk evlenme yaşına gelmiş.Komşu köyden bir kız bulmuşlar ama köyün karizması çizilir diye bir çare aramaya başlamışlar.Ve karar verilmiş.Çocuğun ailesindeki erkeklerin aletlerinden birer parça alıp damat`a ameliyatla diktirmişler(imece usülü).Düğün yapıp gerdeğe sokmuşlar.Sabah olmuş heyecanla neticeyi öğrenmek için kapıya dayanmışlar.Büyüklerden biri sormuş: -Ne oldu oğlum işe yaradı mı?Damat cevap vermiş.: -Ya işe yaradı yaramasına da .mına koyduğumun doktoru herhalde dedemin parçasını tam ortaya denk getirmiş,ikide bir bükülüveriyo!
Kaptan pilot uçağı kaldırmış, Amerika'ya uçuyorlarmış. Yolculara gereken anonsu yapmış ve fıkra o ya, anonsu kapatmayı unutmuş. Uçağı otomatik pilota bağlamış ve söyle gerindikten sonra kendi kendine konuşmaya başlamış.
-"Oohhhh bee, gidip söyle güzel bi sıçayım, sonra da hostesi güzel bi sikeyim Tabi bütün yolcular duymuş. Hostes durumu kurtarmak, pilota haber vermek için tam koşacakmış ki, birinin valizine takılıp düşmüş.
temel bir gün dursun'a gider ve "bu akşam bizim evde grup yapıcaz sen de gel" der,
dursun da "tamam gelirim tabi, kimler var?" diye sorar,
temel de ardından "karında gelirse 3 kişi".
temel dursun idris grup seks fantazisi denemeye karar vermişler. iki tane fahişeyle anlaşıp eve gitmişler. bizimkiler birbirinden utandıkları için ışığı kapatmışlar, başlamışlar sevişmeye. 5 dakika sonra temel ışığı açmış:
- arkadaşlar böyle olmuyor da. organize olalım.
ışık kapanmış tekrar girişmişler olaya. 5 dakika sonra temel yine ışığı açmış:
- idris organize olalım diyrum da böyle olmayi.
tamam demişler ışığı kapatıp yine devam etmişler. 5 dakika sonra temek iyice sinirlenmiş yine açmış ışığı:
- ula uşaklar organize olalum dedum size, iki saattir yaladiğum iki tane meme, yediğum yarrağın haddi hesabı yok da.
güzel bir hafta sonu geçirmek isteyen karı koca ormanın ortasında bir eve tatile giderler.
e: aşkım sen yemeği yapana kadar ben biraz golf oynayacağım.
adam bahçeye çıkar, ilk atışta topa fazla abanınca top bahçeyi aşar ve bir cam kırılma sesi duyulur. hemen dışarı koşar topun gittiği yere bir bakar eski bir kulübe, top kulübenin camını kırıp içeri girmiştir. adam kimse olmadığını düşünüp topu almak için içeri girer. içeride sallanan sandalyede yaşlı, iri yarı, saçı sakalına karışmış bir adam oturuyor. birazda adamın bakışlarından korkarak:
e: kusura bakmayın burada bir kulübe olduğunu bilmiyordum çok üzgünüm. eşim yemek yaparken biraz golf oynamak istemiştim. masrafınız neyse hemen karşılayabilirim.
c: benden korkma, bunu yaptığın için sana minnettarım. beni yıllarca hapis olduğum bu evden kurtardın. ben bir cinim ve karanlık güçler yıllar önce beni buraya hapsetmişti. cam kırılınca büyü bozuldu. sen beni özgür bıraktın. eşine ve sana birer dilek hakkı veriyorum, lütfen karını getir, dileklerinizi yerine getirdikten sonra buradan ayrılacağım.
adam sevinçle karısına gider durumu anlatır, ikisi birlikte heyecanla cinin kulübesine giderler.
c: birer dilek hakkınız var, herşeyi isteyebillirsiniz.
k: şehirdeki evimizin yerine kocaman bir malikane, içinde hizmetçiler aşçılar ve uşaklar, kapının önüne de bir sürü lüks araba istiyorum.
cin parmağını şıklatır ve:
- malikaneniz istediğiniz gibi hazır sizi bekliyor.
e: bende o malikanede bir kasada 10 milyon dolar istiyorum.
cin tekrar parmağını şıklatır
- paranız artık sizi bekliyor. yalnız benimde sizden bir isteğim olacak.
erkek artık herşeye sahip olmanın verdiği sevinçle:
- tabii ki ne demek. isteyebilirsiniz.
c: ben yıllarca burada hapis kaldım. bir erkeğim ve kadına hasret kaldım. karınla bir kere sevişmek istiyorum. ondan sonra sizde istediklerinize doğru yola çıkarsınız.
karı koca birbirlerine bakarlar
k: aşkım artık herşeyimiz var bir kere sevişebilirim, nasıl olsa bir cin ve bunu bizden başka kimse bilmeyecek. hayatımızın sonuna kadar yetecek paramız ve herşeyimiz var artık.
erkek pek memnun olmasada malikaneyi ve hayatının sonunda kadar rahat yaşamayı düşünerek:
- nasıl olsa bir cin, zararı olmaz. der
cin odada kadına bir güzel kaynar, işini bitirir. kadın giyinirken sorar
c: kocan kaç yaşında?
k: 36. ne oldu ki?
c: hiiç. bu yaşa gelmiş hala cinlere inanıyor.
çocugun biri evde prezervatif bulur ve ne olduğunu anlamadığı içln götürüp babasına sorar... Baba kızarır bozarır ve sonunda sinek ilacı diyip geçiştirir.. çocuk : baba sen sinekleri s.kerekmi öldürüyorsun der.