anne baba bir konuda tartışırlar. her zamanki gibi ikiside çok inatçı ve sinirlidir. sinirli oldukları zaman çerkesce konuşurlar birde.
dır dır konuştukları bir sırada
babam: türkçe anlamıyor musun yüksel?
ben: baba çerkesce konuşuyosun nasıl anlayabilir ki.
baba işten* eve gelmiştir. duşa girmeden don aklet evde dolanır...
+senin...donun...
-nolmuş, hangi donum?*
+bakiyim ters mi giydin sen onu?
-yok yahu nasıl ters alla allaa...
+kudbettin ters bu!
-nasıl ters? hayır canım olmaz öyle şey...
+evden çıkarken dırdır sen nerden geliyorsun vırvır vs vs...
düşününce babamın ''hangi donum, ne tersi'' anlamazdan gelmelerine gülesim gelirdi de lan sonra boşandılar. babam da rahmetli oldu... baya bir yarmış bu diyalog bizi.
malkara'da ikmamet eden anne ve baba arasında yaşanır.
-orhan beni tekirdağ'a götür. hadi beee...
+yok... olmaz işim var. çıkacağım birazdan...
-nolursun bak... çok canım sıkılıyor evde.
+olmaz dedim. işim var.
-off... bi kere olsun istediğimi yapmıyorsun zaten.
peder bey baskıdan kurtulamayacağını anlayıp her zamanki gibi annemin asla bilemeyeceği bir soru sorma taktiğine başvurur.
+tamam. götürürüm ama bir soru soracağım. bilirsen götüreceğim.
anne eline ufak da olsa bir fırsat geçmenin heyecanıyla.
-sooor...
baba biraz düşünür ve sorar.
+iskoçya'da oynayan türk futbolcusunun adı ne?
-tugay mı? hı? tugay mı?
masada herkes donup kalmış, çay yudumlayan babanın çay boğazında kalmıştır. herkes inanılmazı başarmış bir birey gözüyle anneye bakmaktadır artık.
+yav hanım sen nerden biliyorsun?
-komşunun çocuğu top oynarken annesi bağırıyor hep tugay tugay diye. onun adını söyledim.
bu cevapla herkes daha da dumur olmuştur.
+peki hazırlanın gidelim.
anne ve baba kızlarını sen aslında bizim kızımız değilsin biz seni çöpten bulduk
dehşeti yaşatmaya çalışırken ki diyalog.
anne : biz bu kızı çöp kutusundan bulduk dimi
baba : peynir kutusunun içindeydi bizim kızımız değil bu.
anne : tamam işte çöp kutusundan bulduk
baba : peyniri sevmiyor diye peynir kutusu diyoruz heralde.
anne : tamam işte peynir kutusu çöpün içindeydi.
2 dk. önce yaşanan diyalogdur. anne televizonda dizi izlemektedir. dizide kız isteme sahnesi vardır ve kızımız müstakbel damada tuzlu kahve ikram etmektedir. anne babaya:
anne: Keşke bende sana tuzlu kahve verseydim.
Ben: Bence pul biberli kahve vermeliydin anne. *
anne: Bileydim böyle olacağını fare zehirli kahve verirdim.
baba: baştan hallederdim diyosun yani? *
2 gün önce gece vakti eve dönerken arabanın ucunu bir motorluya dokundurdum, eve dönünce durumu anlattım ve kopan komedi.
anne : hep senin suçun bunlar !
baba : anaaa, ben ne yaptım şimdi ?!
anne : ya motorluyu öldürseydi ?! ya sağa sola girseydi ?! bok mu vardı ehliyet aldın hemen zürafaya ?
baba : anacım büyütüyorsun, motorlu farları kapatmış ve ışıkta çocuğun önüne sürmüş.. 8 de 8 kusurlu. ölse dahi birşey olmaz.
anne : hepsi senin suçun !
baba : bakale, " oğlum hadi avm'ye gidelim. hadi bi sinema yapalım. hadi beni günüme bırak. " deyip çocuğu sağda solda gezdirmesini biliyorsun ama...
anne : ben mi suçlu oldum şimdi de ?!
zürafa : huhuhuhehehehe...
baba : gülme lan dümbük, sende birşeyler söyle annene. anahtarların gitti gidiyor !
zürafa : prensesim sen yorma kafanı, birşey olmadı şükür de geç hadi. gel bir öpeyim.
biter....
baştanda yapabilirdim bunu ama görmek istedim bu tatlı tartışmayı yıllardan sonra. swh
kadınlar halter şampiyonası izleyen anne ve baba diyaloğuna bir örnek şu şekilde gelişir:
anne: bunların memeleri de yok ha...
baba: memeleri göğüs kaslarının içine kaçmış...
anne: nurten arıyor bey. babamı çok özledim beni affetsin artık diyor.
baba: benim nurten diye bir kızım yok.
anne: eee benimde yok.
baba: yanlış numara herhalde.
anne: kapatıyorum o zaman.
baba: tamam.
evde duvarda gökhan türkmenle olan fotografım asılıdır. dedem odama gelir ve,
dede: o adam kim??
ben: dedecim o sanatçı. gökhan türkmen hiç benzemiyor dimi tv deki haline.
dede: başlatma tv deki halinden nerden çıktı bu fotograf??
ben: dedecim bi konserinden sonra çekilmiştik.
dede: bütün her şeyi onun için yapıyorsun, gündüzleri onunla buluşuyorsun onun için süsleniyorsun dimi. ben biliyordum birinin olduğunu. demek her şey şu çocuk içinmiş..
ben: ???!&%/^(^')!!!
Anne:Ayy ne kadar çok susuyorum bugünlerde baya da ısındı havalar.
Baba:Ben senin hiç sustuğunu görmedim hatun .
Babamın nasıl bir bilinçaltı var merak ediyorum.
evlilik nedeniyle dur ile babasının arası açıktır. bu durumdan fazlasıyla rahatsız olan anne, bir yolunu bulup dur' u ziyarete gelmişlerdir. ertesi günün sabahında kahvaltı da;
baba: ne zaman evlenicen lan sen?
dur: kısmet baba. hem bak bekar da kendime bakabiliyorum.
baba: bok bakıyorsun, hergün başka birisi bakıyormuş eve.
dur:....
anne: bulalım birisini de evlen, düğün yapalım artık. torun istiyorum ben.
baba: nikahtan alsın ne düğünü. bu yaştan sonra düğün mü olur?
anne: benim düğünüm olmadı. oğlumun düğünü olsun.
dur: senin niye düğünün olmadı anne?
anne: babası yokmuş, onun için düğün yapılamazmış( babamın babasından bahsediyor) x amcanla, y amcanın babası başkaymış demek ki.
baba sürekli ergenekon duruşmalarını izlemeye gitmektedir. validenin ısrarı üzerine beraber giderler birgün. 2 3 gün sonrasında televizyonda izlediği bir haber üzerine valide pederin yanına yaklaşır:
-bak gördünmü? ben de diyorum neden bu tuncay özkan falan nası dolaşıyor bu adliye binasında diye soruyorum. her tarata kamera mikrofon varmış.
baba: aa ne diyosun?
anne: tabi sana boşa demiyoruz konuştuğuna dikkat et diye
baba: eyvaaah bize de kaydı o zaman?
a : bu uyduları fırlatıyorlar ya hani havada nasıl duruyorlar öyle töbe bismillah.
b : kızım safmısın sen yaaa. bir kayaya filan dikiveriyorlar işte?!
bu cevapla babanın, annenin gözünde kahraman olmasını izleyen çocuk : &+?#½)=?