mutfak camına sigara içmeye giderken şahit olduğum yaran diyalog. annem ve babam anti tayyip timinin has elemanlarındandır. annem ne zaman tv ekranlarında tayyip'i görse açar ağzını, yumar gözünü. ben tam mutfağa giderken ekranda tayyip'in portresini yapan bir adam, portrenin altına "efsane başımızın tacı" gibi bir şey yazmış. diyalog aynen şu şekilde;
annem:a
babam:b
b: tipini siktiğim. başının tacı değil, götünün tıkacı.
a: niye öyle söylüyorsun? o, onun düşüncesi.
b: lan ne zaman ekrana çıksa herifi yerden yere vuruyorsun. kırk yılın başı içimi döktüm, onda da gelip bana çemkirme.
a: ama insanların fikirlerine saygı duyman lazım.
b: yaaaavvv.... rakı kaldı mı?
anne: ahmet mutfakta fare vaaaarr( bilimum ciyaklama efektleri eşliğinde)
baba: eee...ben kedi miyim? (gazete okunmaya devam edilir, hiç bozulmaz bile)
anne mavi ekrandır bir süre...kalan ahali gülmekten yerlerdedir.
babam yılarca hayalini kurduğu motoru nihayet almıştı. ilk gün. hepimiz heyecanla inceledik. akşam babam ve annem tv izlerken uyuyakaldılar. annem (her zamanki) gibi horlamaya başladı. (biz tv ye devam). babam birden annemin gürültüsüne sıçradı.
-hanım kalk kalk.
+noldu noldu.
-kalk kalk motoru çalıyolar. * ve bunlar koşturarak aşağıya indiler. hepimiz kopmuştuk.
anne:kapıyı kapatalım çocuklar duymasın.
baba:ne gerek var duymazlar yatmışlardır.
anne:ya sen kapa, eşeği sağlam kazığa bağlıyalım.
baba:benimkini eşek yaptın ya helal olsun sana.
anne:hönk!
saat gece 1 civarıyken:
babam: hadi kadınım gel yatalım artık.
annem: sen yat benim uykum gelmedi daha.
babam: hadi naz yapma gel çılgınlar gibi uyuyalım.
annem: (bıyık altından gülerek ama kızgın görünmeye çalışarak) kızın yanında neler söylüyorsun git yat sen!
babam: bak gidiyorum beş dakika içinde gelmezsen kızın yanında zorla öperim!!
annem:.........
beş dakika sonra anne kıyın kıyın gider.
çık tıtlısınız.
baba telefon eder:
+efendim babam?
-naber beybi?
+eheh. iyidir beybi senden naber?
-nolsun ananla oturuyoruz. (anneme seslenir) kadınım çay koy. sen n'apıyosun kızım?
+ne yapayım baba her zamanki şeyler işte.
-iyi iyi canını sıkma hiçbir şeye. benden kendine bi profiterol ısmarla. sıkılmasın canın.
+tamam o zaman peki alırım. (en şımarık halimle)
-ama bim'den al he bimden. bir buçuk lirayı geçmesin.
+ehehe tamam öyle yaparım.
-bu arada abin geçen bisikletten düştü hafıza kaybı falan yaşadı da şimdi düzeliyo yavaş yavaş.
+oha nasıl yani?!? iyi mi şimdi??
-iyi iyi. kafası dominos'a gidip geliyordu kaç gündür de şimdi hatırlıyor. (hunharca güler)
+hadi ver de bir abimle de konuşayım o zaman.
-tamam kızım hadi iyi bak kendine. (abime telefonu verirken) al lan kardeşin seninle konuşacakmış. hatrılıyorsun dimi?
baba: şarj aletim ofiste kaldı.
anne: niye götürdünki?
baba:ya sabah alarm çalmad...
anne:ee ceza diye işemi götürdün.
aile susar.ekip dağılır..
baba -kısık bir sesle- "şarjı bitmiş".
b: ay ben şimdi baba mı olduuuum?
a: biraz daha zorlarsan anne olacaksın hayatım ay ne demek?
b: 5 dakika önce çığlık çığlığaydın çıkardın çocuğu rahatladın tabi şimdi bana saldır sibel.
a: loğusayım ben loğusa. git tarçınlı sütlaç getir bana.
b: bitmediniz. oğlumu seviyorum ben hemşire getirsin. hemşireeee!
not: bu diyalogda oğul değilim ben, şahidim şahit.
(annemde foto makinasi ama resim degilde video moduna almis, babamda resim cekiyo saniyo)
babam: cekiyo musun canim
annem: evet
..
babam: ee bakim
annem: dur daha cekmedim
babam: hadi be siktirgit cekiceksen cek
annem gülmekten resmi cekemedi, tabi bizde.
her konuda ama bu böyle. artık espiri olarak kalmıştır bu, aralarında eski kullanım sıklığı yok artık ama olsun. en konuyla alakasız yerde konuşurlar konuşurlar artık konuşma biter aradan epey zaman geçtikten sonra;