icinde 3 asker pilotun ve 1 komutan pilotun oldugu ekip ucaktan parasutle atlama yapacaklardir askerlerden biri atlamadan onceki gece ruyasinda rahmetli annesini gorur ve annesi ogluna evladim sakin atlama parasutun acilmicak demis.ertesi gun asker bunu komutana anlatmis ama komutan zorlada olsa ucaga bindirmis askeri 1. Asker atlamis parasut acilmis 2. Asker atlamis acilmis sira bizimkine gelmis atlamam demis komutanda gel parasutleri degistirelim benimkini sen al seninkini ben.bizimkinin kafasina yatmis ve degistirip atlamis ya acilmazsa diye korkarken acilmis parasutu ve rahatlamis derken yanindan jet hiziyla asagi dusen komutanini gormus ve demis komutanim nereye komutanda obur tarafa anani sikmeye gidiyorum demis.
Bir gün alman,fransız ve temel yarışmaya katılmış yarışma konusu 70lik rakıyı bi seferde içip mağaraya girip mağaranın için deki prensesi sikip ayiya tokat atmakmis
Alman daha rakıyı bitiremeden yığılmış
Fransız rakıyı içmiş mağaranın girişinde bayilmis
Sıra bizim temele gelmiş rakıyı bi güzel içip mağaraya girmiş 10 dakika sonra mağaradan çıkmış ve sormuş ulan ayıyı buldum ama tokat atmam gereken karı nerde onu bulamiyorum...
Bir zamanlar köyün birinde evli bir papaz varmış ama bir türlü karısıyla ilişkiye giremiyormus bu bi gün iki kutu viagra içmiş adamın ki o günden sonra hiç inmemiş bütün köy illallah etmiş en son dağa kacmislar papaz durumu görünce ulan ne yapsakda indirsek şu dalgayı artık derken fikir gelmiş aklına arabalarda ki elektirik kablosunun ucunu akuye diğer ucunuda sikine tutmuş o sırada dağda yaşayan ahali köyün delisini yollamışlar papazın durumuna baksın sikerse bunu siksin hesabı, papazı o halde gören deli kostur kostur dağa gitmiş ne oldu demişler deli de demis ki papaz kendini sarja taktı inersek hepimizi siker
Bir gün tren de bi kabinde dört adam oturuyormuş 1.adam birden cami pencereyi açıp atlamak istemiş diğerleri tutup dur yapma nedir derdin diye sormuşlar adam karım aldatıyor beni demiş adamlarda uzme kendini bosanirsin olur biter demiş. Sonra birden 2.adam atlamaya kalkmış ona da sormuşlar sana ne oldu hesabı adam annem babamı aldatıyor diye dert yanmış sonra aynı şekilde 3.adam atlamaya kalkışmış buna sormuşlar buda benimde annem babamı aldatıyor demiş oda atlamamis en son 4.adam atlamaya kalkmış ne oldu lan senin ne derdin var demişler adamda bırakın lan ben beraber bu kadar orospu çocuğuyla ayni yerde olmam demiş.
ön sıradaki kadın başlamış ellerini yıkamaya. sonra o zebani bir de bakmış iki arka sıradakı kadın önündekini itekleyip yer değişmeye çalışıyor!!!
bu işe çok şaşıran (bkz: suha tarık) ne oluyor, niye itekliyorsun arkadaşını, sıra sana da gelir merak etme demiş.
kadın bunun üzerine bakmış bakmış, yok zebani efendi, ben bu (bkz: orospu)yu tanıyorum, o götünü yıkamadan, bi ağzımı çalkalayayım dedim diyerek olayı bitirmiş...
edit: bunu kim eksiler diye düşünürken inanılmaz şeyler geliyor lan insanın aklına, sıradakilerden biri misiniz olum, çekinmeyin, söyleyin...
bir zamanlar Türkçe konuşulan bir ülke de bir papağan yaşarmış. bu amansız papağan herkese küfreder, "götünü sikeyim..." şeklinde hakaretler yağdırırmış. bu işten sıkılan papağanın sahibi bu kardeşimizi satmaya kararvermiş ve bir alıcısı çıkan papağan yeni sahip namzedini görünce de götünü sikeyim diyerek şeklini koymuş.
adam küfreden bu papağanı satın almış ve bir iki hafta sonra tekrar eski sahibinin yanına gelerek
kardeş bu sürekli sövüyor, yok mu bir çaresi deyince üzerini bir bezle sıkıca ört, bir hafta dokunma Ahmet kardeşim, düzelir demiş eski sahip.
Ahmet bey evine gelip papağanın üzerini örtmüş ve bir karanlık odaya bırakmış.
aradan 4 5 gün geçince merak etmiş ve sessizce o yere girmiş, örtünün ucunu azıcık kaldırıp bakayım derken o makuz talihini yeneceğini düşünüyormuş. ama papağan lafı yapıştırarak zamanında iş yapmayanlara bu davranışın kötü bir davranış olduğunu ifade etmiş!
temelle dursun bir gün beş parasız amerikaya gidip amerikan rüyasını yaşamaya karar vermişler. özgürlük heykelinin orada buluşup birbirlerine bir söz vermişler. bir sene sonra yine aynı gün aynı saatte burada buluşalım temel demiş dursun. bakalım neler olacak kim başarılı olacak demiş. temel de tamam demiş.
1 yıl sonra
aradan bir yıl geçince temelle dursun yine aynı yerde buluşmak için yola çıkmışlar. önce temel gelmiş, üstü başı kir pas içinde elinde patlak su şişesiyle maf olmuş bir şekilde beklerken 5 dk gecikmeyle dursun gelmiş. altında özel limuzini, yanında zenci sarışın latin hatunlar, özel korumalar falan..
dursun, ee temel ne bu hal, perişan görünüyosun demiş. temel de, la dursun sen köşeyi dönmüşsün.. la ne yaptın böyle daa demiş.. dursun da, aga bi makine ürettim, dijital tatmin sağlıyor. beş dolar veriyosun sikini sokuyosun makinaya, o da seni tatmin edip gönderiyor. dijital seksi icat ettim demiş. temel de, vay amk seneye biz tekrar görüşelim dursun demiş.
bir yıl daha geçmiş, bu sefer dursun erken gelmiş yine limuzin, korumalar ve mankenlerle birlikte.. dursun saatlerce temeli beklemiş ama temel yok. en son dursun gitmeye karar vermişken ufukta bir helikopter ve üzerinde temel yazan onlarca uçak görünmüş. temel yere indiğinde ayağının altına serilen kırmızı halıda yürüyüp altın kaplama telefonu, ve otobüs dolusu manken ordusuyla ortama girmiş.. dursunun ağzı açık kalmış tabi. temel bu sen misin daa demiş. temel de benim yaa! demiş..
dursun meraklanmış ne yaptın da bu kadar zengin oldun temel demiş. temel de senin makinanın benzerini yaptım demiş. beş dolar verip sikini sokuyosun makinaya seni tatmin ediyor... ee ben de bunu yaptım bu kadar zengin olamadım demiş dursun.. temel de, tatmin ediyor ama beş dolar daha vermezsen sikini bırakmıyor demiş.
zamanın birinde henüz sebebi belirlenememiş bir şekilde, sağında solunda eğilenlere parmak atan bir zatımuhterem yaşarmış. yapma etme, ayıptır günahtır diyenlere aldırmaz, kendini tutamaz basarmış parmağı... zaman gelmiş adam yaşlanmış ölmüş. iş bu ya oğluna bıraktığı miras da tek bu olmuş. ahali çocuğu da uyarmış, yapma etme, baban muhtemelen cehennemde, sendemi oraya gitmek istiyorsun...
gel zaman git zaman bu kardeşimiz de hakkın rahmetine kavuşunca sorgu meleklerinin yanına varmış gelmiş. melekler bunu kaldırdıkları gibi fırlatmışlar cehenneme. çocuk düşer düşmez iki zebani kollarına girip yürütmeye başlamışlar. soğuktan hertarafı donan kardeşimiz dayanamamış sormuş hayırdır zebani efendiler, burası cehennem değilmidir, bize dünyada oranın çok sıcak olduğunu söylemişler, yüksek santigratlardan bahsetmişlerdi bu ne biçim iş, donuyoruz demiş. ankara sincan nüfusuna kayıtlı zebani kardeşimiz bu terbiyesizin bebesine çok kızmış ve şu önemli cümleyi söylemiş.! --la yavşaaan bebesi! baban yüzünden eyilip iki odun mu atabiliyoruz...
7 erkek 1 kadın ıssız bir adaya düşmüşler. Issız bir adada tek kadınla işin nereye gitçeği belli tabi. Neyse kadın her erkekle sırayla birer hafta geçireceğini söylemiş. Mutlu mesut devam ederlerken kadın 2 yıl sonra ölmüş. Erkekler artık yapıcak bir şey yok dişimizi sıkıp idare edicez demişler. 1 hafta geçmiş, 2 hafta geçmiş, 3 hafta geçmiş, artık dayanamayacak seviyeye gelmişler ama zorla 4. hafta da geçmiş. Sonra kadını gömmüşler.
bir televizyon kanalında türkiyeyi tanıtan, şehir şehir gezinen ve gezdiği yerleri tanıtarak program yapan bir sunucu bir köye gider. köyü tanıtırken bir yaşlı amca görür, yanına gider ve konuşmaya başlar.
- merhaba amcacım, bize komik bir hikaye veya anını anlatır mısın?
- tabi olir anlatoyim. bizim bir eşek vardi, daga çıkti kayboldi. bütün köy halki aramaya gettik sonra buldik. o sevinçlen bir güzel eşeği s...
sunucu aniden panik olarak;
- hoop aman amcacım ne yapıyorsun ya. anlatma bu hikayeyi boşver, başka bir anını anlat lütfen.
- olir. bizim mahmudin garısi vardi, daga çıkti kayboldi. sonra aramaya gettik, onu da buldik. sonra onu da sevinçle s...
sunucu artık sinirlenerek;
- amcacım ne yapıyorsun sen ya! lütfen böyle şeyleri anlatma. kendi anın yok mu senin, onu anlatsana sen.
- tamam anlateyim. bir gün daga çıktim, kayboldim...
Padişahın birgün canı sıkılır vezirine küfretmek istediğini söyler.
Vezirde Nam-ı Kemal adında birini tanıdığını ve çok küfürbaz olduğunu anlatır. Padişah Nam-ı Kemal'i çok merak etmiştir.
Vezirine emir vererek Nam-ı Kemal'i çağırır.
Nam-ı Kemal geldikten sonra Padişah:
- Çıkma yemiş ağacına koparma dalını malını
Nam-ı Kemal hemen:
- Düşersen aşağı görürsün ananın amını.
Padişah bu küfür karşısında çok sinirlenir ve Nam-ı Kemal'i zindana atar. Aradan birsüre geçtikten sonra Padişahın canı tekrar sıkılır.
Vezirine Nam-ı Kemal'i çağırmasını ve Divanı topladıktan sonra Nam-ı Kemal'in küfür edemeyeceğini söyler.
Nam-ı Kemal gelir. Padişah:
- Gittim karadenize tuttum bir alabalık.
Namık Kemal:
- sikerdim ananı ama etraf kalabalık.
beyaz bir adam zencilerin bulunduğu bir adaya düşmüş. ada halkı bu beyaza çok sıcak davranmış, kalacak yer vermişler filan. sonra bir yıl geçmiş, bakmışlar ki köyde doğan çocukların bir kısmı beyaz doğuyor, diğerleri de tam siyahi değil. kabilenin lideri beyaz adamı çağırmış. oğlum demiş, bak biz seni sevdik. iyi de bir insana benziyorsun, bunca zamandır da aramızdasın. ama sen geldikten sonra çocuklarımızın ten rengi açılmaya başladı, beyaz çocuklar türedi?
beyaz adam: efendim, demiş. şu ineklere bakın, ana da baba da beyaz olduğu halde yavruları siyah. böyle şeyler olabilir.
reisin rengi atmış: tamam evlat demiş. ben bizim çocukları soruşturmayayım, sen de danaları karıştırma!
doğu şehirlerinden birinde, bir otobüs şirketi müşterilerini bir türlü memnun edemez.. kimisi yolculuğun çok yavaş olmasından kimisi de kimsenin yardım etmemesinden ve yaşlılara gerekli ilginin gösterilmemesinden şikayet eder.. bunun üzerine bir karar alan şirket patronları, çalışanlarının daha yardım sever ve ilgili olmaları konusunda uyarır, aksi halde işten atma uyarısı yapar..
bunun üzerine çalışanlar şirketin batmaması için her türlü fedakarlığı göstermek için çaba gösterir..
neyse, yine bir otobüs yolculuğunda bavulu çok ağır olan bir yaşlı kadın otobüsteki görevlilerden birine 'evladım şu bavulu bi yerleştirsek zahmet olmazsa' der..
görevli de bütün olanca şivesiyle 'zahmetinin amına koyayım anaa. lafı mı olur. der..
çiftçi tavuklari için hiç yorulmayan bir horoz almak için pazara gider.
pazarci : istediginiz herseyi bu horoz yapar, diye azgin mi azgin bir horoz satar bizim çiftçiye. adam çiftlige döner ve horozu kümese koyar koymaz tüyler uçusur, gidaklama sesleri, feryat figan, çiftçi çok memnundur. ama horoz cok azgindir, sadece kumesi degil, çiflikteki hayvanlar, atlar, koyunlar, inekler vs. vs. adam memnundur ama bir yandan da endiselenir, horoz iki günde ölecek diye. horozu tutmaya çalisir ama nafile. neyse der eve girer.
ertesi gün bir bakar ki, horoz ayaklar havada, dili disarda kümesin önünde pestil vaziyette yatiyor ve hatta tepesinde bir akbaba uçusuyor.
çiftçi kendi kendine : ehh iste sana dedim geberecen diye, seklinde söylenir.
horoz, bir gözünü hafif açarak çiftçiye kisik sesle homurdanir;
-hissst! akbabayi kaçirican sus!
Basketbolcu bir gece evine bir kız atar. Muhabbet faslı geçtikten sonra
yatak odasına giderler. Kız soyunur basketbolcu da gömleğini çıkarır. Kolunda bir puma dövmesi vardır. Bunu gören kız sorar :
- O dövme de ne öyle ?
- Puma'dan sponsorluk almıştım. O yüzden yaptırdım,
daha sonra pantolonunu çıkarır. Bacağında Nike dövmesi vardır. Kız sorar: "Peki bu ne ?"
- O da sponsorumdu. O yüzden yaptırdım , der.
Sonunda basketbolcu anadan doğma soyunur. Penisinin üstünde aids
yazmaktadır. Bunu gören kız delirir ve bağırmaya başlar: "Hayvan herif ben asla aidsli biriyle yatmam, niye bana söylemedin aids'li olduğunu, ben gidiyorum" der. Bunu duyan basketbolcu gayet sakin cevap verir.
- Dur ya merak etme, birazdan adidas olacak!
bir adam bir gün bir petshopa giriyo kendisine en yakın duran papağanı gösterek
-pardon bunun fiyatı nedir diyor
-10000$ efendim
-neden bu kadar pahalı peki
-efendim o 300 tane kelime biliyor
biraz uzaktaki papağanı işaret ederek
-peki bunun fiyatı nedir
-20000$ efendim
-peki bu neden pahalı
-o aynı kelimeleri hem ingilizce hem türkçe söylüyor
onun yanındaki papağanı göstererek
-bunun fiyatı nedir
-30000$ efendim buda kelimeleri her dilde söylüyor
adam biraz daha bakındıktan sonra dükkanın yüksek bir yerinde asılı olan papağanı görüyor ve soruyor
-bunun fiyatı nedir
-100000$ efendim
-bunun özelliği nedir
-valla bu pek konuşmuyo ama ordaki 3 papağan buna "hocam" diyorlar
Birgün padisah bir yarisma düzenlemis.Kizini halkin önünde soyunduracak ve dalgasi kalkmayana büyük miktarda altin verecekmis.Ülkenin her yerinden yarismaya katilanlar olmus ve tabi bizim Namık Kemal de durur mu o da katilmis ama digerlerinden daha hazirlikli gelmis.Seyini,kalkmasin diye bacagina dolamis(!).
Neyse yarisma baslamis.Padisahin kizi da güzeller güzeli tas gibi bir vücut,dayanilacak gibi degil
Hal böyle olunca da herkesin seyi kalkar,bizim Namık Kemalin ise belinden doğru bacagi kalkar.Padişah:
almanya'da bir camide müslümanlar namaz kılarken içeriye elinde kanlı satırla iri yarı bir alman girer.. ve genele seslenerek 'burda müslüman var mı' der!
kimseden ses çıkmaz, kanlı satırı görünce herkes korkudan tirtir titrer.. alman tekrar sorar'müslüman var mı burda' diye.. en sonunda imam dayanamaz ve namaz kılanlardan birini gösterek bu müslüman der.. alman da 'gel benle' deyip bunu kolundan tutarak götürür.. aradan bir gün geçer aynı alman tekrar içeri gelir yine 'burda müslüman var mı' der.. yine kimseden ses çıkmaz.. imam yine içerdekilerden birini göstererek bu müslüman der.. alman onu da tutup kolundan götürür..
(almanın amacı ise islami kurallara göre keçi koyun inek kesmek ve bu konuda bir müslümandan yardım almak)
aradan bir gün daha geçer, alman yine elinde satırla içeri girer ve 'müslüman var mı' der.. bu sefer herkes parmaklarıyla imamı gösterir.. imam da 'ulan şerefsizler iki rekat namaz kıldırdık diye müslüman mı olduk' der..
ağır abaza olan bir adam varmış.. yıllarca ormanda yaşamaktan bıkıp, bir ağacın dalına tırmanmış.. 'yoldan geçen ilk hayvanı sikicem' demiş.. başlamış beklemeye... ilk fil geçmeye başlamış. geçmiş filin arkasına başlamış gel gite.. iş bitincede vicdan azabı çekmeye başlayıp 'tanrım beni affet şeytana uydum' demiş..
yarın tekrar çıkmış ağaç dalına.. bu seferde zürafa gelmiş.. zürafaya da gel git yaptıktan sonra yine vicdan azabı çekmiş ve 'tanrım sen beni affet şeytana uydum' demiş.. iki gün sonra tekrar çıkmış ağacın dalına kurbanını beklemeye başlamış.. bu seferde zebra gelmiş.. geçmiş zebranın arkasına işini bitirmiş.. yine vicdanına yenilerek 'tanrım sen beni affet şeytana uydum' demiş.. aradan üç gün geçmiş yine ağacın tepesine çıkacakken bu sefer ayağı kayıp düşmüş, düştüğü gibi de ölmüş..
zebaniler tanrının karşısına çıkarmışlar bunu.. tanrı çok günah işledin cehenneme gideceksin demiş buna, bu da yine 'tanrım sen beni affet şeytana uydum' demiş..
şeytan daha fazla dayanamımış.. koşa koşa nefes nefese gelmiş.. 'ulan orospu çocuğu sikip sikip benim üzerime niye atıyorsun' demiş..