annem:ahaaaaa ordaki şeyi aç da bana onu getir
ben:neyi açıyım anlamadım annecim?
annem:ahhaaaa orda neydi adı çekmecede aha bak oraya getirde şunu şeyapıyım.
ben:bu mu?
annem:yok valla salak bu çocuk yaa ahaaa şunu getir diyorum.
ben:off yaa yok burda bişey!
annem:sersem misin ya?
ben:yaa ne istediğini anlamadımki adını söyle getiriyim
annem:ayy bişeyi de ben söylemeden anla beee
ben:##$$?????????
babam gazeteye dikkatini vermiş, dış dünyaya kendini kapamıştır. annem ise o esnada diziye kendisini kaptırmıştır.
dizide adam eşini öldürür. o sırada babam tv'deki bağırış çağırışlar üzerine kafasını kaldırıp tv'ye bakar. annem: "aaa karısını öldürdü!" diye kendine dert edinir mevzuyu.
anne : a
baba : b *
a : yarın şey gidiyomuş şeye
b : ne gidiyomuş? kim gidiyomuş?
a : şey işte şeyin kızı
b : yahu kim gidiyomuş doğru düzgün anlatsana
a : şey işte bizim fatmanın kızı ihsan
b : ihsan? fatmanın kızı? meliha olmasın o
a : hah işte o gidiyomuş, okulu başlıyomuş yakında
b : * fesuphanallah kadın çok aydınlatıcı bi bilgi verdin valla
yok lan o kadar yaran bi diyalog değilmiş
b : torbacıya gittin mi bugün?
a : hıhı evet gittim. ama her zamankinden vermedi.
b : nasıl yani?
a : her zamankinden alıcaktım yokmuş.
b : peki sen ne aldın?
a : başka bişey aldım deniycez işte.
korkmuştum da bizimkiler ne iş çeviriyo diye. sonradan anladım . bildiğimiz torbacı değilmiş*
(bkz: elektrik süpürgesi torbası)
-yavrum o ayakkabılarını bağla bak düşceksin
-yok bişey olmaz hep böle geziyorum ki ben...
5 dakika sonra anne;
-cocuğum bağla şunları ya, düşceksin allah korusun!
-ya tamam bişey olmaz!...
1 dakika bile geçmeden, birbirine dolanan bağcıklarla bikaç metre yalpaladıktan sonra aaaa diye bağırarak yüzükoyun yere yapışan ben!
iğrenç bi surat ifadesi, çok acıyan dizler, aptal aptal bakışlar derken babam;
kalk hemen! kaaalk hemen o bağcıkları bağla! o bağcıkları bağlamadan bir adım daha atmayacaksın anladın mı! kalk ordan otur şuraya! hemen kalk hemen heman bakma öyle!
ağladım ağlıcam yemin ediyorum; anneme baktım bi ümit acıdı mı yavrum falan der ümidiyle; bi de çok kötü dolandı bağcıklar, çaktırmıyorum da kalkamıyorum resmen! salak salak yatıyorum yerde... annem baktı baktı; sonra o meşhur lafını söyledi ve yürüdü gitti;
gerizekalı !
canımın yandığına mı yanayım, bi de azar yediğime mi;
yoksa bize bakan o kadar insana mı... (bir cumartesi; bir alışveriş merkezinin girişi)
sonra kalkıp, bağcıklarımı bağlayıp, çoktan uzaklaşan annemle babamın peşinden yürüdüm dayak yemiş çocuk gibi...
hala utanıyorum çok...
aama ben bunun acısını alışverişte çıkarmazmıydım? * **
baba: oğlum git dondurma al karşıdan 1 kiloluk.
anne: yahu 1 kilo çok, yarım kilo yeter.
baba: sen sus kadın, git oğlum sen 1 kilo al gel.
-dondurma gelir, hayvan gibidir-
baba: orospu çocuğu ağzına kadar doldurmuş.
annem ve babamla dünya basketbol şampiyonası hakkında konuşuyoruz. konuşuyoruz dediğime bakmayın, ben basketten çat pat anlarım; onlar da çat'daki ç'nin altındaki çizgi kadar anlıyorlar.
ben: iyi yendik Porto Riko'yu ama haa, liderlik de garanti, yarınki Çin maçına rahat çıkarız.
anam: ay kim vardı Çin'de, uzun boylu bi adam vardı Yang miu muydu?
bubam: heheheh yua ming'ten bahsediyorsun sen. çok iyi topçu(!) o, amerika'da oynuyo zaten.(nba'i kastediyor.)
ben: aşsdşqrtx(önce kitlen, sonra babamın çin'i şampiyonluğun favorilerinden biri göstermesiyle kısa devre yap.)
baba:_yarın sakarya ya gidiyoruz hazırlanın
ben: _baba sınavım var ben gelemem.
babam:_olsun rapor alırız.
annem:_ali kpss için rapor vermiyorlar.
babam:_ boşver o zaman girmeyiversin.kışın birda girer.
ben_zönk!!??
15 dakika önce yaşanmış diyalogtur. ntv kanalı izlenmektedir. gece bülteninde nevin yanıt'ın 100 metre engelli koşuda birinci olduğu haberi verilmektedir:
spiker: ve şimdide engelli de avrupa şampiyonu olan milli atletimizin görüntüleri geliyor ekrana.
baba: ee hiç engel yok gibi.
anne: nasıl yok gibi?
baba: basbayağı yok gibi.
anne: olur mu ortada varya engeller.
baba: zıplamaçlar mı? onlar mı engel oluyor?
baba kişisi yarışın engelliler arasında olduğu düşünmüştür.
bazen gerçekten de yaran, kopartan diyaloglardır. şuan teyzemlerdeyim ve eniştem geldi. onlar da anne baba sonuçta. ortaya şöyle bi diyalog çıktı az önce:
* teyzem
- eniştem
* hoşgeldiiinn
- hoşbulduk hanım. ne pişirdin bugün? (adam aç belli ki)
* yemek.
açık ve net. teyzemden gelen cevaba bak. yarıldık kuzenimle adeta.
- ne pişirdin?
= yemek
iyi düşünmüşsün teyze. ara sıra yemek yemek lazım. ne o öyle hep kedi, köpek, insan eti filan? süperdi ya. yarıldım lan. *
badana boya zamanı gelmiştir fakirhanenin. boyalar,fırçalar alınmıştır. tek gerekli olan işgücüdür.
salonda hepbirlikte mutlu mesut oturup çay içerken;
anne: yaa böyle boş boş oturacağımıza kızın odasını boyamaya başlasak ya?
baba: yaparız yarın yaa, acelesi ne
a: ya böyle bekle bekle sıkılıyorum. ne zaman başlayacağız da ne zaman bitecekde vıdıvıdı vidividi
b: şimdi olmaz
a: o nedenmiş?
b: karanlık oldu şimdi boşver
Ardi: doğru, nemruta bakıyor benim odam zaten
evet bu dialoğun geçtiği saat 16 civarlarıdır... Daha güzeli ise benim odamın aydınlığa bakması ve günün hiç bi saatinde bir gram ışık almamasıdır
*anne sinirle işten eve gelir.baba televizyon seyretmektedir.ikisi de işten döndükleri için yorgundur.birden anne babaya kızmaya başlar.*
a: ya sana kaç kere dedim benim tarlama da bak diye yine ziyaret etmemişsin boşuna gitti çilekler
b: aa unutmuşum ama napim hep şantiyedeydim işçilerin başında durduk.
a: ben 64 lvl'ım sen 67 olmuşsun ama dün sen 62'ydin!?
b: *hssktr* patlıcanlar çıkınca olmuştur.
a: geçme beni bi daha bak yoksa sana akşam karpuz kavun yok.
olaya tanık olan abi-kardeş: hööö !?
anlamayanlar için özet: annemle babam farmville oyununda ellerinden geldiğinde birbirilerine yarıdm etmeye ve aynı anda lvl yükselmeyi amaçlamaktadır.sonucunda görülmüştür ki internet bütün nesillleri etkiliyor.
anne gün boyunca yıkadığı perdeleri makinadan çıktıkça taksit taksit evin ortanca oğlu bana taktırtmaktadır ve gına getirmiştir artık. anne mutfaktadır, orta odada baba tv seyretmektedir ve zataliniz bende arka odada entry girmekteyim. anne tekrardan bağırır.
anne: memmocann hadi gel artık şu perdeler son bunları da tak tamam.
ben : anne babam taksın ya boş boş oturuyor orada tv seyretmekten başka yaptığı birşey yok. ( baba sinirlenir ve olaya müdahale eder)
baba: hatun ben sana dedim demi o gece yapmayalım şunu diye!
ben : ?!?^++%/(&%
anne: sonradan öyle demiyordun ama.
ben ve baba: ?!'?^+%'%'
baba televizyonda rte konuşmasını izlemektedir ve talihsiz ben evin kopan telefon kablosunu tamir etmekle meşgulüm.
baba:*
anne:bey!
baba:rte se......... *
anne:(altıncı yedinci bey demesidir)beeeeeeeeeeeey!
baba:ne var lan ne varrr!
anne:allahın cezası, sigaran pantolonunu yakıyor (koltukta oturan babamın sigarayı sinirden elinden düşürmesi ve sigaranın başka bir yer yokmuş gibi koltukla bacağın arasına sıkışması )
olaydan 5 6 dakika sonra.
baba:gene yaptı yapacağını daha taksitini ödüyordum ben bu pantolonun **
ben: allah adamı taş yapar bunla kurtulduğuna dua et * *
anne baba küsmüştür,telefonda mesajlaşılır
baba:garnının.ağrısı.ne.gara.tikenim?
anne:söylersem ağzım büzülsün nokta koyma aralara sıfıra basınca boşluk oluyor.
telefon çalar.
anne: yine sessiz telefon heralde amaaaan.
baba: dünde gelmedi mi alla alla.
anne: alo alooooooo. çata.
baba: hep aynı saatte, millet kafayı yedi iyice.
beyazatlinick: anne şu telefonu bi ver de bakayım.
beyazatlinick: muahahahahahaha
baba: noldu?
beyazatlinick: çalar saati kurmuşşsunuz baba, heralde hep aynı saatte çalar muaahahahaha.
baba anneye bakar sinirlidir.
anne: tamam be bi daha gözlüksüz bakmam.
anne - baba kavgasında seviye artık iyice düşmüştür .
anne: allah senin olduğun cennete bile almasın beni .
baba : herşey gibi ona da sen karar verecen dimi . lan elinden gelse cenab-ı allahın işine karışacan be .
tedirgin anne ve soğukkanlılıktan ziyade rahat baba diyaloğu ;
anne: yine fazla kaçırmışsın. yüzün, boynun falan kızarmış. biraz dikkat etsen ?
baba : yok ondan değil, ikidir bakkal mustafa'dan aldığım rakı sahte çıkıyor.